ي د ي kökü Kur'an'da 120 defa geçmektedir.

AYETLER

TEBBET
111:1

يَدَا

yedā

iki eli

Ebu Leheb’in iki eli kurusun; kurudu ya.

ABESE
80:15

بِأَيْدِي

bieydī

ellerinde

Katiplerin ellerinde.

SAD
38:44

بِيَدِكَ

biyedike

eline

"Ve eline bir deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma." Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah’a) yönelip-dönen biriydi.

SAD
38:45

الْأَيْدِي

l-eydī

kuvvet

Güç ve basiret sahibi olan kullarımız İbrahim’i, İshak’ı ve Yakub’u da hatırla.

SAD
38:75

بِيَدَيَّ

biyedeyye

iki elimle

(Allah) Dedi ki "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?"

A'RAF
7:17

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

önlerinden

"Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın."

A'RAF
7:57

يَدَيْ

yedey

önünde

Rahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları (kuraklıktan) ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret alasınız.

A'RAF
7:108

يَدَهُ

yedehu

elini

(Bir de) Elini sıyırdı, o da anında bakanlara bembeyaz (görünüverdi).

A'RAF
7:124

أَيْدِيَكُمْ

eydiyekum

ellerinizi

"Muhakkak ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi idam edeceğim."

A'RAF
7:149

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

(başları) ellerinin

Ne zaman ki (yaptıklarından dolayı pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekten şaşırıp-saptıklarını görünce "Eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa kesin olarak hüsrana uğrayanlardan olacağız" dediler.

A'RAF
7:195

أَيْدٍ

eydin

elleri

Onların yürüyecek ayakları var mı? Ya da tutacakları elleri mi var? Veya görecek gözleri mi var? Yoksa işitecek kulakları mı var? De ki "Ortak koştuklarınızı çağırın, sonra bir düzen (tuzak) kurun da bana göz bile açtırmayın."

CIN
72:27

يَدَيْهِ

yedeyhi

önüne

Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer.

YASIN
36:9

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

önlerinden

Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.

YASIN
36:35

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için. Yine de şükretmiyorlar mı?

YASIN
36:45

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

önünüzdeki

Onlara "Önünüzde ve arkanızda olandan sakının, belki esirgenirsiniz" denildiğinde, (dinlemeyip inkara devam edenler).

YASIN
36:65

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

elleri

Bugün Biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri Bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.

YASIN
36:71

أَيْدِينَا

eydīnā

ellerimizin

Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar.

YASIN
36:83

بِيَدِهِ

biyedihi

O’nun elindedir

Herşeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. Siz O’na döndürüleceksiniz.

FURKAN
25:27

يَدَيْهِ

yedeyhi

ellerini

O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der "Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım,"

FURKAN
25:48

يَدَيْ

yedey

ellerinin (önünde)

Ve Kendi rahmetinin önünde rüzgarları müjdeciler olarak gönderen O’dur. Biz, gökten tertemiz su indirdik;

FATIR
35:31

يَدَيْهِ

yedeyhi

kendinden öncekini

Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap’tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.

MERYEM
19:64

أَيْدِينَا

eydīnā

önümüzde

Biz (elçiler) ancak Rabbiniz emriyle ineriz. Önümüzde, ardımızda ve bunlar arasında olan herşey O’nundur. Senin Rabbin kesinlikle unutkan değildir.

TA-HA
20:22

يَدَكَ

yedeke

elini

"Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın."

TA-HA
20:71

أَيْدِيَكُمْ

eydiyekum

sizin ellerinizi

(Firavun) Dedi ki "Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."

TA-HA
20:110

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin (önlerinde)

O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O’nu kavrayıp kuşatamazlar.

ŞU'ARA
26:33

يَدَهُ

yedehu

elini

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için ’parlayıp aydınlanıvermiş’.

ŞU'ARA
26:49

أَيْدِيَكُمْ

eydiyekum

ellerinizi

(Firavun) Dedi ki "Ona, ben size izin vermeden önce mi inandınız? Şüphesiz, o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür; öyleyse yakında bileceksiniz. Şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp-sallandıracağım."

NEML
27:12

يَدَكَ

yedeke

elini

"Ve elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıkıversin, (bu,) Firavun ve kavmine olan dokuz ayet (mucize) içinde(n biri)dir. Gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdir."

NEML
27:63

يَدَيْ

yedey

önünde

Ya da karanın ve denizin karanlıkları içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarları müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Allah, onların şirk koştuklarından Yücedir.

