ك ف ي kökü Kur'an'da 33 defa geçmektedir.

AYETLER

FURKAN
25:31

وَكَفَىٰ

vekefā

yeter

İşte böyle; Biz, her peygambere suçlu-günahkarlardan bir düşman kıldık. Yol gösterici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.

FURKAN
25:58

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve kafidir

Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter.

İSRA
17:14

كَفَىٰ

kefā

yeter

"Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter."

İSRA
17:17

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Biz, Nuh’tan sonra nice kuşakları yıkıma uğrattık. Kullarının günahlarını haber alıcı, görücü olarak Rabbin yeter,

İSRA
17:65

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

"Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur." Vekil olarak Rabbin yeter.

İSRA
17:96

كَفَىٰ

kefā

yeter

De ki "Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir."

YUNUS
10:29

فَكَفَىٰ

fekefā

şimdi yeter

"Bizim ile sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. Gerçekten biz, sizin ibadetinizden habersizdik."

HICR
15:95

كَفَيْنَاكَ

kefeynāke

sana yeteriz

Şüphesiz o alay edenlere (karşı) Biz sana yeteriz.

ZÜMER
39:36

بِكَافٍ

bikāfin

kâfi

Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.

FUSSILET
41:53

يَكْفِ

yekfi

yetmez

Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Herşeyin üzerinde Rabbinin şahid olması yetmez mi?

AHKAF
46:8

كَفَىٰ

kefā

yeter

Yoksa "Kendisi onu uydurdu" mu diyorlar? De ki "Eğer ben uydurdumsa, bu durumda siz, Allah’tan bana (gelecek) hiçbir şeye malik (engel) olamazsınız. Sizin kendisi (Kur’an) hakkında, ne taşkınlıklar yaptığınızı O daha iyi bilendir. Benimle sizin aranızda şahid olarak O yeter. O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

ENBIYA
21:47

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve biz yeteriz

Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiçbir nefis hiçbir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.

ANKEBUT
29:51

يَكْفِهِمْ

yekfihim

onlara yetmedi mi?

Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.

ANKEBUT
29:52

كَفَىٰ

kefā

yeter

De ki "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah’ı inkar edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır."

RA'D
13:43

كَفَىٰ

kefā

yeter

O inkar edenler şöyle derler "Sen gönderilmiş (Allah’ın bir elçisi) değilsin." De ki "Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter ve yanlarında kitabın ilmi bulunanlar da (bu gerçeği bilir)."

BAKARA
2:137

فَسَيَكْفِيكَهُمُ

feseyekfīkehumu

onlara karşı sana yeter

Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.

ÂL-I İMRAN
3:124

يَكْفِيَكُمْ

yekfiyekum

size yetmez mi?

Sen mü’minlere "Rabbinizin size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun.

AHZAB
33:3

وَكَفَىٰ

ve kefā

yeter

Allah’a tevekkül et; vekil olarak Allah yeter.

AHZAB
33:25

وَكَفَى

ve kefā

ve yeter

Allah, inkar edenleri kin ve öfkeleriyle geri çevirdi, onlar hiçbir hayra varamadılar. Savaşta Allah (yardımcı ve zafer nasib edici olarak) mü’minlere yetti. Allah çok güçlüdür, üstün ve galib olandır.

AHZAB
33:39

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Ki onlar (o peygamberler) Allah’ın risaletini tebliğ edenler, O’ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah’ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter.

AHZAB
33:48

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Kafirlere ve münafıklara itaat etme, eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

NISA
4:6

وَكَفَىٰ

ve kefā

yeter

Yetimleri, nikaha erişecekleri çağa kadar deneyin; şayet kendilerinde bir (rüşd) olgunlaşma gördünüz mü, hemen onlara mallarını verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da artık maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, onlara karşı şahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

NISA
4:45

وَكَفَىٰ

ve kefā

yeter

Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.

NISA
4:45

وَكَفَىٰ

ve kefā

yeter

Allah, sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.

NISA
4:50

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar, bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.

NISA
4:55

وَكَفَىٰ

ve kefā

öylesine de yetti

Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

NISA
4:70

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Bu fazl (bol ihsan), Allah’tandır. Bilen olarak Allah yeter.

NISA
4:79

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Sana iyilikten her ne gelirse Allah’tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter.

NISA
4:81

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

"Tamam-kabul" derler. Ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup, karanlıklarda senin söylediğinin tersini kurarlar. Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir ve Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

NISA
4:132

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter.

NISA
4:166

وَكَفَىٰ

ve kefā

kafidir

Fakat Allah, sana indirdiğiyle şahidlik eder ki, O, bunu kendi ilmiyle indirmiştir. Melekler de şahittirler. Şahid olarak Allah yeter.

NISA
4:171

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah’a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın elçisi ve kelimesidir. Onu (‘OL’ kelimesini) Meryem’e yöneltmiştir ve O’ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah’tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

FETIH
48:28

وَكَفَىٰ

ve kefā

ve yeter

Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter.