م د د kökü Kur'an'da 32 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:12

مَمْدُودًا

memdūden

uzun boylu

Ki Ben ona, ’alabildiğine geniş kapsamlı bir mal’ (servet) verdim.

HÜMEZE
104:9

مُمَدَّدَةٍ

mumeddedetin

uzatılmış

(Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiş sütunlarda (bağlanacaklardır).

KAF
50:7

مَدَدْنَاهَا

medednāhā

yaydık onu

Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda ’göz alıcı ve iç açıcı’ her çiftten (nice bitkiler) bitirdik.

A'RAF
7:202

يَمُدُّونَهُمْ

yemuddūnehum

onları çekerler

(Şeytan’ın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar.

FURKAN
25:45

مَدَّ

medde

uzattı

Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra Biz Güneş’i ona bir delil kılmışızdır.

MERYEM
19:75

فَلْيَمْدُدْ

felyemdud

süre versin

De ki "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va’dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

MERYEM
19:75

مَدًّا

medden

bi süre

De ki "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va’dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.

MERYEM
19:79

وَنَمُدُّ

ve nemuddu

ve uzatacağız

Asla; demekte olduğunu yazacağız ve onun için azapta(n) da süre tanıdıkça tanıyacağız.

MERYEM
19:79

مَدًّا

medden

uzattıkça

Asla; demekte olduğunu yazacağız ve onun için azapta(n) da süre tanıdıkça tanıyacağız.

TA-HA
20:131

تَمُدَّنَّ

temuddenne

dikme

Onlardan bazı gruplara, kendilerini denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.

VAKI'A
56:30

مَمْدُودٍ

memdūdin

uzamış

Yayılıp-uzanmış gölgeler,

ŞU'ARA
26:132

أَمَدَّكُمْ

emeddekum

size bol bol veren

"Bildiğiniz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının."

ŞU'ARA
26:133

أَمَدَّكُمْ

emeddekum

ki O size vermiştir

"Size hayvanlar, çocuklar (vererek) yardım etti."

NEML
27:36

أَتُمِدُّونَنِ

etumiddūneni

bana yardım mı etmek istiyorsunuz?

(Elçi hediyelerle) Süleyman’a geldiği zaman "Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz? Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır; hayır, siz, hediyenizle sevinip öğünebilirsiniz" dedi.

İSRA
17:6

وَأَمْدَدْنَاكُمْ

ve emdednākum

ve sizi destekledik

Sonra onlara karşı size tekrar ’güç ve kuvvet verdik’, size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık.

İSRA
17:20

نُمِدُّ

numiddu

uzatırız

Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından ’arttırarak-veririz.’ Rabbinin ihsanı kesilmiş değildir.

HICR
15:19

مَدَدْنَاهَا

medednāhā

yaydık

Yere (gelince,) onu döşeyip-yaydık, onda sarsılmaz-dağlar bıraktık ve onda herşeyden ölçüsü belirlenmiş ürünler bitirdik.

HICR
15:88

تَمُدَّنَّ

temuddenne

dikme

Sakın onlardan bazılarını yararlandırdığımız şeylere gözünü dikme, onlara karşı hüzne kapılma, mü’minler için de (şefkat) kanatlarını ger.

LOKMAN
31:27

يَمُدُّهُ

yemudduhu

ona katılsa

Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah’ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

KEHF
18:109

مِدَادًا

midāden

mürekkep

De ki "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.

KEHF
18:109

مَدَدًا

mededen

yardım için

De ki "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.

NUH
71:12

وَيُمْدِدْكُمْ

ve yumdidkum

ve size yardım etsin

"Size mallar ve çocuklarla yardımda bulunsun. Size (ürün yüklü) bağlar-bahçeler versin, ırmaklar da versin."

MÜ'MINUN
23:55

نُمِدُّهُمْ

numidduhum

kendilerine verdiğimiz

Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve çocuklarla

TUR
52:22

وَأَمْدَدْنَاهُمْ

ve emdednāhum

ve onlara bol bol verdik

Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik.

İNŞIKAK
84:3

مُدَّتْ

muddet

uzatıldığı

Yer, düzlendiği,

RA'D
13:3

مَدَّ

medde

uzattı

Ve O, yeri yayıp uzatan, onda sarsılmaz-dağlar ve ırmaklar kılandır. Orada ürünlerin her birinden ikişer çift yaratmıştır; geceyi gündüze bürümektedir. Şüphesiz bunlarda düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

HAC
22:15

فَلْيَمْدُدْ

felyemdud

uzansın

Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

BAKARA
2:15

وَيَمُدُّهُمْ

ve yemudduhum

ve onları bırakır

(Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.

ENFAL
8:9

مُمِدُّكُمْ

mumiddukum

size yardım edeceğim

Siz Rabbinizden yardım taleb ediyordunuz, O da "Şüphesiz Ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediciyim" diye cevap vermişti.

ÂL-I İMRAN
3:124

يُمِدَّكُمْ

yumiddekum

size yardım etmesi

Sen mü’minlere "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun.

ÂL-I İMRAN
3:125

يُمْدِدْكُمْ

yumdidkum

size yardım eder

Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır.

TEVBE
9:4

مُدَّتِهِمْ

muddetihim

tanıdığınız süreye

Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever.