س ي ر kökü Kur'an'da 56 defa geçmektedir.

AYETLER

TEKVIR
81:3

سُيِّرَتْ

suyyirat

yürütüldüğü

Dağlar, yürütüldüğü zaman,

KAF
50:43

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Gerçek şu ki, dirilten ve öldüren Biziz, Biz. Ve dönüş de Bizedir.

FURKAN
25:15

وَمَصِيرًا

ve meSīran

ve varış yeri

De ki "Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va’dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır."

FATIR
35:18

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ’içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah’adır.

FATIR
35:44

يَسِيرُوا

yesīrū

hiç gez(ip dolaş)madılar mı?

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler; üstelik onlar kuvvet bakımından kendilerinden daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah’ı aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Şüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.

TA-HA
20:21

سِيرَتَهَا

sīratehā

durumuna

Dedi ki "Onu al ve korkma, Biz onu ilk durumuna çevireceğiz."

NEML
27:69

سِيرُوا

sīrū

yürüyün (gezin)

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, suçlu-günahkarların nasıl bir sona uğradıklarını görün"

KASAS
28:29

وَسَارَ

ve sāra

ve yola çıkınca

Böylelikle Musa, süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafında bir ateş gördü. Ailesine "Siz durun, gerçekten bir ateş gördüm; umarım ondan ya bir haber, ya da ısınmanız için bir kor parçası getiririm" dedi.

YUNUS
10:22

يُسَيِّرُكُمْ

yuseyyirukum

sizi gezdiren

Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ’gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye başlarlar "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız."

YUSUF
12:10

السَّيَّارَةِ

s-seyyārati

kervanlardan

İçlerinden bir sözcü dedi ki "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf’u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın."

YUSUF
12:19

سَيَّارَةٌ

seyyāratun

bir kervan

Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularını (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasını sarkıttı. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çıkarıp) ’ticaret konusu bir mal’ olarak sakladılar. Oysa Allah, yapmakta olduklarını bilendi.

YUSUF
12:109

يَسِيرُوا

yesīrū

hiç gezmediler mi?

Biz senden önce, şehirler halkına kendilerine vahyettiğimiz kimseler dışında (başkalarını elçi olarak) göndermedik. Hiç yeryüzünde dolaşmıyorlar mı, ki kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görmüş olsunlar? Korkup-sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha hayırlıdır. Siz yine de akıl erdirmeyecek misiniz?

EN'ÂM
6:11

سِيرُوا

sīrū

dolaşın

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra yalanlayanların sonu nasıl oldu, bir görün."

LOKMAN
31:14

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Biz insana anne ve babasını (onlara iyilikle davranmayı) tavsiye ettik. Annesi onu, zorluk üstüne zorlukla (karnında) taşımıştır. Onun (sütten) ayrılması, iki yıl içindedir. "Hem Bana, hem anne ve babana şükret, dönüş yalnız Banadır."

SEBE
34:18

السَّيْرَ

s-seyra

yürümeyi

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

SEBE
34:18

سِيرُوا

sīrū

yürüyün

Kendileriyle, içlerinde bereketler kıldığımız memleketler arasında (biri diğerinden) görünebilen şehirler var ettik ve orada yürüme (imkanlarını) takdir ettik "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).

MÜ'MIN
40:3

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, cezası pek şiddetli olan ve lütuf sahibi (Allah’tan). O’ndan başka İlah yoktur. Dönüş O’nadır.

MÜ'MIN
40:21

يَسِيرُوا

yesīrū

gezip dolaşmadılar mı?

Onlar, yeryüzünde gezip-dolaşmıyorlar mı ki, böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından kendilerinden daha üstün idiler. Fakat Allah, onları günahları dolayısıyla (azapla) yakalayıverdi. Onları Allah’tan koruyacak kimse olmadı.

MÜ'MIN
40:82

يَسِيرُوا

yesīrū

gezip dolaşmadılar mı?

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kendilerinden (sayıca) daha çoktu ve yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından daha üstündüler. Fakat kazandıkları şeyler, (azaba karşı) onlara hiçbir şey sağlayamadı.

ŞURA
42:15

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki Allah’ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda ‘deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)’ yoktur. Allah bizi biraraya getirip-toplayacaktır. Dönüş O’nadır."

ŞURA
42:53

تَصِيرُ

teSīru

sonunda varır

Göklerde ve yerde bulunanların tümü Kendisi’ne ait olan Allah’ın yoluna. Haberiniz olsun; işler Allah’a döner.

KEHF
18:47

نُسَيِّرُ

nuseyyiru

yürütürüz

Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün; onları birarada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarda bırakmamışızdır.

NAHL
16:36

فَسِيرُوا

fesīrū

işte gezin

Andolsun, Biz her ümmete "Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

İBRAHIM
14:30

مَصِيرَكُمْ

meSīrakum

gideceğiniz yer

O’nun yolundan saptırmak için Allah’a eşler koştular. De ki "Yararlanın. Çünkü elbette sizin varışınız ateşedir."

TUR
52:10

وَتَسِيرُ

ve tesīru

yürür

Ve dağlar (yerlerinden oynatan) bir yürüyüşle yürür.

TUR
52:10

سَيْرًا

seyran

bir yürüyüş

Ve dağlar (yerlerinden oynatan) bir yürüyüşle yürür.

MÜLK
67:6

الْمَصِيرُ

l-meSīru

gidilecek sonuçtur

Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.

