İlyas Yorulmaz 

1. Bir sure indirdik ki, o sureden (insanları) sorumlu tuttuk ve düşünesiniz diye de açık anlaşılır ayetler halinde indirdik.

2. Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ikisinden her birine yüz değnek sopa vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız Allah’ın dininde, o ikisine acıyacağınız tutmasın. İnananlardan bir gurup bu cezayı uygularken şahitlik etsin.

3. Zina eden erkek ancak zina eden veya Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadında zina eden ve Allah’a ortak koşan bir erkekle evlenir. Onlarla (müşriklerle) evlenmek inananlara yasaklanmıştır.

4. İffetli, namuslu kadınlara zina suçunu isnad edip de, kadının zina ettiğine dair dört şahit getiremeyenlere, iftira etmelerinden dolayı seksen değnek sopa vurun ve ebedi olarak onların şahitliklerini kabul etmeyin. İşte böyleleri Allah’ın yolundan çıkmış kimselerdir.

5. Kim bu iftiradan sonra yaptığı suçtan dolayı pişman olup tövbe ederek yaptığı hatayı düzeltirse, bundan sonra Allah bağışlayan ve merhamet edendir.

6. Eşlerini zina suçu ile suçlayıp da, yalnızca kendinden başka dört şahit getiremeyenlerin her birisi, kesinlikle doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması gerekir.

7. Beşinci defada, eğer yalan söylüyor ise Allah’ın lanetinin kendi üzerine olmasını söylesin.

8. Kadının, eğer kocasının kesinlikle yalancı olduğuna dair, dört defa Allah’ı şahit gösteriyorsa, kadından zinanın cezası olan yüz değnek sopa cezası düşer.

9. Beşinci defada, eğer kocası doğru söylüyorsa Allah’ın azabının kendi üzerine olmasını söyler.

10. Allah’ın sizin üzerinize lütfu ve rahmeti olmasaydı (birbirinize düşerdiniz). Şüphesiz ki Allah tövbe edenlere ceza vermekten vaz geçen ve her şeye adaletle hüküm verendir.

11. Elbette ki iftira olayını getiren sizden bir guruptur. Bu iftiranın sizin için şer olduğunu zannetmeyin. Tam aksine sizin için hayırdır. Bu iftirayı yapanlardan her birisi için kazandıkları günahın karşılığı vardır. Ayrıca onların içinden bu büyük günaha katılan (yönelen) kimse içinde büyük bir azap var.

12. Bu iftirayı işittiğinizde, inanan erkekler ve inanan kadınlar kendi içlerinde bu haberi hayra yormalı ve bu açıkça bir uydurma (iftira) demeleri gerekmez miydi?

13. Bu iddianın ısbatı için dört şahit getirmeleri gerekli değilmiydi? Eğer dört şahidi getiremiyorlarsa, Onlar Allah’ın yanında yalancıdırlar.

14. Dünya ve ahirette Allah’ın sizin üzerinize lütfu ve rahmeti olmasaydı, yaydığınız yalan haber karşılığında, hemen orada size büyük bir azap dokunurdu.

15. Bu iftirayı dillerinize doladığınızda ağızlarınızla "Sizin iftira hakkında hiçbir bilginiz olmadığı halde, zanna dayanarak (olayla ilgili) boşu boşuna konuşuyorsunuz" diyordunuz.

16. Siz bu iftirayı işittiğinizde "Bu olay karşısında bizim konuşmamızı gerektirecek bir delil yok. Sen bu kötülüğü yapmazsın, bu büyük bir iftiradır" demeliydiniz.

17. Eğer inananlardan iseniz, Allah bu iftiranın bir benzerine kesinlikle bir daha bulaşmamanızı tavsiye ediyor.

18. Allah ayetlerini size böyle açıklıyor. Allah her şeyi bilen ve her şeye hüküm verendir.

19. İman edenler hakkında kötü bir haber yaymayı sevenler için, dünya ve ahirette acıklı bir azap var. Allah bilir ancak siz bilemezsiniz.

20. Eğer sizin üzerinize Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı (azabı hemen gelirdi). Allah kullarına karşı çok şefkatli ve çok merhametlidir.

21. Ey İman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (şunu bilsin ki) şeytan çirkin, ahlaksız ve kötü olan şeyleri yapmayı emreder Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, sizden hiçbir kimse ebedi olarak şeytandan bulaşan pislikleri temizleyemezdi. Ancak Allah temizlenmek isteyenleri tertemiz yapar. Allah her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.

