| Cemal Külünkoğlu | |
|---|---|
|
وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ Vessemai vettarikı. |
|
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ Ve ma edrake mettariku. |
|
|
النَّجْمُ الثَّاقِبُ Ennecmüssakıbü. |
|
|
4. Üzerinde gözetleyici koruyucu (melek) bulunmayan hiçbir canlı yoktur. |
إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ İn küllü nefsin lemma ’aleyha hafizun. |
|
فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ Felyenzuril’insanü mimme hulika. |
|
|
خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ Hulika min main dafikın. |
|
|
يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ Yahrücü min beynissulbi vetteraibi. |
|
|
8. Şüphesiz Allah, (öldükten sonra) onu yeniden diriltmeye de gücü yetendir. |
إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ İnnehu ’ala rec’ıhı lekadirün. |
|
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ Yevme tüblesserairü. |
|
|
فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ Fema lehu min kuvvetin ve la nasırin. |
|
|
11. (11-12) Yağmurlu göğe, (nebat bitirmek için) yarılan yeryüzüne andolsun ki, |
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ Vessemai zatirrec’ı. |
|
12. (11-12) Yağmurlu göğe, (nebat bitirmek için) yarılan yeryüzüne andolsun ki, |
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ Vel’ardı zatissad’ı. |
|
13. (13-14) Muhakkak, o (Kur`an) doğruyu yanlıştan ayıran bir kelamdır. O, bir şaka değildir. |
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ İnnehu likavlün faslün. |
|
14. (13-14) Muhakkak, o (Kur`an) doğruyu yanlıştan ayıran bir kelamdır. O, bir şaka değildir. |
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ Ve ma hüve bilhezli. |
|
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا İnnehüm yekiydune keyden. |
|
|
وَأَكِيدُ كَيْدًا Ve ekiydü keyden. |
|
|
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا Femehhililkafiriyne emhilhüm rüveyden. |