Mustafa İslamoğlu | |
---|---|
1. Sabahın berrak aydınlığını temsil eden kuşluk vakti şahit olsun, |
وَالضُّحَىٰ Vedduha. |
وَالَّيْلِ إِذَا سَجَىٰ Velleyli iza seca. |
|
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ Ma vedde’ake rabbüke ve ma kala. |
|
4. Kaldı ki, sonrası senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır; |
وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْأُولَىٰ Ve lel’ahıretü hayrün leke minel’ula. |
5. ve zamanı gelince Rabbin sana bahşedecek, sen de (bundan) hoşnut ve memnun olacaksın. |
وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَىٰ Ve lesevfe yu’tıyke rabbüke feterda. |
أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَىٰ Elem yecidke yetiymen feava. |
|
7. Yine O seni yolunu kaybetmiş bulup doğru yola yöneltmişti. |
وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَىٰ Ve vecedeke dallen feheda. |
8. Seni muhtaç bir halde bulup, muhannete muhtaç olmaktan ve mala tamahtan müstağni kılmıştı. |
وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَىٰ Ve vecedeke ’ailen feağna. |
فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ Femmel yetiyme fela takher. |
|
وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ Ve emmessaile fela tenher. |
|
11. ve her zaman Rabbinin (sonsuz) nimetini dilinden düşürme! |
وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ Ve emma binı’meti rabbike fehaddis. |