س ق ي kökü Kur'an'da 25 defa geçmektedir.

AYETLER

ŞEMS
91:13

وَسُقْيَاهَا

ve suḳyāhā

ve onun su içmesini

Allah’ın elçisi onlara dedi ki "Allah’ın (deneme için size gönderdiği) devesine ve onun su içme-sırasına dikkat edin."

MÜRSELAT
77:27

وَأَسْقَيْنَاكُمْ

ve esḳaynākum

ve size içirmedik mi?

Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?

A'RAF
7:160

اسْتَسْقَاهُ

stesḳāhu

su istediği

Biz onları (İsrailoğulları’nı) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk (ümmet) olarak ayırdık. Kavmi kendisinden su istediğinde Musa’ya "Asan’la taşa vur" diye vahyettik. Ondan on iki pınar sızıp-fışkırdı; böylece her bir insan- topluluğu su içeceği yeri öğrenmiş oldu. Üzerlerine bulutla gölge çektik ve onlara kudret helvası ile bıldırcın indirdik. (Sonra da şöyle dedik) "Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin." Onlar Bize zulmetmedi, ancak kendi nefislerine zulmediyorlardı.

CIN
72:16

لَأَسْقَيْنَاهُمْ

leesḳaynāhum

onları sulardık

Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde ’dosdoğru bir istikamet tuttursalardı’, mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

FURKAN
25:49

وَنُسْقِيَهُ

ve nusḳiyehu

ve onunla sulayalım diye

Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için.

ŞU'ARA
26:79

وَيَسْقِينِ

ve yesḳīni

ve içiren

"Bana yediren ve içiren O’dur;"

KASAS
28:23

يَسْقُونَ

yesḳūne

(hayvanlarını) sularken

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.

KASAS
28:23

نَسْقِي

nesḳī

biz sulayamayız

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.

KASAS
28:24

فَسَقَىٰ

feseḳā

(Musa) hemen suladı

Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım."

KASAS
28:25

سَقَيْتَ

seḳayte

sulamanın

Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun."

YUSUF
12:41

فَيَسْقِي

feyesḳī

yine sunacak

"Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş onun başından yiyecek. İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş (artık) olup bitmiştir."

YUSUF
12:70

السِّقَايَةَ

s-siḳāyete

su tasını

Erzak yüklerini kendilerine hazırlayınca da, su kabını kardeşinin yükü içine bıraktı, sonra bir münadi (şöyle) seslendi "Ey kafile, sizler gerçekten hırsızsınız."

HICR
15:22

فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ

fe esḳaynākumūhu

böylece sizi suladık

Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz.

GAŞIYE
88:5

تُسْقَىٰ

tusḳā

kendilerine içirilir

Kaynar bir kaynaktan içirilirler.

NAHL
16:66

نُسْقِيكُمْ

nusḳīkum

size içiriyoruz

Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz.

İBRAHIM
14:16

وَيُسْقَىٰ

ve yusḳā

kendisine içirilir

(Böylesinin) Önünde cehennem vardır ve (orada) irinli sudan içirilecektir.

MÜ'MINUN
23:21

نُسْقِيكُمْ

nusḳīkum

size içiriyoruz

Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret) vardır; karınlarının içinde olanlardan size içirmekteyiz ve onlarda sizin için daha birçok yararlar var. Sizler onlardan yemektesiniz.

MUTAFFIFIN
83:25

يُسْقَوْنَ

yusḳavne

onlara içirilir

Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir.

RA'D
13:4

يُسْقَىٰ

yusḳā

(bunların hepsi) sulanır

Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

İNSAN
76:17

وَيُسْقَوْنَ

ve yusḳavne

ve onlara içirilir

Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir.

İNSAN
76:21

وَسَقَاهُمْ

ve seḳāhum

ve onlara içirmiştir

Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle bezenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir şarab içirmiştir.

BAKARA
2:60

اسْتَسْقَىٰ

stesḳā

su istemişti

(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona "Asanı taşa vur" demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah’ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın.

BAKARA
2:71

تَسْقِي

tesḳī

ve sulamaz

(Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman) "Şimdi gerçeği getirdin" dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı.

MUHAMMED
47:15

وَسُقُوا

ve suḳū

ve içirildiği

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur) İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ’parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu?

TEVBE
9:19

سِقَايَةَ

siḳāyete

su vermeyi

Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez.