ق ر ي kökü Kur'an'da 57 defa geçmektedir.

AYETLER

A'RAF
7:4

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kent(ler)i

Biz nice ülkeleri yıkıma uğrattık. Geceleri uyurlarken ya da gündüzün dinlenirlerken Bizim zorlu azabımız onlara geliverdi.

A'RAF
7:82

قَرْيَتِكُمْ

ḳaryetikum

kentiniz-

Kavminin cevabı "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı.

A'RAF
7:88

قَرْيَتِنَا

ḳaryetinā

kentimiz-

Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler) dediler ki "Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp-çıkaracağız veya mutlaka bizim dinimize geri döneceksiniz." (Şuayb) "Biz istemesek de mi?" dedi.

A'RAF
7:94

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir ülkeye

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz.

A'RAF
7:96

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

(O) ülkelerin

Eğer o ülkeler halkı inansalardı ve korkup-sakınsalardı, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayısız) bolluklar (bereketler) açardık; ancak onlar yalanladılar, Biz de onları kazanageldikleri nedeniyle yakalayıverdik.

A'RAF
7:97

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

(o) ülkelerin

O ülkeler halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

A'RAF
7:98

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

(o) ülkelerin

Ya da o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu-azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?

A'RAF
7:101

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

ülkeler

İşte bu ülkeler, sana onların ’haberlerinden aktarmalar yapıyoruz.’ Gerçekten, onlara elçileri apaçık belgelerle gelmişlerdi. Ama daha önceden yalanlamaları nedeniyle iman eder olmadılar. İşte Allah, inkar edenlerin kalplerini böyle damgalar.

A'RAF
7:161

الْقَرْيَةَ

l-ḳaryete

kentte

Onlara "Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, ’dileğimiz bağışlanmadır’ deyin ve kapısından secde ederek girin, (Biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) artıracağız" denildiğinde,

A'RAF
7:163

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

kent(halkın)ın durumu-

Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında’ ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.

YASIN
36:13

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

şu kent

Sen onlara, o şehir halkının örneğini ver; hani oraya elçiler gelmişti.

FURKAN
25:40

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

kente

Andolsun, onlar, üstüne felaket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.

FURKAN
25:51

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kente

Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.

ŞU'ARA
26:208

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kenti

Kendisi için bir uyarıcı olmaksızın, Biz hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz.

NEML
27:34

قَرْيَةً

ḳaryeten

bir ülkeye

Dedi ki "Gerçekten hükümdarlar bir ülkeye girdikleri zaman, orasını bozguna uğratırlar ve halkından onur sahibi olanları hor ve aşağılık kılarlar; işte onlar, böyle yaparlar."

NEML
27:56

قَرْيَتِكُمْ

ḳaryetikum

kentiniz-

Kavminin cevabı "Lut ailesini şehrinizden sürüp çıkarın. Temiz kalmak isteyen insanlarmış" demekten başka olmadı.

KASAS
28:58

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kent(ler)-

Biz, yaşama biçimleriyle ’refah içinde şımarıp azmış’ nice şehri yıkıma uğrattık. İşte meskenleri; çok az (bir zaman) dışında (onlarda) kendilerinden sonra oturulabilmiş değildir. (Onlara) Varis olanlar Biziz.

KASAS
28:59

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

ülkeleri

Senin Rabbin, ’ana yerleşim merkezlerine’ onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

KASAS
28:59

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

ülkeleri

Senin Rabbin, ’ana yerleşim merkezlerine’ onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

İSRA
17:16

قَرْيَةً

ḳaryeten

bir kenti

Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ’varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.

İSRA
17:58

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kent

Hiçbir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce Biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azapla azaplandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.

YUNUS
10:98

قَرْيَةٌ

ḳaryetun

bir kasaba

Ama (azap geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık.

HUD
11:100

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

o şehirlerin

Bunlar, sana doğru haber (kıssa) olarak aktardığımız (geçmişteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmış, (hala izleri var, kimi de) biçilmiş ekin (gibi yerlebir edilmiş, kalıntısı silinmiş) dir.

HUD
11:102

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

şehirleri

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O’nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

HUD
11:117

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

o beldeleri

Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulüm ile helak edecek değildi.

YUSUF
12:82

الْقَرْيَةَ

l-ḳaryete

kente

"İçinde (yaşamakta) olduğumuz şehre sor, hem kendisinde geldiğimiz kervana da. Biz gerçekten doğruyu söyleyenleriz."

YUSUF
12:109

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

kentler

Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

HICR
15:4

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kenti

Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık.

EN'ÂM
6:92

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

şehirlerin

İşte bu (Kur’an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap’tır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır.

EN'ÂM
6:123

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kentin

Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

EN'ÂM
6:131

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

ülkeleri

Bu, halkı habersizken, Rabbinin ülkeleri zulüm ve helak edici olmadığındandır.

