Edip Yüksel 

1. Yönetimi elinde bulunduran çok yücedir. O her şeye Kadirdir.

2. Hanginizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, Üstündür, Bağışlayandır.

3. O yedi göğü biriyle uyumlu evreler yaratmıştır. Rahman’ın yaratışında herhangi bir kusur bulamazsın. Bakışlarını yönelt de bak; herhangi bir çatlak görebiliyor musun?

4. Sonra tekrar tekrar bak; bakışların usanmış ve yenilmiş olarak sana döner.

5. En aşağı göğü lambalarla süsledik ve onları sapkınlar için bir taşlama/kovma kıldık. Onlara alevli ateş azabını hazırladık.

6. Rab’lerini inkâr edenler cehennem cezasını hak etmişlerdir. Ne kötü bir duraktır.

7. Oraya atıldıkları zaman, onun kaynayıp tüterken uğultusunu işittiler.

8. Nerede (nerdeyse) ise öfkeden patlayacak! İçine her ne zaman bir grup atılsa, oranın gardiyanları, "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sordular.

9. Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve ‘ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,’ dedik."

10. "Dinleseydik veya aklımızı kullansaydık biz şu ateşin halkı içinde olmazdık" dediler.

11. Böylece günahlarını itiraf ettiler. Ateşin halkı uzak olsunlar.

12. Kendi başlarına iken Rab’lerine saygı duyanlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.

13. İsterseniz sözünüzü gizleyin veya onu açıklayın; O gizli düşüncelerinizi çok iyi Bilir.

14. Hiç Yaratan yarattığını bilmez mi? O, Latiftir, Haberdardır.

15. O ki yeri emriniz altına verdi. Yeryüzünü dolaşın ve onun besinlerinden yiyin. Son dönüş O’nadır.

16. Yoksa, aniden sallanmaya başlayacak olan yerin dibine sizi batırmayacağına dair göktekinden güvence mi aldınız?

17. Aynı şekilde, üstünüze gökten taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğine dair göktekinden güvence mi aldınız? Uyarının nasıl olduğunu öğreneceksiniz.

18. Onlardan öncekiler de inkâr etmişti. Beni tanımamak da nasılmış?

19. Üzerlerinde düzenli sıralar halinde kanat çırpan kuşları görmezler mi? Rahman’dan başkası onları tutmuyor. O her şeyi Görendir.

20. Rahman’ın dışında size yardım edecek o ordularınız nerede? Gerçekten, inkârcılar bir aldanma içindedirler.

21. O, verdiği besinleri kesse, sizi besleyecek olan kimdir? Gerçekten azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.

22. Yüzüstü sürünen mi, yoksa dosdoğru yol üzerinde düzgün bir biçimde yürüyen mi daha doğru yoldadır?

23. De ki "Sizi yaratan, size duyma, görme duyuları ve beyinler veren O’dur. Ne kadar seyrek şükredersiniz!"

24. De ki "Sizi yeryüzünde üreten O’dur ve siz O’nun huzurunda toplanacaksınız."

25. "Doğru iseniz, bu söz ne zaman gerçekleşecek?" derler.

26. De ki "Bu bilgi ALLAH’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."

27. Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkârcıların suratı asılır ve onlara "İşte isteyip durduğunuz şey budur" denir.

28. De ki "Baksanıza, ALLAH yanımdakilerle birlikte beni helak etse de, yahut bize acısa da, inkârcıları acı azaptan kim kurtarabilir?"

29. De ki "O Rahman’dır; biz O’nu onayladık ve O’na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz."

30. De ki "Hiç düşündünüz mü ki suyunuz çekilse, size kim temiz bir su getirebilir?"