ش ع ر kökü Kur'an'da 40 defa geçmektedir.

AYETLER

NECM
53:49

الشِّعْرَىٰ

ş-şiǎ’rā

Şi’ra’nın

Doğrusu, ’Şi’ra (yıldızı)nın’ Rabbi O’dur.

A'RAF
7:95

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında

Sonra kötülüğün yerini iyilikle değiştirdik, öyle ki onlar, çoğaldılar ve "Atalarımıza da (bazen) şiddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genişlikler dokunmuştu" dediler. Bunun üzerine, Biz de onları kendileri hiç şuurunda değilken apansız kıskıvrak yakalayıverdik.

YASIN
36:69

الشِّعْرَ

ş-şiǎ’ra

şiir

Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.

ŞU'ARA
26:113

تَشْعُرُونَ

teş’ǔrūne

düşünürseniz

"Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer şuurundaysanız (anlarsınız.)"

ŞU'ARA
26:202

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında olmazlar

Artık o (azap), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.

ŞU'ARA
26:224

وَالشُّعَرَاءُ

ve şşuǎrā'u

ve Şa’irler

Şairler ise; gerçekten onlara azgın-sapıklar uyar.

NEML
27:18

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında olmayarak

Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin."

NEML
27:50

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında değillerdi

Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk.

NEML
27:65

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

bilmezler

De ki "Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."

KASAS
28:9

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

anlamıyorlardı

Firavun’un karısı dedi ki "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.

KASAS
28:11

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkına varmadan

Ve onun kız kardeşine "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkında değilken onu uzaktan gözetledi.

YUSUF
12:15

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında

Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, Biz ona (şöyle) vahyettik "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin."

YUSUF
12:107

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında değillerken

Şimdi bunlar, kendilerine Allah’ın azabından kapsamlı bir bürümenin gelivermesinden veya onların hiç haberleri yokken kıyametin onlara apansız gelmesinden kendilerini güvende mi buldular?

EN'ÂM
6:26

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında

Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler.

EN'ÂM
6:109

يُشْعِرُكُمْ

yuş’ǐrukum

şuurunda

Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah’a yemin ettiler. De ki "Ayetler, ancak Allah Katındadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?

EN'ÂM
6:123

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

ama farkında değillerdir

Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.

SAFFAT
37:36

لِشَاعِرٍ

lişāǐrin

bir şair için

Ve derlerdi ki "Biz, ünlenmiş bir şair için ilahlarımızı terk mi edeceğiz?"

ZÜMER
39:25

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

hiç farkına varmadıkları

Onlardan öncekiler de yalanladı; böylece azap onlara hiç şuurunda olmadıkları bir yerden gelip-çattı.

ZÜMER
39:55

تَشْعُرُونَ

teş’ǔrūne

farkına varmadan

Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel.

ZUHRUF
43:66

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında değillerken

Onlar, hiç şuurunda değilken kendilerine apansız geliverecek olan kıyamet-saatinden başkasını mı gözlüyorlar?

KEHF
18:19

يُشْعِرَنَّ

yuş’ǐranne

sezdirmesin

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

NAHL
16:21

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

bilmezler

Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna varamazlar.

NAHL
16:26

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

ummadıkları

Onlardan öncekiler, hileli-düzenler kurmuşlardı da, Allah(ın azap emri) onların kurdukları yapıların temellerine geldi, böylece üstlerindeki tavan tepelerine çöktü; azap onlara şuurunda olmadıkları yerden gelmişti.

NAHL
16:45

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

ummadıkları

Artık ’kötülüğü örgütleyip düzenleyenler’, Allah’ın, kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya şuuruna varamayacakları yerden azabın gelmeyeceğinden emin midirler?

NAHL
16:80

وَأَشْعَارِهَا

ve eş’ǎārihā

ve kıllarından

Allah, size evlerinizi (içinde) "güvenlik ve huzur bulacağınız yerler" kıldı; ve size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (ticaret için) bir meta kıldı.

ENBIYA
21:5

شَاعِرٌ

şāǐrun

şa’irdir

"Hayır" dediler. (Bunlar) Karmakarışık düşlerdir; hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır o bir şairdir. Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin."

MÜ'MINUN
23:56

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

onlar farkında

Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

TUR
52:30

شَاعِرٌ

şāǐrun

bir şa’irdir

Yoksa onlar "Bir şairdir, biz ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz" mu diyorlar?

HAKKA
69:41

شَاعِرٍ

şāǐrin

bir şa’irin

O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?

ANKEBUT
29:53

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında değillerken

Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

HAC
22:32

شَعَائِرَ

şeǎāira

nişanlarına

İşte böyle; kim Allah’ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır.

HAC
22:36

شَعَائِرِ

şeǎāiri

işaretleri-

İri cüsseli develeri size Allah’ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde (veya saf tutmuşcasına ayakta durup) boğazlanırken Allah’ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkara ve isteyene yedirin. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirdik, umulur ki şükredersiniz.

BAKARA
2:9

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında

(Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller.

BAKARA
2:12

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

anlayanlardan

Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler.

BAKARA
2:154

تَشْعُرُونَ

teş’ǔrūne

siz farkında

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.

BAKARA
2:158

شَعَائِرِ

şeǎāiri

nişanları

Şüphesiz, ’Safa’ ile ’Merve’ Allah’ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka’be’yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir.

BAKARA
2:198

الْمَشْعَرِ

l-meş’ǎri

Meş’ar-i

Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat’tan hep birlikte indiğinizde Allah’ı Meş’ar-ı Haram’da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O’nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.

ÂL-I İMRAN
3:69

يَشْعُرُونَ

yeş’ǔrūne

farkında değiller

Kitap Ehlinden bir grup, sizi şaşırtıp saptırmayı arzuladı; fakat onlar ancak kendi nefislerini şaşırtıp-saptırırlar da şuuruna varmazlar.

HUCURAT
49:2

تَشْعُرُونَ

teş’ǔrūne

farkında olmazsınız

Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider.

MAIDE
5:2

شَعَائِرَ

şeǎāira

işaretlerine

Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.