22. Allah’ın içinizden bolluk ve zenginlik bahşettiği kimseler, yakın akrabalara, fakirlere, Allah yolunda hicret edenlere yardım etmekten el çekmesinler. Affetsinler ve geçsinler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah bağışlayan ve merhamet edendir.

23. Hiçbir şeyden haberi olmayan iffetli kadınlara iftira edenlere dünya ve ahirette lanet edilir ve onlar için acıklı bir azap vardır.

24. Kıyamet günü, dilleri, elleri ve ayakları, yaptıklarının karşılığında onların aleyhlerine şahitlik edecekler.

25. Allah hesap günü onlara, hak ettikleri cezayı adil olarak verecektir. Bundan sonra da onlar, kıyamet günü Allah’ın apaçık gerçek bir ilah olduğunu öğrenecekler.

26. Günaha batmış kadınlar, günaha batmış erkeklere, günaha batmış erkeklerde günaha batmış kadınlara yakışır (birbirleriyle anlaşırlar). Temizlenmiş kadınlar, temiz erkeklere, temiz erkeklerde temiz kadınlara yakışır. Onlar iftira edenlerin söylediklerinden uzaktırlar ve onlar için Rablerinden bağışlanma ve tertemiz rızıklar var.

27. Ey İman edenler! Kendi evlerinizin dışındaki evlere izin almadan girmeyin ve girdiğinizde ev halkına selam verin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Belki bunları düşünürsünüz.

28. Eğer evin içinde hiçbir kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar o evlere girmeyin. Evin içindekiler size dönün gidin diyorlarsa, (ısrar etmeden) dönüp gidin. Böyle yapmak sizin için daha hayırlıdır. Allah yaptıklarınızı en iyi bilendir.

29. İçerisinde oturulmayan, ancak faydalanacağınız birtakım şeylerin olduğu evlere girmenizde sizin için sorumluluk yoktur. Allah sizin açıkladıklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir.

30. İnanan erkeklere, gözlerini haramlara bakmaktan korumalarını ve erkeklik organlarını gayri meşru ilişkilerden uzak tutmalarını söyle. Böyle yapmak onlar için daha temizdir. Allah yapıp ettiklerini en iyi bilendir.

31. İnanan kadınlara da, gözlerini harama bakmaktan korumalarını ve kadınlık organlarını gayri meşru ilişkilerden uzak tutmalarını söyle. Görünmesinde sakınca olmayan kısımların haricinde, güzel, çekici, süs yerlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar. Süs ve çekici bölgelerini kocalarından veya babalarından veya kayın pederlerinden veya oğullarından veya kocalarının oğullarından veya erkek kardeşlerinden veya erkek kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi kadınlarından veya sahip oldukları kölelerinden veya erkeklikten kesilmiş hadım erkeklerden veya kadınların avret yerlerinden anlamayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Ziynetlerinden gizli yerlerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey İman edenler! Topluca Allah’a tövbe edin. Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

32. Sizden olan bekâr kadınlarınızı, doğru işler yapan kölelerinizi ve bekar erkeklerinizi evlendirin. Eğer fakir iseler Allah onları bağışlamasıyla zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

33. Evlenmeye (fakirlikten dolayı) imkan bulamayanlar, Allah kendilerine lütfundan imkan bağışlayıncaya kadar iffetli davransınlar. Kölelerinizden (hür olmak için) yazılı sözleşme yapmak isteyenlere, eğer bunda onun için hayır görüyorsanız karşılıklı yazılı sözleşme yapın. Allah’ın size verdiği mallardan onlara da verin. Dünya hayatının zenginliklerini arzulayarak, iffetli ve namuslu kalmayı seçen gençlerinizi, kötülük yapmaya zorlamayın. Kim o kadınları kötülük yapmaya zorlarsa, Allah isteklerinin dışında zorla kötülük yaptırılanları bağışlayan ve merhamet edendir.

34. Allah açıklayıcı ayetleri ve sizden önce gelip geçmiş olanların misallerini, sakınıp korunanlar için bir öğüt olarak indirmiştir.

35. Allah göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır (nurudur). O nun nurunun misali, içinde lamba bulunan oyuk gibidir. O lamba cam içinde, camda sanki inciye benzeyen yıldız gibidir. O lambanın ışığı, doğuda ve batıda olmayan çok bereketli ağaçtan elde edilen yağla tutuşturularak elde edilir. O ağacın yağı hiçbir ateş değmediği halde sanki kendi başına ışık verecek nur üzerinde nur gibidir. Allah dileyen kimseyi ışığına kavuşturur. Allah insanlara misaller anlatıyor ki. Allah her şeyi en iyi bilendir.

