ا ن ي kökü Kur'an'da 36 defa geçmektedir.

AYETLER

FECR
89:23

وَأَنَّىٰ

veennā

artık ne (yararı) var?

O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda?

YASIN
36:66

فَأَنَّىٰ

feennā

ama nasıl?

Eğer dilemiş olsaydık, gözlerinin üstüne bastırır-kör ederdik, böylece yola dökülüp-koşuşurlardı. Fakat nasıl göreceklerdi ki?

FATIR
35:3

فَأَنَّىٰ

feennā

nasıl oluyor da?

Ey insanlar, Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın. Gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah’ın dışında bir başka Yaratıcı var mı? O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?

MERYEM
19:8

أَنَّىٰ

ennā

nasıl olur?

Dedi ki "Rabbim, karım kısır (bir kadın) iken, benim nasıl oğlum olabilir? Ben de yaşlılığın son basamağındayım."

MERYEM
19:20

أَنَّىٰ

ennā

nasıl

O "Benim nasıl bir erkek çocuğum olabilir? Bana hiçbir beşer dokunmamışken ve ben azgın utanmaz (bir kadın) değilken" dedi.

TA-HA
20:130

انَاءِ

ānā'i

sa’atlerinden

Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin.

YUNUS
10:32

فَأَنَّىٰ

feennā

öyleyse nasıl?

İşte bu, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Öyleyse haktan sonra sapıklıktan başka ne var? Peki, nasıl hala çevriliyorsunuz?

YUNUS
10:34

فَأَنَّىٰ

feennā

artık nasıl?

De ki "Sizin şirk koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra onu iade edecek olan var mı?" De ki "Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?"

EN'ÂM
6:95

فَأَنَّىٰ

feennā

o halde nasıl

Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah’tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?

EN'ÂM
6:101

أَنَّىٰ

ennā

nasıl?

Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. O’nun nasıl bir çocuğu olabilir? O’nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir.

SEBE
34:52

وَأَنَّىٰ

veennā

ama nasıl olur?

"Biz ona iman ettik" derler; ancak onlara uzak bir yerden (ahiretten imana) el uzatmak nerede?

ZÜMER
39:6

فَأَنَّىٰ

feennā

nasıl?

Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?

ZÜMER
39:9

انَاءَ

ānā'e

sa’atlerinde

Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler."

MÜ'MIN
40:62

فَأَنَّىٰ

feennā

nasıl da?

İşte bu, sizin Rabbiniz Allah’tır; herşeyin Yaratıcısı’dır; O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?

MÜ'MIN
40:69

أَنَّىٰ

ennā

nasıl da?

Allah’ın ayetleri hakkında mücadele edenleri görmüyor musun; nasıl da döndürülüyorlar?

ZUHRUF
43:87

فَأَنَّىٰ

feennā

o halde nasıl?

Andolsun, onlara "Kendilerini kim yarattı?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorlar?

DUHAN
44:13

أَنَّىٰ

ennā

ne kadar uzak

Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti.

GAŞIYE
88:5

انِيَةٍ

āniyetin

kaynamış

Kaynar bir kaynaktan içirilirler.

MÜ'MINUN
23:89

فَأَنَّىٰ

feennā

nasıl?

"Allah’ındır" diyecekler. De ki "Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyüleniyorsunuz?"

ANKEBUT
29:61

فَأَنَّىٰ

feennā

nasıl?

Andolsun, onlara "Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı kim emre amade kıldı?" diye soracak olursan, şüphesiz "Allah" diyecekler. Şu halde nasıl oluyor da çevriliyorlar?

RAHMAN
55:44

انٍ

ānin

kızgın

Onlar, kendisiyle alabildiğine kaynar hale getirilmiş su arasında dönüp-dolaşırlar.

İNSAN
76:15

بِانِيَةٍ

biāniyetin

kablar

Çevrelerinde gümüşten billur kablar, kupalar dolaştırılır.

BAKARA
2:223

أَنَّىٰ

ennā

biçimde

Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O’na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver.

BAKARA
2:247

أَنَّىٰ

ennā

nasıl

Onlara peygamberleri dedi ki "Allah size Talut’u (melik olarak) gönderdi." Onlar "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir."

BAKARA
2:259

أَنَّىٰ

ennā

nasıl

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

ÂL-I İMRAN
3:37

أَنَّىٰ

ennā

nereden?

Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi.

ÂL-I İMRAN
3:40

أَنَّىٰ

ennā

nasıl?

Dedi ki "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar."

ÂL-I İMRAN
3:47

أَنَّىٰ

ennā

nasıl

"Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir."

ÂL-I İMRAN
3:113

انَاءَ

ānā'e

saatlerinde

Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.

ÂL-I İMRAN
3:165

أَنَّىٰ

ennā

nereden (başımıza geldi)

İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi "Bu nereden" dediniz? De ki "O, sizin kendinizdendir." Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

AHZAB
33:53

إِنَاهُ

ināhu

vaktini

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah’ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

MUHAMMED
47:18

فَأَنَّىٰ

feennā

neden mümkün olsun?

Artık onlar, kıyamet-saatinin kendilerine apansız gelmesinden başkasını mı gözlüyorlar? İşte onun işaretleri gelmiştir. Fakat kendilerine geldikten sonra öğüt alıp-düşünmeleri onlara neyi sağlar?

MUNAFIKUN
63:4

أَنَّىٰ

ennā

nasıl da?

Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap-kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) Her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp-sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.

MAIDE
5:75

أَنَّىٰ

ennā

nasıl

Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da çevriliyorlar?

HADID
57:16

يَأْنِ

ye’ni

vakti gelmedi mi?

İman edenlerin, Allah’ın ve haktan inmiş olanın zikri için kalplerinin ’saygı ve korku ile yumuşaması’ zamanı gelmedi mi? Onlar, bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun bir süre geçmiş, böylece kalpleri de katılaşmış bulunanlar gibi olmasınlar. Onlardan çoğu fasık olanlardı.

TEVBE
9:30

أَنَّىٰ

ennā

nasıl da

Yahudiler "Üzeyir Allah’ın oğludur" dediler; Hıristiyanlar da "Mesih Allah’ın oğludur" dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkar edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar?