ع ج ل kökü Kur'an'da 47 defa geçmektedir.

AYETLER

KIYAMET
75:16

لِتَعْجَلَ

liteǎ’cele

okumak için

Onu (Kur’an’ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma.

KIYAMET
75:20

الْعَاجِلَةَ

l-ǎācilete

çarçabuk geçeni

Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.

SAD
38:16

عَجِّلْ

ǎccil

hemen ver

(Alaylı alaylı) Dediler ki "Rabbimiz, hesap gününden önce (azaptan bize vadettiğin) payımızı çabuklaştırıver."

A'RAF
7:148

عِجْلًا

ǐclen

bir buzağı

(Tura gitmesinin) Ardından Musa’nın kavmi süs eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip-iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenler oldular.

A'RAF
7:150

أَعَجِلْتُمْ

eǎciltum

acele mi ettiniz?

Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi.

A'RAF
7:152

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağıyı

Şüphesiz, buzağıyı (tanrı) edinenlere Rablerinden bir gazab ve dünya hayatında bir zillet yetişecektir. İşte Biz, ’yalan düzüp-uyduranları’ böyle cezalandırırız.

MERYEM
19:84

تَعْجَلْ

teǎ’cel

acele etme

Onlara karşı acele davranma; Biz onlar için ancak saydıkça sayıyoruz.

TA-HA
20:83

أَعْجَلَكَ

eǎ’celeke

seni aceleyle sevk eden

"Seni kavminden ’çarçabuk ayrılmaya iten’ nedir ey Musa?"

TA-HA
20:84

وَعَجِلْتُ

ve ǎciltu

ve ben acele ettim

Dedi ki "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim."

TA-HA
20:88

عِجْلًا

ǐclen

bir buzağı

Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin de ilahınız, Musa’nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.

TA-HA
20:114

تَعْجَلْ

teǎ’cel

acele etme

Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki "Rabbim, ilmimi arttır."

ŞU'ARA
26:204

يَسْتَعْجِلُونَ

yesteǎ’cilūne

acele istiyorlar

Onlar yine de azabımızı çabuklaştırmak mı istiyorlar?

NEML
27:46

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

koşuyorsunuz

Dedi ki "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah’tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."

NEML
27:72

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

acele ettiğiniz(azab)ın

De ki "Belki de acele etmekte olduğunuzun (azabın) bir kısmı size yetişmiştir bile."

İSRA
17:11

عَجُولًا

ǎcūlen

pek acelecidir

İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir.

İSRA
17:18

الْعَاجِلَةَ

l-ǎācilete

acele olanı

Kim çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) isterse, orada istediğimiz kimseye dilediğimizi çabuklaştırırız, sonra ona cehennemi (yurt) kılarız; ona, kınanmış ve kovulmuş olarak gider.

İSRA
17:18

عَجَّلْنَا

ǎccelnā

çabucak veririz

Kim çarçabuk olanı (geçici dünya arzularını) isterse, orada istediğimiz kimseye dilediğimizi çabuklaştırırız, sonra ona cehennemi (yurt) kılarız; ona, kınanmış ve kovulmuş olarak gider.

YUNUS
10:11

يُعَجِّلُ

yuǎccilu

acele verseydi

Eğer Allah, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte Bize kavuşmayı ummayanları Biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız.

YUNUS
10:11

اسْتِعْجَالَهُمْ

stiǎ’cālehum

acele istemeleri gibi

Eğer Allah, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte Bize kavuşmayı ummayanları Biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız.

YUNUS
10:50

يَسْتَعْجِلُ

yesteǎ’cilu

acele ediyorlar

De ki "Düşündünüz mü hiç, eğer O’nun azabı size gece veya gündüz geliverirse, suçlu-günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?"

YUNUS
10:51

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

acele istiyordunuz

Gerçekleştikten sonra mı O’na iman edeceksiniz? Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.

HUD
11:69

بِعِجْلٍ

biǐclin

bir buzağı

Andolsun, elçilerimiz İbrahim’e müjde ile geldikleri zaman; "Selam" dediler. O da "Selam" dedi (ve) hemen gecikmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.

EN'ÂM
6:57

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

acele istediğiniz

De ki "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azap) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."

EN'ÂM
6:58

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

acele istediğiniz

De ki "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.

SAFFAT
37:176

يَسْتَعْجِلُونَ

yesteǎ’cilūne

acele istiyorlar

Şimdi onlar, Bizim azabımızı mı acele istiyorlar?

ŞURA
42:18

يَسْتَعْجِلُ

yesteǎ’cilu

çabuk gelmesini isterler

Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.

AHKAF
46:24

اسْتَعْجَلْتُمْ

steǎ’celtum

sizin acele gelmesini istediğinizdir

Derken, onu (azabı) vadilerine doğru yönelerek gelen bir bulut şeklinde gördükleri zaman, "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hayır, o, kendisi için acele ettiğiniz şeydir. Bir rüzgar; onda acı bir azap vardır.

AHKAF
46:35

تَسْتَعْجِلْ

testeǎ’cil

acele etme

Artık sen sabret; Resullerden azim sahiplerinin sabrettikleri gibi, Onlar için de acele etme. Onlar, tehdit edildikleri şeyi (azabı) gördükleri gün, sanki gündüzün yalnızca bir saati kadar yaşamış(olacak)lardır. (Bu,) Bir tebliğdir. Artık fasık olan bir kavimden başkası yıkıma uğratılır mı?