KASAS
28:32

يَدَكَ

yedeke

elini

"Elini koynuna sok, kusursuz olarak bembeyaz çıksın. Ve (her türlü) dehşetten yana kanatlarını kendine doğru çek. İşte bunlar, senin Rabbinden Firavun ve önde gelen adamlarına iki kesin-kanıt (mucize)dır. Gerçekten onlar, fasık bir topluluktur."

KASAS
28:47

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

kendi elleriyle

Kendi ellerinin öne sürdükleri dolayısıyla, onlara bir musibet isabet ettiğinde "Rabbimiz, bize de bir elçi gönderseydin de böylece Senin ayetlerine uysaydık ve mü’minlerden olsaydık" diyecek olmasalardı (seni göndermezdik).

İSRA
17:29

يَدَكَ

yedeke

el(ler)ini

Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.

YUNUS
10:37

يَدَيْهِ

yedeyhi

iki eli

Bu Kur’an, Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir.

HUD
11:70

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

ellerinin

Ellerinin ona uzanmadığını görünce (İbrahim durumdan) hoşlanmadı ve içine bir tür korku düştü. Dediler ki "Korkma. Biz Lut kavmine gönderildik."

YUSUF
12:31

أَيْدِيَهُنَّ

eydiyehunne

ellerini

(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf’a da) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.

YUSUF
12:50

أَيْدِيَهُنَّ

eydiyehunne

ellerini

Hükümdar dedi ki "Onu bana getirin." Ona elçi geldiğinde (Yusuf) "Efendine (Rabbine) dön de ona sor "Ellerini kesen o kadınların durumu neydi? Doğrusu benim Rabbim, onların hileli düzenlerini gerçekten bilendir."

YUSUF
12:111

يَدَيْهِ

yedeyhi

kendinden öncekinin

Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin ’çeşitli biçimlerde açıklaması’ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.

EN'ÂM
6:7

بِأَيْدِيهِمْ

bieydīhim

elleriyle

Biz kitabı üzerine yazılı bir kağıtta göndersek ve onlar elleriyle dokunsalar bile, inkar edenler, tartışmasız "Bu apaçık bir büyüden başkası değildir" derler.

EN'ÂM
6:92

يَدَيْهِ

yedeyhi

elleri

İşte bu (Kur’an), önündekileri doğrulayıcı ve şehirler anası (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiğimiz kutlu Kitap’tır. Ahirete iman edenler buna inanırlar. Onlar namazlarını (özenle) koruyanlardır.

EN'ÂM
6:93

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerini

Allah’a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah’ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün ’şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azapla karşılık göreceksiniz" (dediklerinde) bir görsen...

SEBE
34:9

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

elleri (önlerinde)

Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı? Eğer Biz dilersek, onları yerin-dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Hiç şüphesiz, bunda ’gönülden (Allah’a) yönelen’ her kul için bir ayet vardır.

SEBE
34:12

يَدَيْهِ

yedeyhi

onun önünde

Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.

SEBE
34:31

يَدَيْهِ

yedeyhi

ellerinde olan

İnkar edenler dedi ki "Biz kesin olarak, ne bu Kur’an’a inanırız, ne ondan önceki (indirile)ne." Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip-çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za’fa uğratılan (müstaz’af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü’min (kimse)ler olurduk."

SEBE
34:46

يَدَيْ

yedey

öncesinde

De ki "Size bir tek öğüt veriyorum "Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz. Sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan Peygamber)de hiçbir delilik yoktur. O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır."

FUSSILET
41:14

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

önleri-

Onlara "Yalnızca Allah’a kulluk edin" diye önlerinden ve arkalarından elçiler gelince, dediler ki "Eğer dileseydi Rabbimiz melekler indirirdi. Bundan dolayı biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkar edicileriz."

FUSSILET
41:25

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

onların önlerinde

Biz onlara birtakım yakın-kimseleri ’kabuk gibi üzerlerine kaplattık,’ onlar da, önlerinde ve arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azap) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi.

FUSSILET
41:42

يَدَيْهِ

yedeyhi

önü-

Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur’an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.

ŞURA
42:30

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

kendi ellerinizin

Size isabet eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,) Çoğunu da affeder.

ŞURA
42:48

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

AHKAF
46:21

يَدَيْهِ

yedeyhi

Ad’ın kardeşini hatırla; onun önünden ve ardından nice uyarıcılar gelip geçmişti; hani o, Ahkaf’taki kavmini "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım" diye uyarmıştı.

AHKAF
46:30

يَدَيْهِ

yedeyhi

kendinden öncekini

Dediler ki "Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa’dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan bir Kitap dinledik; hakka ve doğru olan yola yöneltip-iletmektedir."

KEHF
18:57

يَدَاهُ

yedāhu

ellerinin

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

İBRAHIM
14:9

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

onlar ellerini

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah’tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

ENBIYA
21:28

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin (önlerinde)

O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O’nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.

MÜ'MINUN
23:88

بِيَدِهِ

biyedihi

elinde olan

De ki "Eğer biliyorsanız (söyleyin) Herşeyin melekutu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken Kendisi korunmuyor."

MÜLK
67:1

بِيَدِهِ

biyedihi

elinde

Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.

NEBE
78:40

يَدَاهُ

yedāhu

ellerinin

Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

RUM
30:36

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

elleriyle (yapıp)

Biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiği dolayısıyla onlara bir kötülük isabet ettiğinde, hemen umutsuzluğa kapılırlar.

RUM
30:41

أَيْدِي

eydī

elleriyle

İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.

RA'D
13:11

يَدَيْهِ

yedeyhi

önünden

O’nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah’ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiçbir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O’ndan başka bir veli yoktur.

HAC
22:10

يَدَاكَ

yedāke

senin ellerinin

(Ey insan) Bu, senin ellerinin önden takdim ettikleridir. Şüphesiz Allah, kullar için zulmedici değildir.

HAC
22:76

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

elleri (önlerinde)

O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Bütün işler Allah’a döndürülür.

BAKARA
2:66

يَدَيْهَا

yedeyhā

onların iki eli

Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara ’ibret verici bir ceza’, takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.

BAKARA
2:79

بِأَيْدِيهِمْ

bieydīhim

elleriyle

Artık vay hallerine; Kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

BAKARA
2:79

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Artık vay hallerine; Kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için "Bu Allah Katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

BAKARA
2:95

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Oysa onlar, önceden ellerinin takdim ettiklerinden dolayı onu (ölümü) hiçbir zaman kesin olarak dilemeyeceklerdir. Allah, zalimleri bilendir.

BAKARA
2:97

يَدَيْهِ

yedeyhi

kendinden öncekileri

De ki "Cibril’e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah’ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü’minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.

BAKARA
2:195

بِأَيْدِيكُمْ

bieydīkum

kendi ellerinizle

Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.

BAKARA
2:237

بِيَدِهِ

biyedihi

elinde olan

Eğer onlara mehir tespit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tespit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.

BAKARA
2:249

بِيَدِهِ

biyedihi

eliyle

Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar) "Bugün bizim Calut’a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah’a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah’ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."

BAKARA
2:255

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

onların önünde

Allah... O’ndan başka İlah yoktur. Diridir, Kaimdir. O’nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. İzni olmaksızın O’nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür.

ENFAL
8:51

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

ellerinizin

Bu, ellerinizin önceden takdim ettiği işler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici değildir.

ENFAL
8:70

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

ellerinizde

Ey peygamber, ellerinizdeki esirlere de ki "Eğer Allah, sizin kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse (görürse) size sizden alınandan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."

ÂL-I İMRAN
3:3

يَدَيْهِ

yedeyhi

kendinden öncekini

O, sana Kitab’ı hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat’ı ve İncil’i de indirmişti.

ÂL-I İMRAN
3:26

بِيَدِكَ

biyedike

senin elindedir

De ki "Ey mülkün sahibi Allah’ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin."

ÂL-I İMRAN
3:50

يَدَيَّ

yedeyye

benden önce gelen

"Benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbinizden bir ayetle geldim. Artık Allah’tan korkup bana itaat edin."

ÂL-I İMRAN
3:73

بِيَدِ

biyedi

elindedir

"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki "Şüphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki "Şüphesiz ’lütuf ve ihsan (fazl)’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."

ÂL-I İMRAN
3:182

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

sizin ellerinizin

Bu, ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici değildir.

HAŞR
59:2

بِأَيْدِيهِمْ

bieydīhim

kendi elleriyle

Kitap Ehlinden inkar edenleri ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Onların çıkacaklarını siz sanmamıştınız, onlar da kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah(ın azabı) da, onlara hesaba katmadıkları bir yönden geldi, yüreklerine korku saldı; öyle ki evlerini kendi elleriyle ve mü’minlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ey basiret sahipleri ibret alın.