36. Allah’ın içlerinde isminin yüceltilmesine ve anılmasına izin verdiği ve orada sabah akşam sürekli, O nu bütün noksan sıfatlardan arındırılan (tesbih edilen) evler var.

37. Ticaretin ve alış verişin Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan ve zekâtı vermekten alı koyamadığı adamlar var. Onlar kalplerin ve gözlerin yerinden fırladığı bir (kıyamet) günden korkarlar.

38. Hesap günü, onlara yaptıklarının en güzelini ödemesi ve verdiği rızkı bağışıyla daha çok artırması içindir. Allah dilediği kimsenin rızkını hesapsız artırır.

39. Doğruları inkâr edenlerin yapmış oldukları ameller, tıpkı çölde görülen serap gibidir. Susuz olan kimse gördüğünü su zanneder. Oraya vardığında hiçbir şey bulamaz. Yalnızca yanında Allah’ı bulur. Allah da yaptığı şeylerin hesabını ona öder. Allah hesabı çok çabuk görendir.

40. Veyahut denizin ortasında ki karanlıklar gibidir. Dalgalar ve kapkara bulutlar birbirinin üzerine çıkmış yığınlar halinde, denizin içinde kalanın üzerini çepe çevre sarar. Elini suyun üzerine çıkarsa karanlıktan neredeyse kendi elini dahi göremez. Allah kimin önünü aydınlatmamışsa, artık onu aydınlatacak kimse bulunmaz.

41. Bakmaz mısın? Göklerde ve yerde olan herkes ve saf saf dizilmiş kuşlar, Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederler. Onların hepsi Allah’a nasıl yöneleceklerini ve O nu nasıl yücelteceklerini bilirler. Allah onların yaptıklarını bilendir.

42. Göklerde ve yerlerde bulunanların tümü Allah’a aittir ve dönüş Allah’a dır.

43. Bakmaz mısın? Allah bulutları nasıl sürüklüyor, sonra onları birleştiriyor ve birbirlerinin üzerine yığıyor, baktığında onları kat kat görürsün. Aralarından (yanlarından sular) çıkar. Gökten ve dağlardan içinde dolu olan yağmuru indirir. Sonra bu yağmuru ve doluyu dilediği kimseye isabet ettirir, dilediğini de ondan uzak tutar. Neredeyse o bulutlardan çıkan şimşek gözleri kör edecekti.

44. Allah geceyi ve gündüzü çeviriyor. Elbette ki görebilenler için bunda alınacak ibretler var.

45. Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır. Bu canlılardan karınları üzerinde yürüyenler (sürüngenler) olduğu gibi, onların içinde iki ayakları üzerinde ve dört ayakları üzerinde yürüyenler var. Allah dilediği şeyi yaratandır. Şüphesiz ki Allah her şeyi bir plan üzere yapandır.

46. Allah açıklayıcı ayetlerini indirmiş olup, onlarla dileyen kimseleri doğru yola iletir.

47. (İnsanlardan) Allah’a ve Resulüne inandık, itaat ettik diyenler var. Sonra, onlardan bir gurup bu sözlerin arkasından, inanmadıkları için, (Allah’ın hükümlerine) sırtlarını dönerler.

48. Aralarında hükmedilmesi için Allah’a ve Elçisine çağırıldıkları zaman, bir gurup hemen yüz çevirir.

49. Eğer verilecek karar onların lehine çıkacaksa, o zaman koşa koşa gelirler.

50. Onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa Allah’ın ve Elçisinin kendilerine haksızlık yapacağından mı korkuyorlar? Hayır hayır, onlar tam tersine kendilerine zulmedenlerdir.

51. Aralarında hükmedilmesi için Allah’a ve Elçisine çağrıldıklarında inananların sözü, yalnızca "İşittik ve itaat ettik" demeleri gerekir. İşte bunu söyleyenler mutluluğa erenlerdir.

52. Kim Allah’a ve Elçisine itaat eder, Allah dan korkar ve sakınıp korunursa, işte böyleleri kurtuluşa erişenlerdir.

53. Eğer sen onlara savaş için yola çıkın diye emredersen, çıkacaklarına dair bütün güçleri ile Allah’a yemin ediyorlar. Onlara deki "(Boşu boşuna) Yemin etmeyin. Sizin nasıl itaat ettiğiniz bilinmektedir ve Allah sizin ne yaptığınızı çok iyi biliyor.