ZARIYAT
51:14

تَسْتَعْجِلُونَ

testeǎ’cilūne

acele istiyor(lar)

"Tadın fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir."

ZARIYAT
51:26

بِعِجْلٍ

biǐclin

bir buzağı

Hemen (onlara) sezdirmeden ailesine gidip, çok geçmeden semiz bir buzağı ile (geri) geldi.

ZARIYAT
51:59

يَسْتَعْجِلُونِ

yesteǎ’cilūni

acele etmesinler

Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler.

KEHF
18:58

لَعَجَّلَ

leǎccele

çabuklaştırırdı

Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları (azapla) yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı (bir an önce) çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.

NAHL
16:1

تَسْتَعْجِلُوهُ

testeǎ’cilūhu

onu acele istemeyin

Allah’ın emri geldi, artık onda acele etmeyin. O (Allah), şirk koştukları şeylerden münezzeh ve Yücedir.

ENBIYA
21:37

عَجَلٍ

ǎcelin

aceleden

İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı. Size ayetlerimi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.

ENBIYA
21:37

تَسْتَعْجِلُونِ

testeǎ’cilūni

benden acele istemeyin

İnsan aceleden (aceleci olarak) yaratıldı. Size ayetlerimi yakında göstereceğim. Şimdi hemen acele etmeyin.

ANKEBUT
29:53

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ

ve yesteǎ’cilūneke

senden çabuk istiyorlar

Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Eğer adı konulmuş bir ecel (tayin edilmiş bir vakit) olmasaydı, herhalde onlara azap gelmiş olurdu. Fakat kendileri şuurunda olmadan, onlara kuşkusuz apansız geliverecektir.

ANKEBUT
29:54

يَسْتَعْجِلُونَكَ

yesteǎ’cilūneke

senden çabucak istiyorlar

Azap konusunda senden acele (davranmanı) istiyorlar. Oysa cehennem, o inkar edenleri gerçekten kuşatıp-durmaktadır.

RA'D
13:6

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ

ve yesteǎ’cilūneke

ve senden acele istiyorlar

Onlar, iyilikten önce kötülüğü çabuklaştırmak istiyorlar; oysa onlardan önce nice örnekler gelip-geçmiştir. Ve şüphesiz, senin Rabbin, zulümlerine karşılık insanlar için bağışlama sahibidir ve şüphesiz senin Rabbin, cezası çok şiddetli olandır.

HAC
22:47

وَيَسْتَعْجِلُونَكَ

ve yesteǎ’cilūneke

ve senden çabucak istiyorlar

Onlar senden, azabın çarçabuk getirilmesini istiyorlar; Allah, va’dine kesin olarak muhalefet etmez. Gerçekten, senin Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.

İNSAN
76:27

الْعَاجِلَةَ

l-ǎācilete

çabuk geçeni (dünyayı)

Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

BAKARA
2:51

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağıyı

Hani Musa ile kırk gece için sözleşmiştik. Ama sonra siz, onun arkasından buzağıyı (tanrı) edinmiş ve (böylece) zalimler olmuştunuz.

BAKARA
2:54

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağıyı

Hani Musa, kavmine "Ey kavmim, gerçekten siz, buzağıyı (tanrı) edinmekle kendinize zulmettiniz. Hemen, kusursuzca Yaratan(gerçek İlah)ınıza tevbe edip nefislerinizi öldürün bu, Yaratıcınız Katında sizin için daha hayırlıdır" demişti. Bunun üzerine (Allah) tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz O tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.

BAKARA
2:92

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağıyı

Andolsun, Musa size apaçık belgelerle geldi. Sonra siz onun arkasından buzağıyı (tanrı) edindiniz. İşte siz (böyle) zalimlersiniz.

BAKARA
2:93

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağı (sevgisi)

Hani sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve) "Size verdiğimize (kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki "Dinledik ve baş kaldırdık." İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?"

BAKARA
2:203

تَعَجَّلَ

teǎccele

acele ederse

Sayılı günlerde Allah’ı anın. İki günde (Mina’dan dönmek için) elini çabuk tutana günah yoktur, geri kalana da günah yoktur. (Bu) sakınan için(dir). Allah’tan korkup-sakının ve gerçekten bilin ki, siz O’na döndürülüp-toplanacaksınız.

NISA
4:153

الْعِجْلَ

l-ǐcle

buzağıyı (tanrı)

Kitap Ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa’dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki "Bize Allah’ı açıkça göster." Böylece zulümlerinden dolayı onlara yıldırım çarpmıştı. Ardından kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, buzağıyı (ilah) edinmişlerdi. Yine bundan dolayı onları affettik ve Musa’ya apaçık olan ispatlayıcı bir delil verdik.

FETIH
48:20

فَعَجَّلَ

fe ǎccele

şimdilik verdi

Allah, alacağınız daha birçok ganimetleri size va’detti, bunu size hemencecik verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki, (bu,) mü’minler için bir ayet olsun ve sizi dosdoğru bir yola yöneltsin.