و ر ث kökü Kur'an'da 35 defa geçmektedir.

AYETLER

FECR
89:19

التُّرَاثَ

t-turāṧe

mirası

Mirası, sınır tanımaz (helal, haram aldırmaz) bir tarzda yiyorsunuz.

A'RAF
7:43

أُورِثْتُمُوهَا

ūriṧtumūhā

o size miras verildi

Biz onların göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışız. Altlarından ırmaklar akar. Derler ki "Bizi buna ulaştıran Allah’a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik. Andolsun, Rabbimiz’in elçileri hak ile geldiler." Onlara "İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir" diye seslenilecek.

A'RAF
7:100

يَرِثُونَ

yeriṧūne

varis olanları

(Bütün bunlar,) Sakinlerinden sonra yeryüzüne mirasçı olanları doğruya erdirme(ye veya ortaya çıkarmaya yetmez) mi? Eğer Biz dilemiş olsaydık onlara günahları nedeniyle bir musibet isabet ettirirdik; ve kalplerine damgalar vururduk da onlar böylelikle işitmeyenler olurlardı.

A'RAF
7:128

يُورِثُهَا

yūriṧuhā

onu verir

Musa kavmine "Allah’tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah’ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı kılar. En güzel sonuç muttakiler içindir" dedi.

A'RAF
7:137

وَأَوْرَثْنَا

ve evraṧnā

ve mirasçı kıldık

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz’afları) mirasçılar kıldık. Rabbinin İsrailoğulları’na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolayısıyla tamamlandı (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta oldukları ve yükselttiklerini (köşklerini, saraylarını) da yerle bir ettik.

A'RAF
7:169

وَرِثُوا

veriṧū

varis olanlar

Onların ardından yerlerine kitaba mirasçı olan birtakım ’kötü kimseler’ geçti. (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçici-yararını alıyor ve "Yakında bağışlanacağız" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alıyorlar. Kendilerinden Allah’a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin kitap sözü alınmamış mıydı? Oysa içinde olanı okudular. (Allah’tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hala akıl erdirmeyecek misiniz?

FATIR
35:32

أَوْرَثْنَا

evraṧnā

miras verdik

Sonra Kitab’ı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah’ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.

MERYEM
19:6

يَرِثُنِي

yeriṧunī

bana mirasçı olsun

"Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl."

MERYEM
19:6

وَيَرِثُ

ve yeriṧu

ve mirasçı olsun

"Bana mirasçı olsun. Yakup oğullarına da mirasçı olsun. Rabbim, onu (kendisinden) razı olunan(lardan) kıl."

MERYEM
19:40

نَرِثُ

neriṧu

varis oluruz

Elbette, yeryüzünde ve onun üzerindekilere Biz varis olacağız ve onlar Bize döndürülecekler.

MERYEM
19:63

نُورِثُ

nūriṧu

vereceğimiz

O cennet; Biz, kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız.

MERYEM
19:80

وَنَرِثُهُ

ve neriṧuhu

ve varis olacağız

Onun söylemekte olduğuna Biz mirasçı olacağız; o Bize, ’yapayalnız tek başına’ gelecektir.

ŞU'ARA
26:59

وَأَوْرَثْنَاهَا

ve evraṧnāhā

bunları miras yaptık

İşte böyle; bunlara İsrailoğulları’nı mirasçı kıldık.

ŞU'ARA
26:85

وَرَثَةِ

veraṧeti

varisleri-

"Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl,"

NEML
27:16

وَوَرِثَ

ve veriṧe

ve mirasçı oldu

Süleyman, Davud’a mirasçı oldu ve dedi ki "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür."

KASAS
28:5

الْوَارِثِينَ

l-vāriṧīne

mirasçı

Biz ise, yeryüzünde güçten düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve mirasçılar kılmak istiyoruz.

KASAS
28:58

الْوَارِثِينَ

l-vāriṧīne

varisler

Biz, yaşama biçimleriyle ’refah içinde şımarıp azmış’ nice şehri yıkıma uğrattık. İşte meskenleri; çok az (bir zaman) dışında (onlarda) kendilerinden sonra oturulabilmiş değildir. (Onlara) Varis olanlar Biziz.

HICR
15:23

الْوَارِثُونَ

l-vāriṧūne

gerçek varis olan

Şüphesiz Biz, gerçekten Biz yaşatır ve öldürürüz ve varis olanlar Biziz.

ZÜMER
39:74

وَأَوْرَثَنَا

ve evraṧenā

ve bizi varis kıldı

(Onlar da) Dediler ki "Bize olan va’dinde sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah’a hamd olsun ki, cennetten dilediğimiz yerde konaklayabiliriz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne güzeldir.

MÜ'MIN
40:53

وَأَوْرَثْنَا

ve evraṧnā

ve miras kıldık

Andolsun Biz Musa’ya hidayeti verdik ve İsrailoğulları’na kitabı miras bıraktık.

ŞURA
42:14

أُورِثُوا

ūriṧū

varis kılınanlar

Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’tecavüz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

ZUHRUF
43:72

أُورِثْتُمُوهَا

ūriṧtumūhā

size miras verilen

"İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur."

DUHAN
44:28

وَأَوْرَثْنَاهَا

ve evraṧnāhā

ve biz onları miras verdik

İşte böyle; Biz bunları başka bir kavme miras olarak verdik.

ENBIYA
21:89

الْوَارِثِينَ

l-vāriṧīne

varislerin

Zekeriya da; hani Rabbine çağrıda bulunmuştu "Rabbim, beni yalnız başıma bırakma, sen mirasçıların en hayırlısısın."

ENBIYA
21:105

يَرِثُهَا

yeriṧuhā

varis olacak

Andolsun, Biz zikirden sonra Zebur’da da "Şüphesiz Arz’a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık.

MÜ'MINUN
23:10

الْوَارِثُونَ

l-vāriṧūne

varis olacaklar

İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır.

MÜ'MINUN
23:11

يَرِثُونَ

yeriṧūne

varis olacaklar

Ki onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır; içinde de ebedi olarak kalacaklardır.

BAKARA
2:233

الْوَارِثِ

l-vāriṧi

mirasçının

Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. Onların (annelerin) yiyeceği, giyeceği bilinen (örf)e uygun olarak, çocuk kendisinin olana (babaya) aittir. Kimseye güç yetireceğinin dışında (yük ve sorumluluk) teklif edilmez. Anne, çocuğu, çocuk kendisinin olan baba da çocuğu dolayısıyla zarara uğratılmasın; mirasçı üzerinde(ki sorumluluk ve görev) de bunun gibidir. Eğer (anne ve baba) aralarında rıza ile ve danışarak (çocuğu iki yıl tamamlanmadan) sütten ayırmayı isterlerse, ikisi için de bir güçlük yoktur. Ve eğer çocuklarınızı (bir süt anneye) emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun olarak ödedikten sonra size bir sorumluluk yoktur. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görendir.

ÂL-I İMRAN
3:180

مِيرَاثُ

mīrāṧu

mirası

Allah’ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.

AHZAB
33:27

وَأَوْرَثَكُمْ

ve evraṧekum

ve size miras verdi

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, herşeye güç yetirendir.

NISA
4:11

وَوَرِثَهُ

ve veriṧehu

ve ona varis oluyorsa

Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir’dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah’tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

NISA
4:12

يُورَثُ

yūraṧu

miras bırakan

Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir’de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah’tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.

NISA
4:19

تَرِثُوا

teriṧū

miras yoluyla almanız

Ey iman edenler, kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız helal değildir. Apaçık olan ’çirkin bir hayasızlık’ yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin bir kısmını gidermeniz (kendinize almanız) için onlara baskı yapmanız da (helal değildir.) Onlarla güzellikle geçinin. Şayet onlardan hoşlanmadınızsa, belki, bir şey hoşunuza gitmez, ama Allah onda çok hayır kılar.

NISA
4:176

يَرِثُهَا

yeriṧuhā

onun mirasını alır

Senden fetva isterler. De ki "Allah, ’çocuksuz ve babasız olanın (kelale’nin)’ mirasına ilişkin hükmü açıklar. Ölen kişinin çocuğu yok da kız kardeşi varsa, geride bıraktıklarının yarısı kız kardeşinindir. Ama (ölen) kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Eğer kız kardeşi iki ise, geride bıraktıklarının üçte ikisi onlarındır. Ama (mirasçılar) erkekler ve kız kardeşler ise, bu durumda erkek için dişinin iki payı vardır. Allah, -şaşırıp sapmayasınız diye- açıklar. Allah, herşeyi bilendir.

HADID
57:10

مِيرَاثُ

mīrāṧu

mirası

Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı va’detmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.