ق ض ي kökü Kur'an'da 63 defa geçmektedir.

AYETLER

ABESE
80:23

يَقْضِ

yeḳDi

yerine getirmedi

Hayır; ona (Allah’ın) emrettiğini yerine getirmedi.

FATIR
35:36

يُقْضَىٰ

yuḳDā

hükmedilmez

İnkar edenlere gelince, onlar için de cehennem ateşi vardır. Onlar için ne, karar verilir, ki böylece ölüversinler, ne de kendilerine onun azabından (bir şey) hafifletilir. İşte Biz, her nankör olanı böyle cezalandırırız.

MERYEM
19:21

مَقْضِيًّا

meḳDiyyen

karara bağlanarak

"İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.

MERYEM
19:35

قَضَىٰ

ḳaDā

hükmettiği

Allah’ın çocuk edinmesi olacak şey değil. O Yücedir. Bir işin olmasına karar verirse, ancak ona "Ol" der, o da hemen oluverir.

MERYEM
19:39

قُضِيَ

ḳuDiye

hükmedilir

İş(in) hükme bağlanıp biteceği, hasret gününe karşı onları uyar; onlar bir gaflet içindedirler ve onlar inanmıyorlar.

MERYEM
19:71

مَقْضِيًّا

meḳDiyyen

kesin

Sizden ona girmeyecek hiç kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesin olarak üzerine aldığı bir karardır.

TA-HA
20:72

فَاقْضِ

feḳDi

o halde yap

Dediler ki "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla ’tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin."

TA-HA
20:72

قَاضٍ

ḳāDin

yapacağın

Dediler ki "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla ’tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin."

TA-HA
20:72

تَقْضِي

teḳDī

(istediğini) yapabilirsin

Dediler ki "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla ’tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin."

TA-HA
20:114

يُقْضَىٰ

yuḳDā

tamamlansın

Hak olan, biricik hükümdar olan Allah Yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki "Rabbim, ilmimi arttır."

NEML
27:78

يَقْضِي

yeḳDī

icra eder

Şüphesiz senin Rabbin, onların arasında Kendi hükmünü verecektir. O, güçlü ve üstün olandır, bilendir.

KASAS
28:15

فَقَضَىٰ

fe ḳaDā

işini bitirdi

(Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, şu da düşmanlarından. Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi. Bunun üzerine ona bir yumruk attı ve işini bitiriverdi. (Sonra da) "Bu şeytanın işindendir; o, gerçekten açıkça saptırıcı bir düşmandır" dedi.

KASAS
28:28

قَضَيْتُ

ḳaDeytu

yerine getirsem

(Musa) Dedi ki "Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah, söylediklerimize vekildir."

KASAS
28:29

قَضَىٰ

ḳaDā

bitirince

Böylelikle Musa, süreyi tamamlayıp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafında bir ateş gördü. Ailesine "Siz durun, gerçekten bir ateş gördüm; umarım ondan ya bir haber, ya da ısınmanız için bir kor parçası getiririm" dedi.

KASAS
28:44

قَضَيْنَا

ḳaDeynā

yaptığımız

Musa’ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur’un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.

İSRA
17:4

وَقَضَيْنَا

ve ḳaDeynā

ve şu hükmü verdik

Kitapta İsrailoğulları’na şu hükmü verdik "Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz.

İSRA
17:23

وَقَضَىٰ

ve ḳaDā

ve emretti

Rabbin, O’ndan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle-davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara "Öf" bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle.

YUNUS
10:11

لَقُضِيَ

leḳuDiye

hemen bitmiş olurdu

Eğer Allah, onların hayra ulaşmak için çarçabuk davrandıkları gibi, insanlara şerri de çabuklaştırsaydı, mutlaka ecellerine hüküm verilirdi. İşte Bize kavuşmayı ummayanları Biz böylece taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakırız.

YUNUS
10:19

لَقُضِيَ

leḳuDiye

kesin hüküm verilirdi

İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.

YUNUS
10:47

قُضِيَ

ḳuDiye

hükmedilir

Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.

YUNUS
10:54

وَقُضِيَ

veḳuDiye

ve hüküm verilir

Zulmeden her nefis, yeryüzündekilerin tümüne sahip olsa bunu (azaba karşılık) mutlaka fidye olarak verirdi. Onlar azabı görünce pişmanlıklarını gizlerler, oysa onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmedilmiştir.

