Hasan Basri Çantay | |
---|---|
وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا Vel adiyati dabha |
|
فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا Fel muriyati kadha |
|
فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا Fel muğırati subha |
|
فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا Fe eserne bihı nak’a |
|
5. Bununla bir topluluğun tâ ortasına girenlere (ya’nî atlara) ki, |
فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا Fe vesatne bihı cem’a |
إِنَّ الْإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ İnnelinsane li rabbihı le kenud |
|
وَإِنَّهُ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ Ve innehu ala zalike le şehıd |
|
وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ Ve innehu li hubbil hayri le şedıd |
|
9. Haalâ o, (hakıykatı görüp) bilmeyecek mi, kabirlerin içindekiler (eşilib) çıkarıldığı zaman, |
أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ E fe la ya’lemü iza bu’sira ma fil kubur |
10. göğüslerde ne varsa onlar da derlenib toparlandığı (zaman)? |
وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ Ve hussıle ma fis sudur |
11. Hakıykat, o gün Rableri onlar (ın her haalin) den elbette tamâmiyle haberdârdır. |
إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ İnne rabbehüm bihim yevmeizin le habir |