Ali Fikri Yavuz | |
---|---|
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ Veylül li külli hümezetil lümezeh. |
|
الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ Ellezıcemea malev ve addedeh |
|
3. Sanıyor ki, onun malı, kendisini (dünyada) ebedîleştirecektir. |
يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ Yahsebü enne malehu ahledeh |
4. Hayır, (malı onu kurtaramaz). Muhakkak o Hutame’ye (ateşe) atılacaktır. |
كَلَّا ۖ لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ Kella le yümbezenne fil hutameh |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ Ve ma edrake mel hutameh |
|
نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ Narullahil mukadeh |
|
الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ Elleti tettaliu alel ef’ideh |
|
إِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌ İnneha aleyhim mü’sadeh |
|
فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ Fi amedim mümeddedeh |