YUNUS
10:71

اقْضُوا

ḳDū

uygulayın

Onlara Nuh’un haberini oku. Hani kavmine demişti ki "Ey kavmim, benim makamım ve Allah’ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin.

YUNUS
10:93

يَقْضِي

yeḳDī

hükmünü verir

Andolsun, Biz İsrailoğulları’nı, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.

HUD
11:44

وَقُضِيَ

ve ḳuDiye

ve bitirildi

Denildi ki "Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut." Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi (dağı) üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da "Uzak olsunlar" denildi.

HUD
11:110

لَقُضِيَ

leḳuDiye

hüküm verilirdi

Andolsun, Musa’ya kitabı verdik, onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş olacaktı. Gerçekten onlar, bundan (Kur’an’dan) yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

YUSUF
12:41

قُضِيَ

ḳuDiye

kesinleşmiştir

"Ey zindan arkadaşlarım, ikinizden biri efendisine şarap içirecek, diğeri ise asılacak, kuş onun başından yiyecek. İşte hakkında fetva istemekte olduğunuz iş (artık) olup bitmiştir."

YUSUF
12:68

قَضَاهَا

ḳaDāhā

açığa çıkardı

Babalarının kendilerine emrettiği yerden (Mısır’a) girdiklerinde, (bu,) -Yakub’un nefsindeki dileği açığa çıkarması dışında- onlara Allah’tan gelecek olan hiçbir şeyi (gidermeyi) sağlamadı. Gerçekten o, kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler.

HICR
15:66

وَقَضَيْنَا

ve ḳaDeynā

ve bildirdik

Ve onlara şu emri verdik "Sabaha çıkarlarken onların arkası mutlaka kesilecektir."

EN'ÂM
6:2

قَضَىٰ

ḳaDā

koymuştur

Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O’dur. Adı konulmuş ecel, O’nun Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz.

EN'ÂM
6:8

لَقُضِيَ

leḳuDiye

bitirilmiş olurdu

Ve derler ki "Ona bir melek indirilmeli değil miydi?" Eğer bir melek indirilseydi, elbette iş bitirilmiş olurdu da sonra kendilerine göz açtırılmazdı.

EN'ÂM
6:58

لَقُضِيَ

leḳuDiye

bitirilmişti

De ki "Kendisine acele etmekte olduğunuz şey benim yanımda olsaydı, benimle aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu. Allah zulmedenleri en iyi bilendir.

EN'ÂM
6:60

لِيُقْضَىٰ

liyuḳDā

tamamlanıncaya kadar

Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün ’güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı’ bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O’dur. Sonra ’en son dönüşünüz’ O’nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir.

SEBE
34:14

قَضَيْنَا

ḳaDeynā

hükmettiğimiz

Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp-yaşamazlardı.

ZÜMER
39:42

قَضَىٰ

ḳaDā

hükmettiği

Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

ZÜMER
39:69

وَقُضِيَ

ve ḳuDiye

ve hükmedilir

Yer, Rabbinin nuruyla parıldadı; (orta yere) kitap kondu; peygamberler ve şahidler getirildi ve aralarında hak ile hüküm verildi, onlar haksızlığa uğratılmazlar.

ZÜMER
39:75

وَقُضِيَ

ve ḳuDiye

ve hükmedilir

Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve "Alemlerin Rabbine hamd olsun" denilmiştir.

MÜ'MIN
40:20

يَقْضِي

yeḳDī

hükmeder

Allah hak ile hükmeder. Oysa O’nu bırakıp taptıkları hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

MÜ'MIN
40:20

يَقْضُونَ

yeḳDūne

hüküm veremezler

Allah hak ile hükmeder. Oysa O’nu bırakıp taptıkları hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

MÜ'MIN
40:68

قَضَىٰ

ḳaDā

hükmettiği

Dirilten ve öldüren O’dur. Bir işin olmasına hükmetti mi, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.

MÜ'MIN
40:78

قُضِيَ

ḳuDiye

yerine getirilir

Andolsun, Biz senden önce elçiler gönderdik; onlardan kimini sana aktarıp-anlattık ve kimini anlatmadık. Herhangi bir elçiye, Allah’ın izni olmaksızın bir ayeti getirmek olacak şey değildir. Allah’ın emri geldiği zaman hak ile hüküm verilir ve işte burada (hakkı) iptal etmekte (istekli) olanlar hüsrana uğramışlardır.

FUSSILET
41:12

فَقَضَاهُنَّ

feḳaDāhunne

böylece onları yaptı

Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir.

