ص د د kökü Kur'an'da 48 defa geçmektedir.

AYETLER

A'RAF
7:45

يَصُدُّونَ

yeSuddūne

menedip

"Ki onlar Allah’ın yolundan alıkoyanlar, onda çarpıklık arayanlar ve ahireti tanımayanlardır."

A'RAF
7:86

وَتَصُدُّونَ

ve teSuddūne

ve engelleyerek

"O’na iman edenleri tehdit ederek, Allah’ın yolundan alıkoymak için ve onda çarpıklık arayarak (böyle) her yolun (başını) kesip-oturmayın. Hatırlayın ki siz azınlıkta (ve güçsüz) iken O, sizi çoğalttı. Bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bakın."

YASIN
36:9

سَدًّا

sedden

bir sed

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

YASIN
36:9

سَدًّا

sedden

bir sed

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

TA-HA
20:16

يَصُدَّنَّكَ

yeSuddenneke

seni alıkoymasın

"Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın."

NEML
27:24

فَصَدَّهُمْ

fe Saddehum

ve onları çevirdi

"Onu ve kavmini, Allah’ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar."

NEML
27:43

وَصَدَّهَا

ve Saddehā

ve onu alıkoymuştu

Allah’tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, inkar eden bir kavimdendi.

KASAS
28:87

يَصُدُّنَّكَ

yeSuddunneke

seni alıkoymasınlar

Sana indirildikten sonra, sakın seni Allah’ın ayetlerinden alıkoymasınlar. Sen Rabbine çağır ve sakın müşriklerden olma.

HUD
11:19

يَصُدُّونَ

yeSuddūne

alıkoyar

Bunlar Allah’ın yolundan engelleyenler ve onda çarpıklık arayanlardır. Onlar, ahireti tanımayanlardır.

SEBE
34:32

صَدَدْنَاكُمْ

Sadednākum

engelledik

Büyüklük taslayanlar, za’fa uğratılan (müstaz’af)lara dediler ki "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu-günahkarlardınız."

SEBE
34:43

يَصُدَّكُمْ

yeSuddekum

sizi çevirmek

Onlara, apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda "Bu, sizi babalarınızın taptıkların(ilahlar)dan alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" dediler. Ve dediler ki "Bu, düzülüp uydurulmuş bir yalan (iftira)dan başka bir şey de değildir." İnkar edenler de, kendilerine geldiği zaman hak için "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir" dediler.

MÜ'MIN
40:37

وَصُدَّ

ve Sudde

ve çıkarıldı

"Göklerin yollarına. Böylelikle Musa’nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum." İşte Firavun’a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun’un hileli-düzeni, ’yıkım ve kayıpta’ olmaktan başka (bir şey) olmadı.

ZUHRUF
43:37

لَيَصُدُّونَهُمْ

leyeSuddūnehum

onları engellerler

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.

ZUHRUF
43:57

يَصِدُّونَ

yeSiddūne

yaygarayı bastılar

Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar.

ZUHRUF
43:62

يَصُدَّنَّكُمُ

yeSuddennekumu

sizi (bundan) alıkoymasın

Şeytan sakın sizi (Allah’ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.

KEHF
18:93

السَّدَّيْنِ

s-seddeyni

iki sed

İki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.

KEHF
18:94

سَدًّا

sedden

bir sed

Dediler ki "Ey Zu’l-Karneyn, gerçekten Ye’cuc ve Me’cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"

NAHL
16:88

وَصَدُّوا

ve Saddū

ve engel olanlar

İnkar edip de Allah’ın yolundan alıkoyanlar; Biz, işledikleri bozgunculuğa karşılık, onlara azap üstüne azap ilave ettik.

NAHL
16:94

صَدَدْتُمْ

Sadedtum

engel olduğunuzdan

Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah’ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azap da sizin içindir.

İBRAHIM
14:3

وَيَصُدُّونَ

ve yeSuddūne

ve engel olurlar

Onlar, dünya hayatını ahirete tercih ederler. Allah’ın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpıtmak isterler (veya onda çarpıklık ararlar). İşte onlar, uzak bir sapıklık içindedirler.

İBRAHIM
14:10

تَصُدُّونَا

teSuddūnā

bizi çevirmek

Resulleri dedi ki "Allah hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip-engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."

İBRAHIM
14:16

صَدِيدٍ

Sadīdin

irin (gibi)

(Böylesinin) Önünde cehennem vardır ve (orada) irinli sudan içirilecektir.

ANKEBUT
29:38

فَصَدَّهُمْ

fe Saddehum

ve onları çıkardı

Ad’ı ve Semud’u da (yıkıma uğrattık). Gerçek şu ki, kendi oturdukları yerlerden size (durumları) belli olmaktadır. Kendi yaptıklarını şeytan süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi.

RA'D
13:33

وَصُدُّوا

ve Suddū

ve çıkarıldılar

Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O’na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkar edenlere kendi hileli-düzenleri süslü-çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

HAC
22:25

وَيَصُدُّونَ

ve yeSuddūne

ve geri çevirenler

Gerçek şu ki, inkar edip Allah yolundan ve yerlilerle dışarıdan gelenler için eşit olarak (haram ve kıble) kıldığımız Mescid-i Haram’dan alıkoyanlara, orada zulmederek adaletten ayrılanlara acı bir azap taddırırız.

BAKARA
2:217

وَصَدٌّ

veSaddun

ve alıkoymak

Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah Katında, Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.

ENFAL
8:34

يَصُدُّونَ

yeSuddūne

geri çevirdikleri

Onlar, Mescid-i Haram’dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken Allah, ne diye onları azaplandırmasın? Onun (asıl) koruyucularıyalnızca korkup-sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

ENFAL
8:36

لِيَصُدُّوا

liyeSuddū

engel olmak için

Gerçek şu ki, inkar edenler, (insanları) Allah’ın yolundan engellemek için mallarını harcarlar; bundan böyle de harcayacaklar. Sonra bu, onlara yürek acısı olacaktır, sonra bozguna uğratılacaklardır. İnkar edenler sonunda cehenneme sürülüp toplanacaklardır.

ENFAL
8:47

وَيَصُدُّونَ

ve yeSuddūne

ve men’edenler

Bir de yurtlarından refahtan şımarıp-azıtarak, insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve (halkı) Allah’ın yolundan alıkoyanlar gibi olmayın. Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır.

ÂL-I İMRAN
3:99

تَصُدُّونَ

teSuddūne

çevirmeğe çalışıyorsunuz

De ki "Ey Kitap Ehli, sizler şahidler olduğunuz halde, ne diye iman edenleri Allah yolundan -onda bir çarpıklık bulmaya yeltenerek- çevirmeye çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."

AHZAB
33:70

سَدِيدًا

sedīden

doğru

Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve sözü doğru söyleyin.

NISA
4:9

سَدِيدًا

sedīden

doğru

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah’tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

NISA
4:55

صَدَّ

Sadde

yüz çevirdi

Böylece, onlardan kimi ona inandı, kimi ona sırt çevirdi. Çılgın ateş olarak cehennem yeter.

NISA
4:61

يَصُدُّونَ

yeSuddūne

uzaklaştıklarını

Onlara "Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

NISA
4:61

صُدُودًا

Sudūden

büsbütün uzaklaşmakla

Onlara "Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün.

NISA
4:160

وَبِصَدِّهِمْ

ve biSaddihim

ve çevirmelerinden dolayı

Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kişiyi Allah’ın yolundan alıkoymaları nedeniyle (önceleri) kendilerine helal kılınmış güzel şeyleri onlara haram kıldık.

NISA
4:167

وَصَدُّوا

ve Saddū

ve menedenler

Şüphesiz, inkar edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar gerçekten uzak bir sapıklıkla sapmışlardır.

MUHAMMED
47:1

وَصَدُّوا

ve Saddū

ve engel olanların

Onlar ki inkar ettiler ve Allah’ın yolundan alıkoydular, (işte Allah da) onların amellerini giderip-boşa çıkarmıştır.

MUHAMMED
47:32

وَصَدُّوا

ve Saddū

ve engel olanlar

Şüphesiz inkar edenler, Allah’ın yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra ’elçiye karşı gelip zorluk çıkaranlar’, kesin olarak Allah’a hiçbir şeyle zarar veremezler. (Allah,) Onların amellerini boşa çıkaracaktır.

MUHAMMED
47:34

وَصَدُّوا

ve Saddū

ve engel olanlar

Şüphesiz, inkar edenler, Allah’ın yolundan alıkoyanlar, sonra ölenler; işte Allah, onlara kesinlikle mağfiret etmeyecektir.

MUNAFIKUN
63:2

فَصَدُّوا

feSaddū

engel oldular

Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah’ın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.

MUNAFIKUN
63:5

يَصُدُّونَ

yeSuddūne

yüz çevirdiklerini

Onlara "Gelin Allah’ın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin," denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün.

MÜCADELE
58:16

فَصَدُّوا

feSaddū

ve engel oldular

Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah’ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azap vardır.

FETIH
48:25

وَصَدُّوكُمْ

ve Saddūkum

ve size engel olanlardır

Ki onlar, inkar ettiler, sizi Mescid-i Haram’dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü’min erkekler ve mü’min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla darmadağın edip de bu yüzden size ’dayanılmaz bir sıkıntı’ dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması,) Allah’ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü’minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden inkar edenleri acı bir azap ile azaplandırırdık.

MAIDE
5:2

صَدُّوكُمْ

Saddūkum

sizi çevirdiklerinden

Ey iman edenler, Allah’ın şiarlarına, haram olan ay’a, kurbanlık hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah’tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

MAIDE
5:91

وَيَصُدَّكُمْ

ve yeSuddekum

ve sizi alakoymak

Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

TEVBE
9:9

فَصَدُّوا

fe Saddū

engel oldular

Allah’ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O’nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür.

TEVBE
9:34

وَيَصُدُّونَ

ve yeSuddūne

ve çevirirler

Ey iman edenler, gerçek şu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele.