İlyas Yorulmaz 

1. ElifLamRa. Bunlar kitabın ayetleridir ve Rabbinden sana indirilmiş olan bu ayetler, gerçek doğrulardır. Fakat insanların çoğu bu ayetlere inanmıyor.

2. Eğer göklere bakarsanız, onu direksiz olarak yükselten Allah dır. Sonra her şeyi egemenlik tahtından yöneten, belirlenmiş bir vakte kadar akıp giden güneşi ve ayı emri altına almış olan, aynı zamanda bütün işleri yöneten de O dur. Ayetlerimizi böyle ayrıntılı bir şekilde anlatıyoruz ki, belki Rabbinizin huzuruna, hesap vermek üzere çıkacağınıza ikna olursunuz.

3. Arzı uzatan, arzın üzerinde dikilmiş dağları ve nehirleri var eden de O dur. Arzın üzerinde ikişer çift olmak üzere (dişili erkekli) meyveler var eden ve gündüzün üzerine geceyi örten de O dur. İşte bunlarda düşünebilen toplumlar için elbette pek çok işaretler vardır.

4. Yeryüzünün parça parça birbirlerine yakın oluşunda, yerin üzerindeki yaratılmış üzüm bahçelerinde, ekin tarlalarında, salkım salkım veya tek haldeki hurmalarda ve bu bitkilerin sulanmasında ve yenilen meyvelerin tatlarının farklı farklı olmasında da, akıllarını kullanan toplumlar için alınacak dersler (ibretler) vardır.

5. Eğer şaşıracaksan, onların "Biz toprak haline gelmişken, yeniden mi yaratılacağız?" diye söylediklerine şaşmalısın. Zira bunları söyleyenler, Rablerini inkar eden kimselerdir. İşte bunlardır boyunlarında halkalar olan ve sürekli kalmak üzere, ateşin içinde kalacak olanlar.

6. İyilikten önce, (inkârlarından dolayı gelebilecek) kötülüklerin bir an önce onların başlarına getirmeni istiyorlar. Hâlbuki onlardan öncekilerin misalleri onlara geldi. Ama Rabbin yaptıkları haksızlıklardan vazgeçerlerse, onları bağışlayıcıdır ve aynı zamanda Rabbinin cezası da çok şiddetli olandır.

7. Doğruları inkâr edenler elçiye (bizi ikna etmesi için) "Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?" diyorlar. Sen yalnızca bir uyarıcı ve bir toplum için doğru yolu gösteren birisin.

8. Allah her dişinin ne yüklendiğini (erkek mi, dişi mi) bilir. Aynı zamanda rahimlerin içerisinde ki taşıdıklarını, ne zaman bırakacağını ve ne kadar zaman fazla tutması gerektiğini de bilendir. Çünkü O’nun katında her şey bir ölçüye göredir.

9. Allah gizli olanları da, açıkta olanları da bilen ve tasavvur edilenlerden daha büyüktür. (akılla tespit edilemeyecek kadar yücedir).

10. İçinizden sözü gizleyenle, açıktan söyleyen, gecenin karanlığında gizlenenle, gündüzün aydınlığında ortaya çıkan da aynı şekilde, O nun için eşittir.

11. Her kişinin önünde ve arkasında onu takip eden ve Allah’ın verdiği yetki ile yaptıklarını kayıt edenler var. Bir topluluk kendi içinde olanı değiştirmedikçe, Allah da onların içlerinde olanları değiştirmez. Allah bir topluluğa kötü bir azap vermek istediğinde ona engel olacak hiçbir kimse olmadığı gibi, O ndan başka onları sahiplenip koruyacak da yoktur.

12. Şimşekleri umut ve korkunun belirtisi olarak size gösteren ve yağmur yüklü bulutları (dilediği yere) yağdıran da O dur.

13. Gök gürlemesi ve melekler, Rablerine olan saygı ve korkusundan O nu överek yüceltirler. Yıldırımları O gönderir ve dilediği kimseye de isabet ettirir. Allah hayallerin çok üzerinde olmasına rağmen, O nun hakkında çekişip duruyorlar.

14. En doğru çağrı Allah’a dır. Allah dan başka dua edilen ve yardıma çağrılanlar, dua edenlere hiçbir şekilde cevap veremezler. Ancak Allah dan başkasına dua edenlerin durumu, suyun ağzına gelmesi için yalnızca ellerini suya uzatanın durumu gibidir. Ama (el uzatmakla) su ağıza ulaşmaz. Doğruları inkar edenlerin çağrıları, kendilerini şaşkınlık (sapıklık) içerisinde bırakmaktan başka bir şeye yaramaz.

