Suat Yıldırım | |
---|---|
1. Güneşin yükselip en parlak halini aldığı kuşluk vakti hakkı için! |
وَالضُّحَىٰ Vedduha. |
وَالَّيْلِ إِذَا سَجَىٰ Velleyli iza seca. |
|
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ Ma vedde’ake rabbüke ve ma kala. |
|
4. Elbette senin için her zaman, işin sonu, başından daha hayırlıdır. |
وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْأُولَىٰ Ve lel’ahıretü hayrün leke minel’ula. |
5. Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de O’ndan ve verdiğinden razı olacaksın. |
وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَىٰ Ve lesevfe yu’tıyke rabbüke feterda. |
أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَىٰ Elem yecidke yetiymen feava. |
|
7. Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup seçerek dosdoğru yola koymadı mı? |
وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَىٰ Ve vecedeke dallen feheda. |
وَوَجَدَكَ عَائِلًا فَأَغْنَىٰ Ve vecedeke ’ailen feağna. |
|
9. Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme! |
فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ Femmel yetiyme fela takher. |
وَأَمَّا السَّائِلَ فَلَا تَنْهَرْ Ve emmessaile fela tenher. |
|
وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ Ve emma binı’meti rabbike fehaddis. |