Diyanet İşleri | |
---|---|
وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ Vessemai vettarikı. |
|
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ Ve ma edrake mettariku. |
|
النَّجْمُ الثَّاقِبُ Ennecmüssakıbü. |
|
إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ İn küllü nefsin lemma ’aleyha hafizun. |
|
فَلْيَنْظُرِ الْإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ Felyenzuril’insanü mimme hulika. |
|
خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ Hulika min main dafikın. |
|
يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ Yahrücü min beynissulbi vetteraibi. |
|
8. Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter. |
إِنَّهُ عَلَىٰ رَجْعِهِ لَقَادِرٌ İnnehu ’ala rec’ıhı lekadirün. |
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ Yevme tüblesserairü. |
|
10. (O gün) artık insan için ne bir kuvvet vardır, ne de bir yardımcı. |
فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ Fema lehu min kuvvetin ve la nasırin. |
وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ Vessemai zatirrec’ı. |
|
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ Vel’ardı zatissad’ı. |
|
13. Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür. |
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ İnnehu likavlün faslün. |
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ Ve ma hüve bilhezli. |
|
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا İnnehüm yekiydune keyden. |
|
وَأَكِيدُ كَيْدًا Ve ekiydü keyden. |
|
17. Artık sen inkârcılara mühlet ver; onlara biraz zaman tanı! |
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا Femehhililkafiriyne emhilhüm rüveyden. |