15. Göklerde ve yerde olanlar, isteyerek veya istemeyerek de olsa Allah’a secde ederler. Aynı zamanda gölgeleri de sabah akşam secde ediyor.

16. Deki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" Deki "Allah. " O halde kendi kendilerine ne bir fayda, nede bir zarar vermeye güçü yetmeyenleri Allah dan başka koruyucular mı edindiniz? Deki "Kör ile gören, karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah için ortaklar buldular da, Allah’ın yarattığı gibi yaratıyor, sonra yarattığı onlara mı benziyor?" Deki "Her şeyin yaratıcısı Allah dır ve O her şeyin üzerine hakim olan tek otoritedir.

17. Allah gökten su indirmiş, sonra vadiler (o suyu) bir ölçüyle taşımış, O sel, üzerindeki çer çöpü alıp götürmüş, süs ve ihtiyacınız olan eşyayı yapmak için ateş yakıp erittiğiniz madenlerin tortularını attığı gibi. İşte Allah hak ve batılı böyle anlatıyor. Söz konusu tortu ise üzerindeki işe yaramazları alıp götürür. İnsan için faydalı kısımları yer yüzünde kalır. Allah misalleri böyle veriyor.

18. (Bu misaller) Rablerinin çağrısına cevap verip güzel şeyler yapanlar içindir. Birde çağrıya cevap vermeyenler var ya, yeryüzündekilerin tümü ve bir o kadarı daha onların olsa, (Allah’ın vereceği azap karşılığında) kurtulmak için onların hepsini feda ederlerdi. Bunlar onların yaptığı kötü (yanlış) hesaplardır. (Ahirette) kalacakları yer cehennemdir, orası ne kötü kalacak yer.

19. Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilenle, sana indirileni görmezlikten gelerek kör gibi davrananlar bir olur mu? Bunları ancak akıl sahipleri düşünebilirler.

20. İşte o aklını kullananlar, Allah ile yapmış olduğu sözleşmelere tamı tamına uyarlar ve sözleşmelerini asla eksiltmezler.

21. Allah’ın ulaşmalarını emrettiği şeylere ulaşıp sahiplenenler, Rablerine karşı saygılarını gösterirler ve (aleyhlerine çıkacak) hesabın kötüsünden de korkarlar.

22. Allah’ın rızasını kazanmak için bütün zorluklara karşı inançlarını koruyanlar (sabredenler), namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli veya açık infak edip harcayanlar ve kötülükleri güzellikle bırakanlar var ya, işte onlar için güzel bir sonuç (ahiret yurdu) vardır.

23. Onlar Adn cennetlerine girerler ve atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden, kim doğru davranışlarda bulunursa, onlarda (o cennetlere) girerler. Meleklerde onların arkalarından her kapıdan girerler.

24. (Derler ki) sabrettiğinizden dolayı üzerinize selâm olsun. Artık ne güzel yurdun akıbeti.

25. Yaptıkları antlaşmalardan sonra, sözleşmelerini bozanlara, sarılmaları gereken Allah’ın emirlerini parça parça edip yeryüzünde fesat çıkaranlara gelince, işte bunlar için lanetler ve kalacak çok kötü yurtlar var.

26. Allah rızkı dilediği kimse için geniş tutar ve yayar, dilediğinin rızkını da dar (az vererek) tutar ve kısar. Dünyadaki yaşamınızla övünüp böbürlenin, dünya hayatı, ahiret hayatının yanında bir vasıtadır.

27. Gerçekleri inkâr edenler "Ona Rabbinden (bizi ikna edecek) bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?" derler. Böylece Allah dileyeni saptırır ve kendisine yönelmek isteyeni de doğru yola iletir.

28. İşte Allah’ın doğru yolu gösterdikleri o kimseler, iman ederler ve Allah’ın anılmasıyla kalpleri (imanla) iyice pekişir. Allah anıldığında, kalpler (deki iman) pekişmez mi?

29. İman edip salih amel işleyenler için güzellikler ve rahatlıkla kalabilecekleri mekanlar var.

