خ ل ص kökü Kur'an'da 31 defa geçmektedir.

AYETLER

SAD
38:46

أَخْلَصْنَاهُمْ

eḣleSnāhum

onları ihlaslı (kul) yaptık

Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlas sahipleri kıldık.

SAD
38:46

بِخَالِصَةٍ

biḣāliSatin

samimiyetle

Gerçekten Biz onları, katıksızca (ahiretteki asıl) yurdu düşünüp-anan ihlas sahipleri kıldık.

SAD
38:83

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

ihlaslı

"Ancak onlardan, muhlis olan kulların hariç."

A'RAF
7:29

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

has kılarak

De ki "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız Kendisi’ne has kılarak O’na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."

A'RAF
7:32

خَالِصَةً

ḣāliSaten

yalnız onlarındır

De ki "Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

MERYEM
19:51

مُخْلَصًا

muḣleSen

içi temiz

Kitap’ta Musa’yı da zikret. Çünkü o, ihlasa erdirilmiş ve gönderilmiş (Resul) bir peygamberdi.

YUNUS
10:22

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

has kılarak

Karada ve denizde sizi gezdiren O’dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O’na ’gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)’ olarak Allah’a dua etmeye başlarlar "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız."

YUSUF
12:24

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

ihlasa erdirilmiş

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı.

YUSUF
12:54

أَسْتَخْلِصْهُ

esteḣliShu

onu özel (dost) yapayım

Hükümdar dedi ki "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin."

YUSUF
12:80

خَلَصُوا

ḣaleSū

(bir kenara) çekildiler

Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki "Babanızın size karşı Allah adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."

HICR
15:40

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

ihlâslı

"Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna."

EN'ÂM
6:139

خَالِصَةٌ

ḣāliSatun

yalnız

Bir de dediler ki "Bu hayvanların karınlarında olan, yalnızca bizim erkeklerimize aittir, eşlerimize ise haramdır. Eğer o, ölü doğarsa onlar da bunda ortaktırlar." Allah, (bu) düzmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz O, hüküm sahibi olandır, bilendir.

SAFFAT
37:40

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

halis

Ancak muhlis olan kullar başka.

SAFFAT
37:74

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

halis

Ancak muhlis olan kullar başka.

SAFFAT
37:128

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

halis

Ancak, muhlis olan kullar başka.

SAFFAT
37:160

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

temiz

Ancak muhlis olan kullar başka.

SAFFAT
37:169

الْمُخْلَصِينَ

l-muḣleSīne

halis

"Gerçekten bizler de, Allah’ın muhlis olan kullarından olurduk."

LOKMAN
31:32

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

yalnız has kılarak

Onları kara gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O’na ’halis kılan gönülden bağlılar’ olarak Allah’a yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Böylece onları karaya çıkarıp-kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutuyor. Bizim ayetlerimizi gaddar, nankör olandan başkası inkar etmez.

ZÜMER
39:2

مُخْلِصًا

muḣliSen

halis kılarak

Şüphesiz, sana bu Kitab’ı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O’na halis kılarak Allah’a ibadet et.

ZÜMER
39:3

الْخَالِصُ

l-ḣāliSu

halis

Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinenler (şöyle derler) "Biz, bunlara bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarında hakkında ihtilaf ettikleri şeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancı, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez.

ZÜMER
39:11

مُخْلِصًا

muḣliSen

halis kılarak

De ki "Ben, dini yalnızca O’na halis kılarak Allah’a ibadet etmekle emrolundum."

ZÜMER
39:14

مُخْلِصًا

muḣliSen

halis kılarak

De ki "Ben dinimi yalnızca O’na halis kılarak Allah’a ibadet ederim."

MÜ'MIN
40:14

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

halis kılarak

Öyleyse, dini yalnızca O’na halis kılanlar olarak Allah’a dua (kulluk) edin; kafirler hoş görmese de.

MÜ'MIN
40:65

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

halis kılarak

O, Hayy (diri) olandır. O’ndan başka İlah yoktur; öyleyse dini yalnızca Kendisi’ne halis kılanlar olarak O’na dua edin. Alemlerin Rabbine hamd olsun.

NAHL
16:66

خَالِصًا

ḣāliSen

halis

Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz.

ANKEBUT
29:65

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

halis kılarak

Onlar gemiye bindikleri zaman, dini yalnızca O’na ’halis kılan gönülden bağlılar’ olarak, Allah’a yalvarıp yakarırlar. Ama onları karaya çıkarıp kurtarınca, hemen şirk koşarlar.

BAKARA
2:94

خَالِصَةً

ḣāliSaten

gerçekten

De ki "Eğer Allah Katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."

BAKARA
2:139

مُخْلِصُونَ

muḣliSūne

gönülden bağlananlarız

De ki "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O’na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız."

AHZAB
33:50

خَالِصَةً

ḣāliSaten

mahsus olarak

Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah’ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü’min bir kadını da, -mü’minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü’minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

NISA
4:146

وَأَخْلَصُوا

ve eḣleSū

ve yapanlar

Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir ecir verecektir.

BEYYINE
98:5

مُخْلِصِينَ

muḣliSīne

halis kılarak

Oysa onlar, dini yalnızca O’na halis kılan hanifler (Allah’ı birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur.