ح د ث kökü Kur'an'da 36 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:44

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

sözü

Artık bu sözü yalan sayanı sen Bana bırak. Biz onları, bilmeyecekleri bir yönden derece derece (azaba) yaklaştıracağız.

DUHA
93:11

فَحَدِّثْ

feHaddiṧ

anlat

Rabbinin nimetini durmaksızın anlat.

NECM
53:59

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

söz-

Şimdi siz, bu sözden mi şaşkınlığa düşüyorsunuz?

BÜRUC
85:17

حَدِيثُ

Hadīṧu

haberi

Orduların haberi sana geldi mi?

MÜRSELAT
77:50

حَدِيثٍ

Hadīṧin

söze

Artık onlar, bundan sonra hangi söze inanacaklar?

A'RAF
7:185

حَدِيثٍ

Hadīṧin

söze

Onlar, göklerin ve yerin ’bağımlı olduğu egemenliğe ve sünnete’ (melekût) Allah’ın yarattığı şeylere ve ihtimal (verip) ecellerinin pek yaklaştığına bakmıyorlar mı? Bundan sonra onlar artık hangi söze inanacaklar?

TA-HA
20:9

حَدِيثُ

Hadīṧu

haberi

Sana Musa’nın haberi geldi mi?

TA-HA
20:113

يُحْدِثُ

yuHdiṧu

(Kur’an) yaptırır

Böylece Biz onu, Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur.

VAKI'A
56:81

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

sözü

Şimdi siz bu sözü mü hor görüp-küçümsüyorsunuz?

ŞU'ARA
26:5

مُحْدَثٍ

muHdeṧin

yeni

Onlara Rahman (olan Allah) dan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.

YUSUF
12:6

الْأَحَادِيثِ

l-eHādīṧi

düşlerin

"Böylece Rabbin seni seçkin kılacak, sözlerin yorumundan (kaynaklanan bir bilgiyi) sana öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak’a (nimetini) tamamladığı gibi senin ve Yakub ailesinin üzerindeki nimetini tamamlayacaktır. Elbette Rabbin, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."

YUSUF
12:21

الْأَحَادِيثِ

l-eHādīṧi

düşlerin

Onu satın alan bir Mısırlı (aziz,) karısına "Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize bir yararı dokunur ya da onu evlat ediniriz" dedi. Böylelikle Biz, Yusuf’u yeryüzünde (Mısır’da) yerleşik kıldık. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öğrettik. Allah, emrinde galib olandır, ancak insanların çoğu bilmezler.

YUSUF
12:101

الْأَحَادِيثِ

l-eHādīṧi

düşlerin

"Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

YUSUF
12:111

حَدِيثًا

Hadīṧen

bir söz

Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ’çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.

EN'ÂM
6:68

حَدِيثٍ

Hadīṧin

bir söze

Ayetlerimiz konusunda ’alaylı tartışmalara dalanlar’ -onlar bir başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.

LOKMAN
31:6

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

hadisi (sözü)

İnsanlardan öyleleri vardır ki, bilgisizce Allah’ın yolundan saptırmak ve onu bir eğlence konusu edinmek için sözün ’boş ve amaçsız olanını’ satın alırlar. İşte onlar için aşağılatıcı bir azap vardır.

SEBE
34:19

أَحَادِيثَ

eHādīṧe

efsanelere

Onlar ise "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır) dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece Biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.

ZÜMER
39:23

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

sözün

Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir Kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine (karşı) yumuşar-yatışır. İşte bu, Allah’ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için de bir yol gösterici yoktur.

CASIYE
45:6

حَدِيثٍ

Hadīṧin

söze

İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir; sana bunları hak olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze iman edecekler?

ZARIYAT
51:24

حَدِيثُ

Hadīṧu

haberi

Sana İbrahim’in ağırlanan konuklarının haberi geldi mi?

GAŞIYE
88:1

حَدِيثُ

Hadīṧu

haberi

(Her yanı yaygın olarak kuşatacak olan) Kıyametin haberi sana geldi mi?

KEHF
18:6

الْحَدِيثِ

l-Hadīṧi

söze

Şimdi onlar bu söze (Kur’an’a) inanmayacak olurlarsa Sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin (öyle mi)?

KEHF
18:70

أُحْدِثَ

uHdiṧe

ben anlatıncaya

Dedi ki "Eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."

ENBIYA
21:2

مُحْدَثٍ

muHdeṧin

yeni

Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma gelmeyiversin, bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.

MÜ'MINUN
23:44

أَحَادِيثَ

eHādīṧe

birer ibret hikayesi

Sonra birbiri peşi sıra elçilerimizi gönderdik; her ümmete kendi elçisi geldiğinde, onu yalanladılar. Böylece Biz de onları (yıkıma uğratıp yok etmede) kimini kiminin izinde yürüttük ve onları (tarihin anlatıp aktardığı) bir olay kıldık. İman etmeyen kavim için yıkım olsun.

TUR
52:34

بِحَدِيثٍ

biHadīṧin

bir söz

Şu halde, eğer doğru sözlüler iseler, benzeri bir söz getirsinler.

NAZI'AT
79:15

حَدِيثُ

Hadīṧu

haberi

Musa’nın haberi sana geldi mi?

ZILZAL
99:4

تُحَدِّثُ

tuHaddiṧu

söyler

O gün (yer), haberlerini anlatacaktır.

BAKARA
2:76

أَتُحَدِّثُونَهُمْ

etuHaddiṧūnehum

onlara haber mi veriyorsunuz

İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki "Allah’ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz Katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?"

AHZAB
33:53

لِحَدِيثٍ

liHadīṧin

söze

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah’ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

NISA
4:42

حَدِيثًا

Hadīṧen

(hiçbir) söz

O gün, küfre sapıp da elçiye isyan edenler, yerle bir olmayı ’severek-isteyecekler.’ Oysa Allah’tan hiçbir sözü gizleyemezler.

NISA
4:78

حَدِيثًا

Hadīṧen

söz

Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile. Onlara bir iyilik dokunsa "Bu, Allah’tandır" derler; onlara bir kötülük dokunsa "Bu sendendir" derler. De ki "Tümü Allah’tandır." Fakat, ne oluyor ki bu topluluğa, hiçbir sözü anlamaya çalışmıyorlar?

NISA
4:87

حَدِيثًا

Hadīṧen

sözlü

Allah; O’ndan başka İlah yoktur. Kendisinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah’tan daha doğru sözlü kimdir?

NISA
4:140

حَدِيثٍ

Hadīṧin

bir söze

O, size Kitap’ta "Allah’ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğinizde, onlar bir başka söze dalıp geçinceye kadar, onlarla oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doğrusu Allah, münafıkların ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandır.

TALAK
65:1

يُحْدِثُ

yuHdiṧu

ortaya çıkarır

Ey Peygamber, kadınları boşadığınız zaman, iddetleri süresinde (temizlendiklerinde) boşayın ve iddeti sayın. Rabbiniz Allah’tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar; ancak açık ’çirkin bir hayasızlık’ göstermeleri durumu başka. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Sen bilmezsin; olabilir ki Allah, bunun arkasından bir iş (durum) oluşturur.

TAHRIM
66:3

حَدِيثًا

Hadīṧen

bir söz

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, O da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki "Bunu sana kim haber verdi?" O da "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.