Celal Yıldırım | |
---|---|
إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ İzessemaunfetaret. |
|
وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ Ve izelkevakibun teseret. |
|
وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ Ve izelbiharu fucciret. |
|
وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ Ve izelkuburu bu’siret. |
|
5. Herkes öndon gönderdiğini ve geriye neler bıraktığını bilecek. |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ ’Alimet nefsun ma kaddemet ve ahharet. |
6. Ey insan! O çok şanlı lütuf ve iyiliği bol Rabbına karşı seni aldatan nedir ? |
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ Ya eyyuhel’insanu ma ğarreke birabbikelkeriymi. |
7. O ki, seni yaratıp (müstesna biçimde) düzenlemiş ve (her uzvu yerince koyup) dengede tutmuştur. |
الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ Elleziy halekake fesevvake fe’adeleke. |
فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ Fiy eyyi suretin ma şae rekkebeke. |
|
9. Hayır, hayır; siz dini yalanlıyorsunuz (ceza ve mükâfat gününe inanmıyorsunuz). |
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ Kella bel tukezzibune biddiyni. |
10. (10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. |
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ Ve inne ’aleykum lehafizıyne. |
11. (10-11) Şüpheniz olmasın ki, üzerinizde koruyucular, şerefli saygıdeğer kâtipler var. |
كِرَامًا كَاتِبِينَ Kiramen katibiyne. |
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ Ya’lemune ma tef’alune. |
|
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ İnnel’ebrare lefiy na’ıymin. |
|
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ Ve innelfuccare lefiy cahıymin. |
|
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ Yasleneha yevmeddiyni. |
|
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ Ve ma hum ’anha biğaibiyne. |
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ Ve ma edrake ma yevmuddiyni. |
|
ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ Summe ma edrake ma yevmuddiyni. |
|
19. O gün hiç kimse, diğeri için bir şeye mâlik değildir. Emir o gün ancak Allah’a mahsustur. |
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ Yevme la temliku nefun linefsin şey’en vel’emru yevmeizin lillahi. |