و ق ع kökü Kur'an'da 24 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜRSELAT
77:7

لَوَاقِعٌ

levāḳiǔn

elbette olacaktır

Şüphesiz, size vaadedilen gerçekleşecektir.

SAD
38:72

فَقَعُوا

feḳaǔ

derhal kapanın

"Onu bir biçime sokup, ona Ruhum’dan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın."

A'RAF
7:71

وَقَعَ

veḳaǎ

inmiştir

"Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iğrenç bir azap ve gazab gerekli kılındı. Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ile babalarınızın isimlendirdiği (düzüp uydurduğu) birtakım isimler (düzme tanrılar ve kurallar) adına mı benimle mücadele ediyorsunuz? Öyleyse bekleyedurun; şüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

A'RAF
7:118

فَوَقَعَ

feveḳaǎ

ortaya çıktı

Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.

A'RAF
7:134

وَقَعَ

veḳaǎ

çökünce

Başlarına iğrenç bir azap çökünce, dediler ki "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğulları’nı seninle göndereceğiz.

A'RAF
7:171

وَاقِعٌ

vāḳiǔn

üstlerine düşecek

Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız."

VAKI'A
56:1

وَقَعَتِ

veḳaǎti

olduğu

Vakıa (kesin bir gerçek olan kıyamet) vuku bulduğu zaman,

VAKI'A
56:1

الْوَاقِعَةُ

l-vāḳiǎtu

olacak vak’a

Vakıa (kesin bir gerçek olan kıyamet) vuku bulduğu zaman,

VAKI'A
56:2

لِوَقْعَتِهَا

liveḳ’ǎtihā

onun oluşunu

Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.

VAKI'A
56:75

بِمَوَاقِعِ

bimevāḳiǐ

yerlerine

Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim.

NEML
27:82

وَقَعَ

veḳaǎ

geldiği

O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.

NEML
27:85

وَوَقَعَ

ve veḳaǎ

ve vuku bulmuştur

Zulmetmelerine karşılık, söz, kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar.

YUNUS
10:51

وَقَعَ

veḳaǎ

gerçekleşti

Gerçekleştikten sonra mı O’na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.

HICR
15:29

فَقَعُوا

feḳaǔ

hemen kapanın

"Ona bir biçim verdiğimde ve ona Ruhum’dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın."

ŞURA
42:22

وَاقِعٌ

vāḳiǔn

başlarına inerken

(O gün) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken görürsün; o (yaptıkları) da üstlerine çöküvermiştir. İman edip salih amellerde bulunanlar ise, cennet bahçelerindedirler. Rableri Katında her diledikleri onlarındır. İşte büyük fazl (nimet ve üstünlük) budur.

ZARIYAT
51:6

لَوَاقِعٌ

levāḳiǔn

olacaktır

Şüphesiz din (hesap ve ceza) da mutlaka gerçekleşecektir.

KEHF
18:53

مُوَاقِعُوهَا

muvāḳiǔhā

içine düşeceklerini

Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.

TUR
52:7

لَوَاقِعٌ

levāḳiǔn

vukubulacaktır

Şüphesiz senin Rabbinin azabı kesin olarak gerçekleşecektir.

HAKKA
69:15

وَقَعَتِ

veḳaǎti

vuku bulur

İşte o gün, vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık vukubulmuş (gerçekleşmiş)tur.

HAKKA
69:15

الْوَاقِعَةُ

l-vāḳiǎtu

olacak olan

İşte o gün, vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık vukubulmuş (gerçekleşmiş)tur.

ME'ARIC
70:1

وَاقِعٍ

vāḳiǐn

vuku bulacak

İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi.

HAC
22:65

تَقَعَ

teḳaǎ

düşmesin

Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde onun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir.

NISA
4:100

وَقَعَ

veḳaǎ

düşer

Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah’a ve Resûlü’ne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah’a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.

MAIDE
5:91

يُوقِعَ

yūḳiǎ

sokmak

Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?