NEBE
78:20

وَسُيِّرَتِ

ve suyyirati

ve yürütülmüştür

Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.

RUM
30:9

يَسِيرُوا

yesīrū

gezmediler mi?

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt-üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Elçileri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

RUM
30:42

سِيرُوا

sīrū

gezin

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik kimselerdi."

ANKEBUT
29:20

سِيرُوا

sīrū

gezin

De ki "Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

RA'D
13:31

سُيِّرَتْ

suyyirat

yürütüldüğü

Eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur’an olsaydı (yine bu Kur’an olurdu). Hayır, emrin tümü Allah’ındır. İman edenler hala anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, insanların tümünü hidayete erdirmiş olurdu. İnkar edenler, Allah’ın va’di gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir bela çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez. (Veya miadını şaşırmaz.)

HAC
22:46

يَسِيرُوا

yesīrū

gezmediler mi?

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.

HAC
22:48

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Nice ülkeler vardır ki, (halkı) zulmediyorken Ben ona bir süre tanıdım, sonra yakalayıverdim; dönüş yalnızca Banadır.

HAC
22:72

الْمَصِيرُ

l-meSīru

sondur

Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki ’red ve inkarı’ tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va’detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır."

BAKARA
2:126

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş yeridir

Hani İbrahim "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah "Sadece inananları değil) inkar edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.

BAKARA
2:285

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş(ümüz)

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O’nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.

ENFAL
8:16

الْمَصِيرُ

l-meSīru

varılacak bir yerdir

Kim onlara böyle bir günde -yine savaşmak için bir yana çekilen ya da bir başka bölüğe katılmak için yer tutanın dışında- arkasını çevirirse, gerçekten o, Allah’tan bir gazaba uğramıştır ve onun barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir yataktır o.

ÂL-I İMRAN
3:28

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah’tan hiçbir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi Kendisi’nden sakındırır. Varış Allah’adır.

ÂL-I İMRAN
3:137

فَسِيرُوا

fesīrū

dolaşın

Gerçek şu ki, sizden önce nice sünnetler gelip-geçmiştir. Bundan dolayı yeryüzünde gezip-dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonuç nasıl oldu bir görün.

ÂL-I İMRAN
3:162

الْمَصِيرُ

l-meSīru

sonuçtur orası

Allah’ın rızasına uyan kişi, Allah’tan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri cehennem olan kişi gibi midir? Ne kötü barınaktır o.

NISA
4:97

مَصِيرًا

meSīran

bir gidiş yeridir

Melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki "Nerede idiniz?" Onlar "Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz’aflar) idik." derler. (Melekler de) "Hicret etmeniz için Allah’ın arzı geniş değil miydi?" derler. İşte onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü yataktır o?

NISA
4:115

مَصِيرًا

meSīran

bir gidiş yeridir

Kim kendisine ’dosdoğru yol’ apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü’minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..

MUHAMMED
47:10

يَسِيرُوا

yesīrū

gezip dolaşmadılar mı?

Onlar, yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Allah, onları yerle bir etti. O kafirler için de bunun bir benzeri vardır.

NUR
24:42

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır ve dönüş yalnızca O’nadır.

NUR
24:57

الْمَصِيرُ

l-meSīru

bir varış yeridir

İnkara sapanların, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacaklarını sanma. Onların son barınma yerleri ateştir. Ne kötü bir dönüştür o.

MÜCADELE
58:8

الْمَصِيرُ

l-meSīru

gidilecek yerdir

’Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis) men’ edilip sonra men’ edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah’ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azap etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

TAHRIM
66:9

الْمَصِيرُ

l-meSīru

varılacak yerdir

Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı ’sert ve caydırıcı’ davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.

TEĞABUN
64:3

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

Gökleri ve yeri hak olmak üzere yarattı ve size düzenli bir biçim (suret) verdi; suretlerinizi de güzel yaptı. Dönüş O’nadır.

TEĞABUN
64:10

الْمَصِيرُ

l-meSīru

gidilecek yerdir orası

İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; onlar da içinde sürekli kalıcılar olmak üzere, ateşin halkıdırlar. Ne kötü bir dönüş yeridir O.

FETIH
48:6

مَصِيرًا

meSīran

bir varılacak yerdir

Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür.

MAIDE
5:18

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş de

Yahudi ve Hıristiyanlar "Biz Allah’ın çocuklarıyız ve sevdikleriyiz" dedi. De ki "Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı azaplandırıyor? Hayır, siz O’nun yarattığından birer beşersiniz. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tümünün mülkü Allah’ındır. Son varış O’nadır."

MAIDE
5:96

وَلِلسَّيَّارَةِ

velisseyyārati

ve yolculara

Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaşanlara bir yarar olarak helal kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. O’na (götürülüp) toplanacağınız Allah’tan korkup-sakının.

MÜMTEHINE
60:4

الْمَصِيرُ

l-meSīru

dönüş

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki "Biz, sizlerden ve Allah’ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah’a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim’in babasına "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah’tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik ve ’içten Sana yöneldik.’ Dönüş Sanadır."

HADID
57:15

الْمَصِيرُ

l-meSīru

gidilecek yerdir orası

Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir, sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir.

TEVBE
9:73

الْمَصِيرُ

l-meSīru

bir gidiş yeridir

Ey Peygamber, kafirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!..