Abdullah Parlıyan 

1. Mutlak hükümranlık sahibi olan Allah yüceler yücesidir ve O’nun herşeye gücü yeter.

2. O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O güçlüdür, O’nun gücüne hiçbir güç erişemez ve tek bağışlayan da O’dur.

3. Yedi göğü birbiriyle tam bir uyum içinde yaratan O, ne yücedir. Rahman’ın yaratışında hiçbir aksaklık göremezsin. Gözünü bir kez daha ona çevirde bir bak, görebilirmisin bir yarık bir çatlak.

4. Gerçekten gözünü çevir de bir daha bir daha bak, o gözler her seferinde şaşkın ve bezgin bir şekilde sana döner.

5. Ve andolsun ki, biz en yakın olan dünya göğünü ışıklarla bezedik, bu yıldızları ilâhî haberleri çalmaya çalışan şeytanlara atış taneleri yaptık ve yine o şeytanları yakıp kavuracak bir azap da hazırladık.

6. Rablerini tanımayan ve gerçekleri örtbas edenler için cehennem azabı vardır. O ne kötü bir uğrak yeridir.

7. Bunlar cehenneme atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı öfkeli homurtusunu işitirler.

8. "Size hiçbir uyarıcı gelmemiş miydi?"

9. "Evet" diyecekler. "Aslında bize bir uyarıcı gelmişti ama biz onun söylediklerini yalanladık ve ona Allah vahiy yoluyla hiç birşey indirmiş değildir. Siz kendisini uyarıcı peygamber olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz dedik."

10. "Şayet biz gelen elçilere kulak vermiş olsaydık ve aklımızı da kullansaydık şu çılgınca yanan cehennem azabı içinde olmazdık."

11. Onlar böylece suçlarını itiraf ederler. Kahrolsun o cehennemlikler.

12. Şüphesiz görmedikleri halde Rablerinin azabından içleri titreyerek korkanlara gelince, onlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

13. Ey insanlar! Sözünüzü gizli de söyleseniz açıkça da söyleseniz aynıdır. O kalplerinizde olan herşeyi bilir.

14. Yaratan hiç bilmez mi? O en ince işleri gören bilen ve herşeyin içyüzünden haberdar olandır.

15. O yeryüzünü rahat yaşayabilmeniz için size sunandır. Artık onun köşe ve bucaklarında gezip dolaşın ve size verdiği her türlü rızıklardan yiyin, ölümden sonra da O’na döneceğinizi bilin.

16. Ey inkârcılar! Gökte olan Rabbinizin sizi yere batırıp göçürmesinden emin misiniz? O zaman yeryüzü ansızın sallanıp çalkalanmaktadır.

17. Yoksa gökte olan Rabbinizin üzerinize taş yağdıracak şekilde şiddetli bir rüzgar göndermesinden emin misiniz? Azabımı görünce uyarımın nasıl olacağını anlayacaksınız.

18. Daha öncekiler de peygamberleri yalancı saymışlardı, fakat benim onlardan intikamım ne dehşetli olmuştu yani beni inkâr nasılmış gördüler.

19. O inkârcılar, üzerlerinde kanat çırparak uçan kuşlara hiç bakmazlar mı? Onları havada tutan yalnızca Rahman’dır. Gerçek şu ki, O herşeyi gözetiminde bulundurur.

20. Rahman’a karşı size yardım edecek olan kimmiş, şu sizin ordunuz mu? Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler derin bir gaflet ve aldanma içindedirler.

21. Allah, rızkını tutacak olursa size rızk verecek kimdir? Doğrusu onlar azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.

22. Artık yüzüstü sürünerek giden mi daha çok doğru yolu bulur yoksa doğru yolda dümdüz giden mi?

23. "Sizi yaratan ve size kulaklar, gözler, gönüller veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz."

24. De ki. "Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltan O’dur ve yeniden dirildiğinizde O’nun huzuruna toplanacaksınız."

25. "Sizin bu tehdidiniz doğru ise, ne zaman gerçekleşecek?"

26. Onlara de ki ey peygamber! "Onun bilgisi yalnız Allah katındadır. Ben size sadece bir uyarıcıyım."

27. "Sizin aradığınız ve istediğiniz bu idi."

28. "Söyler misiniz, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları sizin isteğiniz üzere yok etse veya bize acıyıp ömrümüzü uzatsa, bizler razıyız ama siz kâfirleri o acıklı azaptan kim kurtaracak?"

29. "Bizi kurtaracak olan yalnızca O Rahman olan Allah’tır. Biz O’na iman ettik ve O’na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

30. "Yeraltı ve yer üstündeki tüm sularınız büsbütün çekilip batıp gitse, artık Allah’tan başka size kim su getirebilirdi."