54. Deki "Allah’a ve elçisine itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, sorumluluk yüz çevirenin üzerine yüklenir ve sizin sorumluluğunuz da size yüklenir. Eğer elçiye itaat eder ve doğru yola girerseniz, elçiye düşen yalnızca açıkça tebliğ etmektir.

55. Allah sizden iman edip salih ameller yapanlara, daha öncekileri yeryüzünün sahipleri yaptığı gibi, onları da yeryüzünün sahipleri yapacağını, onlar için razı olduğu dinini yerleştireceğini ve onların korkularını da, güven içinde yaşamaları için değiştireceğini vaat etmiştir. Bana hiçbir şeyi ortak koşmadan kulluk etsinler. Kim bu açıklamalardan sonra Allah’ın doğrularını inkâr ederek yüz çevirirse, işte onlar doğru yoldan çıkmış olanlardır.

56. Namazı kılın, zekâtı verin ve elçiye itaat edin ki merhamet olunasınız.

57. Sen, doğruları inkâr edenlerin, yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacaklarını, zannetme. Onların sığınacakları yer ateştir. Orası ne kötü dönüş yeridir.

58. Ey İman edenler! Sahibi olduğunuz hizmetçiler (veya köleler) ve sizden henüz buluğ çağına ermemiş çocuklar, sizden yanınıza girmek için üç defa (seslenerek veya kapıya vurarak) izin istesinler. Sabah namazından önce, elbiselerinizi çıkardığınız günün ortasında ve gece namazından sonra. Bu üç vakitler, sizin çıplak olduğunuz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında siz birbirinizden olduğunuz için, hizmetçilerinizin ve çocuklarınızın, etrafınızda dolaşmalarında sizin için de onlar için de bir sorumluluk yoktur. Allah ayetlerini size böyle açıklıyor. Allah her şeyi bilen ve her şeyin hükmünü verendir.

59. Sizden olan çocuklar ergenlik çağına geldiklerinde, daha önceden izin istedikleri gibi izin istesinler. Allah ayetlerini sizin için böylece açıklıyor. Allah bilen ve hüküm verendir.

60. Kadınlarınızdan yaşlanıp da, artık evlenmeyi kimsenin istemediği yaşlı kadınların, cazibeli yerlerini (ziynetlerini) açığa çıkarmadan (dış) elbiselerini giymemelerinde onlar için bir sorumluluk yoktur. Ancak iffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi en iyi bilendir.

61. Kör olan için bir sorululuk yok, topal için, hasta için, sizin kendinize ait evlerinizde yemek yemenizde, bir sorumluluk yok. Yahut babalarınızın ve annelerinizin, erkek ve kız kardeşlerinizin, amca ve halalarınızın, dayılarınız ve teyzelerinizin evlerinde yahut anahtarları sizde olan evlerde yahut arkadaşlarınızın evlerinde toplu veya ayrı ayrı yemek yemenizde de sizin için sorumluluk yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah’ın katından bereket ve iyilik dileyerek Allah’ın selamıyla kendinizi selamlayın. Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki, belki aklınızı kullanırsınız.

62. Mü’minler, ancak Allah’a ve elçisine iman edenlerdir. Çoğunluğu ilgilendiren bir iş için Allah’ın elçisiyle beraber olduklarında, elçiden izin almadan oradan ayrılmazlar. Senden izin isteyenler, elbette ki Allah’a ve Elçisine inanan kimselerdir. Onlardan kendi durumları (işleri) için izin isterlerse, sen onlardan dilediğine izin ver. Onlar için Allah dan bağışlanma dile. Allah bağışlayan ve merhamet edendir.

63. Elçinin çağrısını, bazınızın bazınızı çağırması gibi hafife almayın. Aranızdan gizlice sıvışmak isteyenleri Allah biliyor. Bu Allah’ın, elçisinin emrine muhalefet edenlere, bir fitnenin isabet etme veya acıklı bir azabın olması ihtimali karşısında, onları uyarması içindir.

64. Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’a ait değilmi? Sizin üzerinizde olduğunuz şeyleri O biliyor. O na döndürüldükleri gün yaptıklarını onlara haber verecektir. Allah her şeyi bilendir.