| Mustafa İslamoğlu | |
|---|---|
|
الْقَارِعَةُ El kariah |
|
|
مَا الْقَارِعَةُ Mel kariah |
|
|
3. Sahi, sen nereden bileceksin korkunç patlamanın ne olduğunu? |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ Ve ma edrake mel kariah |
|
4. O gün insanlar, sereserpe yerlere saçılmış (kavruk) pervane sineklerini andıracak; |
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ Yevme yekunün nasü kelferaşil mebsus |
|
5. dağlar ise, dört bir yana dağılmış pamukları çağrıştıracak. |
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِ Ve tekunül cibalü kelıhnil menfuş |
|
فَأَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ Fe emma men sekulet mevazınüh |
|
|
7. o kendisini, hoşnut olduğu tarifsiz güzellikte bir hayatın içinde bulacak; |
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَاضِيَةٍ Fe hüve fi ıyşetir radıyeh |
|
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ Ve emma men haffet mevazınüh |
|
|
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ Fe ümmühu havıyeh |
|
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ Ve ma edrake mahiyeh. |
|
|
نَارٌ حَامِيَةٌ Narun hamiyeh |