ن ص ي kökü Kur'an'da 49 defa geçmektedir.

AYETLER

ÂLAK
96:15

بِالنَّاصِيَةِ

bin-nāSiyeti

perçeminden

Hayır; eğer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz;

ÂLAK
96:16

نَاصِيَةٍ

nāSiyetin

perçem(den)

O yalancı, günahkar olan alnından.

A'LA
87:6

تَنْسَىٰ

tensā

unutmayacaksın

Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.

SAD
38:26

نَسُوا

nesū

unuttuklarından

"Ey Davud, gerçek şu ki, Biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah’ın yolundan saptırır. Şüphesiz Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarından dolayı şiddetli bir azap vardır."

A'RAF
7:51

نَنْسَاهُمْ

nensāhum

biz de onları unuturuz

Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi ’yok sayarak tanımadıkları’ gibi, Biz de bugün onları unutacağız.

A'RAF
7:51

نَسُوا

nesū

unuttukları

Onlar, dinlerini bir eğlence ve oyun (konusu) edinmişlerdi ve dünya hayatı onları aldatmıştı. Onlar, bu günleriyle karşılaşmayı unuttukları ve Bizim ayetlerimizi ’yok sayarak tanımadıkları’ gibi, Biz de bugün onları unutacağız.

A'RAF
7:53

نَسُوهُ

nesūhu

onu unutmuş

Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki "Gerçekten Rabbimiz’in elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

A'RAF
7:165

نَسُوا

nesū

onlar unuttular

Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık.

YASIN
36:78

وَنَسِيَ

ve nesiye

unutarak

Kendi yaratılışını unutarak Bize bir örnek verdi; dedi ki "Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?"

FURKAN
25:18

نَسُوا

nesū

unutuncaya

Derler ki "Sen Yücesin; Senin dışında başka veliler edinmemiz bize yakışmaz, ancak onları ve atalarını Sen meta verip yararlandırdın, öyle ki (Senin) zikri(ni) unuttular ve böylece yıkıma uğrayan bir kavim oldular."

MERYEM
19:23

نَسْيًا

nesyen

unutulsa

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim."

MERYEM
19:23

مَنْسِيًّا

mensiyyen

unutulanlar gibi

Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim."

MERYEM
19:64

نَسِيًّا

nesiyyen

unutkan

Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey O’nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.

TA-HA
20:52

يَنْسَى

yensā

unutmaz

Dedi ki "Bunun bilgisi Rabbimin Katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz."

TA-HA
20:88

فَنَسِيَ

fenesiye

fakat o unuttu

Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin de ilahınız, Musa’nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.

TA-HA
20:115

فَنَسِيَ

fenesiye

fakat unuttu

Andolsun, Biz bundan önce Adem’e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık.

TA-HA
20:126

فَنَسِيتَهَا

fenesītehā

sen onları unuttuysan

(Allah da) Der ki "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."

TA-HA
20:126

تُنْسَىٰ

tunsā

sen unutulursun

(Allah da) Der ki "İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın."

KASAS
28:77

تَنْسَ

tense

unutma

"Allah’ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez."

HUD
11:56

بِنَاصِيَتِهَا

bināSiyetihā

onun perçeminden

"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)"

YUSUF
12:42

فَأَنْسَاهُ

feensāhu

fakat ona unutturdu

İkisinden kurtulacağını sandığı kişiye dedi ki "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı.

EN'ÂM
6:41

وَتَنْسَوْنَ

ve tensevne

ve unutursunuz

Hayır, yalnızca O’nu çağırırsınız, dilerse kendisini çağırdığınız şeyi açar (giderir) ve şirk koşmakta olduklarınızı unutursunuz.

EN'ÂM
6:44

نَسُوا

nesū

unutunca

Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine herşeyin kapılarını açtık. Öyle ki kendilerine verilen şeylerle ’sevince kapılıp şımarınca’, onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular.

EN'ÂM
6:68

يُنْسِيَنَّكَ

yunsiyenneke

sana (bunu) unutturursa

Ayetlerimiz konusunda ’alaylı tartışmalara dalanlar’ -onlar bir başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.

ZÜMER
39:8

نَسِيَ

nesiye

unutur

İnsana bir zarar dokunduğu zaman, gönülden katıksızca yönelmiş olarak Rabbine dua eder. Sonra ona Kendinden bir nimet verdiği zaman, daha önce O’na dua ettiğini unutur ve O’nun yolundan saptırmak amacıyla Allah’a eşler koşmaya başlar. De ki "İnkarınla biraz (dünya zevklerinden) yararlan; çünkü sen, ateşin halkındansın."

CASIYE
45:34

نَنْسَاكُمْ

nensākum

sizi unuttuk

Denildi ki "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."

CASIYE
45:34

نَسِيتُمْ

nesītum

unuttuğunuz

Denildi ki "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."

KEHF
18:24

نَسِيتَ

nesīte

unuttuğun

Ancak "Allah dilerse" (inşaAllah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir."

KEHF
18:57

وَنَسِيَ

ve nesiye

ve unutandan

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

KEHF
18:61

نَسِيَا

nesiyā

unuttular

Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.

KEHF
18:63

نَسِيتُ

nesītu

unuttum

(Genç-yardımcısı) Dedi ki "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

KEHF
18:63

أَنْسَانِيهُ

ensānīhu

bana unutturmadı

(Genç-yardımcısı) Dedi ki "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

KEHF
18:73

نَسِيتُ

nesītu

unuttuğum

(Musa) "Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma" dedi.

MÜ'MINUN
23:110

أَنْسَوْكُمْ

ensevkum

size unutturdular

"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size Benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."

SECDE
32:14

نَسِيتُمْ

nesītum

unutmanızın

Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.

SECDE
32:14

نَسِينَاكُمْ

nesīnākum

sizi unuttuk

Öyleyse bu (azap) gününüzle karşılaşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi gerçekten unuttuk; yaptıklarınıza karşılık ebedi azabı tadın.

RAHMAN
55:41

بِالنَّوَاصِي

bin-nevāSī

alınlar(ın)dan

(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.

BAKARA
2:44

وَتَنْسَوْنَ

ve tensevne

unutuyorsunuz da

Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?

BAKARA
2:106

نُنْسِهَا

nunsihā

onu unutturursak

Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiçbir ayeti neshetmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:237

تَنْسَوُا

tensevu

unutmayın

Eğer onlara mehir tespit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tespit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

BAKARA
2:286

نَسِينَا

nesīnā

unutursak

Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

HAŞR
59:19

نَسُوا

nesū

unutanlar

Kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir.

HAŞR
59:19

فَأَنْسَاهُمْ

feensāhum

ve onlara unutturduğu

Kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir.

MÜCADELE
58:6

وَنَسُوهُ

venesūhu

onlar ise onu unutmuşlardır

Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.

MÜCADELE
58:19

فَأَنْسَاهُمْ

feensāhum

ve onlara unutturmuştur

Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah’ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

MAIDE
5:13

وَنَسُوا

ve nesū

ve unuttular

Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik yapanları sever.

MAIDE
5:14

فَنَسُوا

fenesū

ama unuttular

Ve "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz (misak) almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular. Böylece Biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.

TEVBE
9:67

نَسُوا

nesū

unuttular

Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.

TEVBE
9:67

فَنَسِيَهُمْ

fenesiyehum

O da onları unuttu

Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.