FUSSILET
41:45

لَقُضِيَ

leḳuDiye

derhal hüküm verilirdi

Andolsun, Musa’ya kitabı verdik, fakat onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden (daha önce) bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Gerçekten onlar, bundan yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

ŞURA
42:14

لَقُضِيَ

leḳuDiye

hüküm verilirdi

Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’tecavüz ve haksızlık’ dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.

ŞURA
42:21

لَقُضِيَ

leḳuDiye

derhal hüküm verilirdi

Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri’ ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

ZUHRUF
43:77

لِيَقْضِ

liyeḳDi

hüküm versin

(Cehennem bekçisine) "Ey Malik (bekçi), Rabbin bizim işimizi bitirsin" diye haykırdılar. O "Gerçek şu ki siz, (burda) kalacak kimselersiniz" dedi.

CASIYE
45:17

يَقْضِي

yeḳDī

hüküm verecektir

Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki ’hakka tecavüz ve azgınlıktan’ dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

AHKAF
46:29

قُضِيَ

ḳuDiye

bitirildiği

Hani cinlerden birkaçını, Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.

İBRAHIM
14:22

قُضِيَ

ḳuDiye

bitirildi

İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va’di va’detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azap vardır."

HAKKA
69:27

الْقَاضِيَةَ

l-ḳāDiyete

işimi bitirmiş

"Keşke o (ölüm herşeyi) kesip bitirseydi.

HAC
22:29

لْيَقْضُوا

lyeḳDū

gidersinler

Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler. Beyt-i Atik’i tavaf etsinler.

BAKARA
2:117

قَضَىٰ

ḳaDā

hükmettiği

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir.

BAKARA
2:200

قَضَيْتُمْ

ḳaDeytum

bitirince

(Hacc) ibadetlerinizi bitirdiğinizde, artık (cahiliye döneminde) atalarınızı andığınız gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah’ı anın. İnsanlardan öylesi vardır ki "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur.

BAKARA
2:210

وَقُضِيَ

ve ḳuDiye

ve bitirilmesini

Onlar, bulut gölgeleri içinde Allah’ın (azabının) meleklerle onlara gelmesini ve (azap) emrinin gerçekleşmesini mi gözlüyorlar? Oysa bütün işler Allah’a döner.

ENFAL
8:42

لِيَقْضِيَ

liyeḳDiye

yerine getirmesi içindir

Hani siz vadinin yakın kenarında, onlar uzak yamacındaydılar; kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, kaçınılmaz olarak sözleşme yeri (veya konusu) hakkında anlaşmazlığa düşerdiniz; ancak Allah, olacağı olan işi gerçekleştirmek için (böyle yaptı). Böylece, helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir.

ENFAL
8:44

لِيَقْضِيَ

liyeḳDiye

yerine getirmesi için

Karşı karşıya geldiğinizde, Allah, ’olacağı olan işi gerçekleştirmek’ için, onları gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Ve (bütün) işler Allah’a döndürülür.

ÂL-I İMRAN
3:47

قَضَىٰ

ḳaDā

istediği

"Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir."

CUM'A
62:10

قُضِيَتِ

ḳuDiyeti

kıldığınız

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah’ın fazlını isteyip-arayın ve Allah’ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.

AHZAB
33:23

قَضَىٰ

ḳaDā

yerine getirdi

Mü’minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki- Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını gerçekleştirdi, kimi beklemektedir. Onlar hiçbir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler.

AHZAB
33:36

قَضَى

ḳaDā

hüküm verdiği

Allah ve Resûlü, bir işe hükmettiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.

AHZAB
33:37

قَضَىٰ

ḳaDā

kesince

Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye "Eşini yanında tut ve Allah’tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisi’nden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü’minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.

AHZAB
33:37

قَضَوْا

ḳaDev

kestikleri

Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye "Eşini yanında tut ve Allah’tan sakın" diyordun; insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi nefsinde saklı tutuyordun; oysa Allah, Kendisi’nden çekinmene çok daha layıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlatlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri (kadınları boşadıkları) zaman, onlarla evlenme konusunda mü’minler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.

NISA
4:65

قَضَيْتَ

ḳaDeyte

senin verdiğin hükme

Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.

NISA
4:103

قَضَيْتُمُ

ḳaDeytumu

bitirdiğiniz

Namazı bitirdiğinizde, Allah’ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık ’güvenliğe kavuşursanız’ namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü’minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.