SEBE
34:18

الْقُرَى

l-ḳurā

kentler

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

SEBE
34:18

قُرًى

ḳuran

kentler

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

SEBE
34:34

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir ülkeye

Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın ’refah içinde şımaran önde gelenleri’ "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.

ŞURA
42:7

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

kentlerin (Mekke’yi)

İşte Biz sana, böyle Arapça bir Kur’an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.

ZUHRUF
43:23

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir kente

İşte böyle, senden önce de (herhangi) bir memlekete bir elçi göndermiş olmayalım, mutlaka onun ’refah içinde şımarıp azan önde gelenleri’ (şöyle) demişlerdir "Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu biz, onların izlerine (eserlerine) uymuş kimseleriz."

ZUHRUF
43:31

الْقَرْيَتَيْنِ

l-ḳaryeteyni

iki kent-

Ve dediler ki "Bu Kur’an, iki şehirden birinin büyük bir adamına indirilmeli değil miydi?"

AHKAF
46:27

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

kentleri

Andolsun, Biz çevrenizde bulunan şehirlerden (birçoğunu) yıkıma uğrattık ve belki dönerler diye ayetleri çeşitli şekillerde açıkladık.

KEHF
18:59

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

(şu) kentleri

İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik.

KEHF
18:77

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir kent

(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halkı) onları konuklamaktan kaçındı. Onda (kasabada) yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. (Musa) Dedi ki "Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin."

NAHL
16:112

قَرْيَةً

ḳaryeten

bir kenti

Allah bir şehri örnek verdi (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.

ENBIYA
21:6

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kent (halkı)

Kendilerinden evvel yıkıma uğrattığımız hiçbir ülke (halkı) iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecek?

ENBIYA
21:11

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

şehir(ler)-

Biz, zulmeden ülkelerden nicesini kırıp geçirdik ve bunun ardından bir başka kavmi meydana getirdik.

ENBIYA
21:74

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

bir kent-

Lut’a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.

ENBIYA
21:95

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir ülkeye

Yıkıma uğrattığımız bir ülkeye (tekrar dünya hayatı) imkansız (haram)dır; hiç şüphesiz onlar, (dünyaya) bir daha geri dönmeyecekler.

ANKEBUT
29:31

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

(Sodom) kentin

Bizim elçilerimiz İbrahim’e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki "Gerçek şu ki, biz bu ülkenin halkını yıkıma uğratacağız. Çünkü onun halkı zalim oldular."

ANKEBUT
29:34

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

ülke

"Şüphesiz Biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azap indireceğiz."

HAC
22:45

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kentler-

(Halkı) Zulmediyorken yıkıma uğrattığımız nice ülkeler vardır ki, şimdi onların altları üstlerine gelmiş ıpıssız durmakta, kullanılamaz durumdaki kuyuları (terk edilmiş bulunmakta), yüksek sarayları (çın çın ötmektedir).

HAC
22:48

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kentler-

Nice ülkeler vardır ki, (halkı) zulmediyorken Ben ona bir süre tanıdım, sonra yakalayıverdim; dönüş yalnızca Banadır.

BAKARA
2:58

الْقَرْيَةَ

l-ḳaryete

kente

Ve hatırlayın, demiştik ki "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken ’dileğimiz bağışlanmadır’ deyin; (Biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız."

BAKARA
2:259

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

bir kasabaya

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

HAŞR
59:7

الْقُرَىٰ

l-ḳurā

o kent

Allah’ın o (fethedilen) şehir halkından Resûlü’ne verdiği fey, Allah’a, Resûl’e, (ve Resûl’e) yakın akrabalığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir devlet olmasın. Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikabı) pek şiddetli olandır.

HAŞR
59:14

قُرًى

ḳuran

kaleler

Onlar, iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir. Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır. Bu, şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.

NISA
4:75

الْقَرْيَةِ

l-ḳaryeti

kentten

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?

MUHAMMED
47:13

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kent(ler)-

Seni sürüp-çıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardı ki, Biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.

MUHAMMED
47:13

قَرْيَتِكَ

ḳaryetike

senin kentin-

Seni sürüp-çıkaran memleketinden kuvvet bakımından daha üstün nice memleketler vardı ki, Biz onları yıkıma uğrattık da kendileri için hiçbir yardımcı yoktu.

TALAK
65:8

قَرْيَةٍ

ḳaryetin

kentler-

Ülkelerden niceleri vardır ki, Rablerinin ve O’nun elçilerinin emrine karşı gelip azmışlar, böylece Biz de onları çetin bir hesaba çekmişiz ve onları benzeri görülmedik bir azapla azaplandırmışız.