Mustafa İslamoğlu | |
---|---|
أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ Elhakümüt tekasür |
|
حَتَّىٰ زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ Hatta zürtümülmekabir |
|
3. Ama hayır! Vakti gelince, gerçeği (burada) öğreneceksiniz; |
كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ Kella sevfe ta’lemun |
4. o da olmadı, o zaman vakti gelince gerçeği (orada) öğreneceksiniz. |
ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ Sümme kella sevfe ta’lemun |
5. Yoo, eğer bu (tutkunun neye mal olduğunu) tam kavramış olsaydınız, |
كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ Kella lev ta’lemune ılmel yekıyn |
لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ Le teravünnelcehıym |
|
7. (Tutun ki burada göremediniz), ama daha sonra (ahirette) onu zaten gözlerinizle göreceksiniz; |
ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ Sümme leteravünneha aynelyakıyn |
ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ Sümme le tüs’elünne yevmeizin anin neıym |