Ali Fikri Yavuz | |
---|---|
وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ Vessemai vettarikı. |
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ Ve ma edrake mettariku. |
|
النَّجْمُ الثَّاقِبُ Ennecmüssakıbü. |
|
إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ İn küllü nefsin lemma ’aleyha hafizun. |
|
فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ Felyenzuril’insanü mimme hulika. |
|
خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ Hulika min main dafikın. |
|
7. (O su, erkeklerde) bel kemiği ve (kadınlarda) göğüs kemikleri arasından çıkar. |
يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ Yahrücü min beynissulbi vetteraibi. |
8. (Bu şekilde yaratılan bir insanı) elbette Allah, öldürdükten sonra diriltmeye kâdirdir. |
إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ İnnehu ’ala rec’ıhı lekadirün. |
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ Yevme tüblesserairü. |
|
10. Artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı... |
فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ Fema lehu min kuvvetin ve la nasırin. |
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ Vessemai zatirrec’ı. |
|
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ Vel’ardı zatissad’ı. |
|
13. Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür. |
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ İnnehu likavlün faslün. |
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ Ve ma hüve bilhezli. |
|
15. Doğrusu (Kur’an’ın nurunu söndürmek için, Mekke’li) o müşrikler hep hile kuruyorlar. |
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا İnnehüm yekiydune keyden. |
16. Ben de onların hilelerine karşı (kendilerine) ceza veriyorum. |
وَأَكِيدُ كَيْدًا Ve ekiydü keyden. |
17. Onun için, o kâfirlere mühlet ver. Onlara az bir mühlet ver... |
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا Femehhililkafiriyne emhilhüm rüveyden. |