ق د م kökü Kur'an'da 48 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜZZEMMIL
73:20

تُقَدِّمُوا

tuḳaddimū

verdiklerinizi

Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜDDESIR
74:37

يَتَقَدَّمَ

yeteḳaddeme

ileri gitmek

Sizlerden öne geçmek veya geride kalmak isteyenler için.

FECR
89:24

قَدَّمْتُ

ḳaddemtu

(iyi işler) gönderseydim

Der ki "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim."

KIYAMET
75:13

قَدَّمَ

ḳaddeme

yapıp öne sürdüğü

İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.

KAF
50:28

قَدَّمْتُ

ḳaddemtu

önceden yaptım

(Allah buyurur) "Benim Huzurumda çekişip-durmayın. Ben size daha önce ’kesin bir uyarı’ göndermiştim."

SAD
38:60

قَدَّمْتُمُوهُ

ḳaddemtumūhu

bunu önümüze getirdiniz

(Onlara uyanlar) Derler ki "Hayır, sizler; asıl size bir merhaba yok. Bunu (azabı) siz bizim önümüze sürdünüz. Ne kötü bir durak."

SAD
38:61

قَدَّمَ

ḳaddeme

önümüze getirdiyse

Derler ki "Rabbimiz, kim bunu bizim önümüze sürdüyse, ateşteki azabını kat kat arttır."

A'RAF
7:34

يَسْتَقْدِمُونَ

yesteḳdimūne

öne geçemezler

Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.)

YASIN
36:12

قَدَّمُوا

ḳaddemū

öne sürdükleri

Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz; onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız. Biz herşeyi, apaçık bir kitapta tespit edip korumuşuz.

YASIN
36:39

الْقَدِيمِ

l-ḳadīmi

eski, kuru

Ay’a gelince, Biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).

FURKAN
25:23

وَقَدِمْنَا

ve ḳadimnā

önüne geçiririz

Onların yaptıkları her işin önüne geçtik, böylece onu savurulmuş toz zerreleri kılıverdik.

ŞU'ARA
26:76

الْأَقْدَمُونَ

l-eḳdemūne

eski

"Hem siz, hem de eski atalarınız?"

KASAS
28:47

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

yaptıkları (günahları)

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde "Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece Senin ayetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

YUNUS
10:2

قَدَمَ

ḳademe

makamı

İçlerinden bir adama "İnsanları uyar ve iman edenlere, muhakkak kendileri için Rableri Katında ’gerçek bir makam’ olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? İnkar edenler "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" dediler.

YUNUS
10:49

يَسْتَقْدِمُونَ

yesteḳdimūne

geriye bırakılırlar

De ki "Allah’ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.

HUD
11:98

يَقْدُمُ

yeḳdumu

öncülük ederek

O, kıyamet günü kavminin önderliğine geçer, böylece onları ateşe götürmüş olur. Sonunda vardıkları yer, ne kötü bir yerdir..

YUSUF
12:48

قَدَّمْتُمْ

ḳaddemtum

önceden (biriktirdiklerinizi)

Sonra bunun arkasından (kuraklığı) zorlu yedi yıl gelecektir, sakladığınız az bir miktar dışında, daha önce biriktirdiğinizi yiyip bitirecektir."

YUSUF
12:95

الْقَدِيمِ

l-ḳadīmi

eski

"Allah adına, hayret" dediler. "Sen hala geçmişteki yanlışlığındasın."

HICR
15:24

الْمُسْتَقْدِمِينَ

l-musteḳdimīne

önce geçenleri

Andolsun sizden öne (veya önceden) geçenleri bilmişizdir; ve (yine) andolsun, geride kalanları da bilmişizdir.

SEBE
34:30

تَسْتَقْدِمُونَ

testeḳdimūne

ileri geçemezsiniz

De ki "Sizin için belirlenmiş bir gün vardır ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alınabilirsiniz.

FUSSILET
41:29

أَقْدَامِنَا

eḳdāminā

ayaklarımızın

İnkar edenler dediler ki "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları bize göster, ayaklarımızın altına alalım, en aşağılarda bulunanlardan olsunlar."

ŞURA
42:48

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürdüğü işlerden

Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

AHKAF
46:11

قَدِيمٌ

ḳadīmun

eski

İnkar edenler, iman edenler için dediler ki "Eğer O (Kur’an veya iman) hayırlı bir şey olsaydı, ona bizden önce koşup-yetişemezlerdi." Oysa onlar, onunla hidayete ermediklerinden "Bu, eski bir yalandır" diyecekler.

KEHF
18:57

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürdüğü

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

NAHL
16:61

يَسْتَقْدِمُونَ

yesteḳdimūne

ileri geçerler

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

NAHL
16:94

قَدَمٌ

ḳademun

ayak

Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah’ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azap da sizin içindir.

NEBE
78:40

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürdüğü

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

İNFITAR
82:5

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürmüştür

(Artık her) Nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilip-öğrenmiştir.

RUM
30:36

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürdüklerinden

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.

HAC
22:10

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

önceden yaptıkları

(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.

RAHMAN
55:41

وَالْأَقْدَامِ

vel’eḳdāmi

ve ayaklar(ın)dan

(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.

BAKARA
2:95

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

yapıp sunduğu işlerden

Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemeyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.

BAKARA
2:110

تُقَدِّمُوا

tuḳaddimū

ne gönderirsiniz

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.

BAKARA
2:223

وَقَدِّمُوا

ve ḳaddimū

ve hazırlık yapın

Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim edin. Allah’tan korkup-sakının ve bilin ki elbette O’na kavuşucusunuz. İman edenlere müjde ver.

BAKARA
2:250

أَقْدَامَنَا

eḳdāmenā

ayaklarımızı

Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."

ENFAL
8:11

الْأَقْدَامَ

l-eḳdāme

ayakları(nızı)

Hani Kendisi’nden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu.

ENFAL
8:51

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

yapıp öne sürdüğü işler

Bu, ellerinizin önceden takdim ettiği işler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici değildir.

ÂL-I İMRAN
3:147

أَقْدَامَنَا

eḳdāmenā

ayaklarımızı

Onların söyledikleri "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi.

ÂL-I İMRAN
3:182

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

yapıp öne sürdürdüğünün

Bu, ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici değildir.

HAŞR
59:18

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

gönderdiğine

Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

CUM'A
62:7

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

öne sürdükleri

Oysa onlar, ellerinin öne takdim ettikleri dolayısıyla bunu hiçbir zaman temenni edemezler. Allah, zalimleri bilendir.

NISA
4:62

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

yaptıkları (kötülükler)

Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek "Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Allah’a yemin ederler?

MUHAMMED
47:7

أَقْدَامَكُمْ

eḳdāmekum

ayaklarınızı

Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah adına İslama ve Müslümanlara) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.

MÜCADELE
58:12

فَقَدِّمُوا

feḳaddimū

verin

Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜCADELE
58:13

تُقَدِّمُوا

tuḳaddimū

vermenizden

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü’ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

HUCURAT
49:1

تُقَدِّمُوا

tuḳaddimū

geçmeyin

Ey iman edenler, Allah’ın Resûlü’nün huzurunda öne geçmeyin ve Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

FETIH
48:2

تَقَدَّمَ

teḳaddeme

geçmiş

Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin.

MAIDE
5:80

قَدَّمَتْ

ḳaddemet

(yapıp) gönderdiği

Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.