30. Böylece daha önce gelip geçmiş, birtakım inançlara sahip olanların arkasından gelen bir topluma, seni elçi olarak gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahmanı inkar ediyorlar. Deki "Benim Rabbim O Rahmandır. Ondan başkada hiçbir ilah yoktur. Ben yalnızca O na güvendim, dayandım ve dönüş O na dır. "

31. Kur’an ile dağlar yürütülse, yahut yeryüzü onunla parça parça edilse, veyahut Kur’an ile ölüler konuşturulsa idi (fark etmez, yinede inanmazlardı). İşlerin tümünü yönetmek, yürütmek Allah’a aittir. İnananlar henüz öğrenemediler mi?, Allah dileseydi insanların hepsini doğru yola iletirdi. İnkarcılar doğruları inkar etmeye devam ettikleri sürece, Allah’ın vaat ettiği (kıyamet) gelinceye kadar, yaptıklarının karşılığında onlara bir felaket gelebilir, yahut yakın bir zamanda yurtlarından olabilirler. Allah vaadinden elbette ki dönmez.

32. Senden önceki elçilerle de alay edilmişti, bende onlara süre tanımış ve onları yakalamıştım. Azabım nasılmış (gördüler).

33. Peki şimdi, (onlara sorsan) her nefsin yaptığına göre ceza vereni kimmiş? Hala Allah’a ortaklar koşuyorlar. Deki "Onlara (taptıklarınıza) isimler verin. Yoksa yer yüzünde Allah’ın bilmediği bir şey varda veya (duymadığı) açıkça söylenenler varda, bunları O na mı haber veriyorsunuz?" Doğruları inkar edenlerin yaptıkları hileler ve insanları doğru yoldan vazgeçirtip çevirmeleri, kendilerine güzel gösterildi. Allah’ın sapıklık içinde bıraktığını doğru yola iletecek hiçbir kimse yoktur.

34. Böyleleri için dünyada bir azap olduğu gibi, ahirette ise, daha çok parça parça edecek azaplar var. Onları Allah dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur.

35. Korunanlar için hazırlanmış bahçelerin (cennetlerin) misali (şöyledir), o bahçelerin altlarından ırmaklar akar, yemişleri ve ağaçlarının gölgeleri hiç eksilmez. İşte bu Allah dan korunanların geleceğidir. İnkâr edenlerin geleceği ise ateştir.

36. Kitap verilenler den sana indirilene sevinenler olduğu gibi, aynı zamanda onlardan bir gurup da, sana indirilenin bir kısmını inkâr ediyorlar. Deki "Ben yalnızca Allah’a kulluk etmek, O na ortak koşmamak ve yalnızca ona davet etmekle emrolundum. Dönüş O na dır. "

37. Böylece kitabı sana Arapça olarak hükümlendirdik. Eğer sana gelen bunca ilimlerden sonra, onların (ayetlerin bir kısmına inanıp bir kısmını inkar edenlerin) arzularına tabi olursan, kendin için Allah dan başka, seni ne sahiplenen, nede seni koruyan birisini bulabilirsin.

38. Senden öncede elçiler gönderdik, onlara eşler ve zürriyetlerini devam ettirecek çocuklar verdik. Allah izin vermedikçe hiçbir elçi kendiliklerinden mucize getiremez. Her şeyin olacağı vaktin kayıdı, bir kitapta yazılıdır.

39. Allah, dilediği bir şeyi silip iptal eder, dilediğinin de kalmasını sağlar. Kitabın anası (her şeyin kayıtlı olduğu kitap) O nun yanındadır.

40. Eğer biz, inkar edenlere vaat ettiğimiz şeyleri sana göstersek de, veyahut seni öldürsek de, sana düşen açıkça tebliğdir. Hesap sormak bize aittir.

41. Onlar yeryüzüne bakmıyorlar mı? Yeryüzünde mevcut olanları biz yok ediyoruz (eksiltiyoruz). Bunun (neyi yeryüzünde yaratıp, neyi yok edeceğimiz) kararını biz veriyoruz ve bizim verdiğimiz kararları denetleyecek hiçbir kimse yoktur. O hesabı çok çabuk verendir.

42. Onlardan öncekilerde pek çok planlar yaptılar. Halbuki plan yapmak yalnızca Allah’a aittir. Her nefsin ne kazandığını O bilir. Elbetteki gerçekleri inkar edenler hesap yurdunun kime ait olduğunu öğrenecekler.

43. Hakikati inkâr edenler "Sen gönderilmiş elçilerden değilsin" dediler. Deki "Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter ve kitabın bilgisini doğru anlamış olanlar da (elçi olduğuma) şahittir. "