Ahmet Varol 

1. Elif. Lâm. Mim.

2. Kendisinde şüphe olmayan Kitab’ın indirilişi alemlerin Rabbi tarafındandır.

3. ’Onu kendisi uydurdu’ mu diyorlar? Hayır o, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için Rabbinden (gelen) haktır. Umulur ki doğru yola ererler.

4. Allah O’dur ki gökleri, yeri ve bu ikisinin arasındakileri altı günde yaratmış sonra Arş’a hükümran olmuştur. Sizin O’ndan başka ne bir dostunuz ne de bir şefaatçiniz vardır. Hâlâ düşünmüyor musunuz?

5. Gökten yere bütün işleri düzenleyip yöneten O’dur. Sonra tüm işler, sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde, O’na yükselir. Yani siz insanların, tarihlerindeki bin yıllık olaylar, Allah’a göre bir günlük bir iştir.

6. İşte O, gizliyi de açığı da bilen, güçlü ve merhamet sahibi olandır.

7. O ki, her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya da çamurdan başladı.

8. Sonra onun soyunu bayağı bir sudan olan bir özden (nutfeden) yaptı.

9. Sonra onu düzenli bir şekle soktu ve içine kendi ruhundan üfledi. Size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Çok az şükrediyorsunuz!

10. ’Yerde kaybolup gittikten sonra mı, biz mi yeniden yaratılacağız?’ Gerçekten onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.

11. ’Sizin için görevlendirilmiş olan ölüm meleği canınızı alır sonra Rabbinize döndürülürsünüz.’

12. ’Ey Rabbimiz! Gördük ve duyduk. Bizi geri çevir salih amel işleyelim. Artık kesin olarak inananlarız’ (derlerken) bir görsen.

13. ’Andolsun ben cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağım’ sözü hak olmuştur.

14. O halde, bu güne kavuşacağınızı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınıza karşılık sonu gelmeyen azabı tadın.

15. Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine, ayetlerimiz hatırlatıldığında hemen secdeye kapanan, Rablerini hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayanlar inanırlar.

16. Yanları (ibadete kalkmak üzere) yataklarından uzaklaşır. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar.

17. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözler aydınlatıcı ne (nimet)lerin saklandığını hiç kimse bilemez.

18. Hiç mü’min kişi fasık bir kimse gibi olur mu? Bunlar bir olmazlar.

19. İman edip salih ameller işleyenler için, yaptıklarına karşılık konak olarak barınma (Me’va) cennetleri vardır.

20. ’Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın’ denir.

21. Andolsun ki onlara en büyük azaptan önce yakın azaptan tattıracağız. Umulur ki dönerler.

22. Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki biz suçlulardan öç alıcıyız.

23. Andolsun biz Musa’ya Kitab’ı vermiştik, şimdi sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Onu İsrailoğullarına yol gösterici kılmıştık.

24. Sabrettiklerinde onlardan, bizim emrimizle doğruya ileten önderler kıldık (çıkardık). Onlar ayetlerimize de kesin olarak inanıyorlardı.

25. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri konularda kıyamet günü hüküm verecektir.

26. Kendilerinden önce, şimdi yurtlarında dolaştıkları nice nesilleri helak etmiş olmamız onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Yine de duymuyorlar mı?

27. Bizim suyu çorak bir yere sürdüğümüzü ve onunla, hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekin çıkardığımızı görmediler mi? Yine de görmüyorlar mı?

28. ’Eğer doğru söylüyorsanız şu fetih ne zaman?’

29. ’Fetih günü inkâr edenlere imanlarının yararı olmaz ve kendilerine bir süre de tanınmaz.’

30. Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Onlar da beklemektedirler.