HAŞR
59:2

وَأَيْدِي

ve eydī

ve elleriyle

Kitap Ehlinden inkar edenleri ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Onların çıkacaklarını siz sanmamıştınız, onlar da kalelerinin kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Böylece Allah(ın azabı) da, onlara hesaba katmadıkları bir yönden geldi, yüreklerine korku saldı; öyle ki evlerini kendi elleriyle ve mü’minlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ey basiret sahipleri ibret alın.

CUM'A
62:7

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Oysa onlar, ellerinin öne takdim ettikleri dolayısıyla bunu hiçbir zaman temenni edemezler. Allah, zalimleri bilendir.

NISA
4:43

وَأَيْدِيكُمْ

ve eydīkum

ve ellerinize

Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:62

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

elleriyle

Öyleyse, nasıl olur da, kendi ellerinin sundukları sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek "Kuşkusuz, biz iyilikten ve uzlaştırmaktan başka bir şey istemedik" diye Allah’a yemin ederler?

NISA
4:77

أَيْدِيَكُمْ

eydiyekum

ellerinizi

Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah’tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ’bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."

NISA
4:91

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

ellerini

Diğerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayı istiyor bulacaksınız. (Ama) Fitneye her geri çağrılışlarında içine başaşağı (balıklama) dalarlar. Şayet sizden uzak durmaz, barış (şartların)ı size bırakmaz ve ellerini çekmezlerse, artık onları her nerede bulursanız tutun ve onları öldürün. İşte size, onların aleyhinde apaçık olan ’destekleyici bir delil’ kıldık.

NUR
24:24

وَأَيْدِيهِمْ

ve eydīhim

ve elleri

O gün, kendi dilleri, elleri ve ayakları aleyhlerinde yaptıklarına dair şahitlikte bulunacaklardır.

NUR
24:40

يَدَهُ

yedehu

elini

Ya da (inkar edenlerin amelleri) engin bir denizdeki karanlıklara benzer; onun üstünü bir dalga kaplar, onun üstünde bir dalga, onun da üstünde bir bulut vardır. Bir kısmı bir kısmı üzerinde olan karanlıklar; elini çıkardığında onu bile neredeyse göremeyecek. Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur.

MÜCADELE
58:12

يَدَيْ

yedey

önce

Ey iman edenler, Peygambere gizli bir şey arzedeceğiniz zaman, gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (buna imkan) bulamazsanız, artık şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

MÜCADELE
58:13

يَدَيْ

yedey

önce

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a ve O’nun Resûlü’ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

HUCURAT
49:1

يَدَيِ

yedeyi

önüne

Ey iman edenler, Allah’ın Resûlü’nün huzurunda öne geçmeyin ve Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

TAHRIM
66:8

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

önleriden

Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."

SAF
61:6

يَدَيَّ

yedeyye

elimde

Hani Meryem oğlu İsa da "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler.

FETIH
48:10

يَدُ

yedu

eli

Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.

FETIH
48:10

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

onların ellerinin

Şüphesiz sana biat edenler, ancak Allah’a biat etmişlerdir. Allah’ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Şu halde, kim ahdini bozarsa, artık o, ancak kendi aleyhine ahdini bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahdine vefa gösterirse, artık O da, ona büyük bir ecir verecektir.

FETIH
48:20

أَيْدِيَ

eydiye

ellerini

Allah, alacağınız daha birçok ganimetleri size va’detti, bunu size hemencecik verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki, (bu,) mü’minler için bir ayet olsun ve sizi dosdoğru bir yola yöneltsin.

FETIH
48:24

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

onların ellerini

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke’nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O’dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

FETIH
48:24

وَأَيْدِيَكُمْ

ve eydiyekum

ve sizin ellerinizi

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke’nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O’dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

MAIDE
5:6

وَأَيْدِيَكُمْ

ve eydiyekum

ve ellerizi

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

MAIDE
5:6

وَأَيْدِيكُمْ

ve eydīkum

ve ellerinize

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

MAIDE
5:11

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

ellerini

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah’tan korkup-sakının. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.

MAIDE
5:11

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

onların ellerini

Ey iman edenler, Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah’tan korkup-sakının. Mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.

MAIDE
5:28

يَدَكَ

yedeke

elini

"Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım."

MAIDE
5:28

يَدِيَ

yediye

elimi

"Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım."

MAIDE
5:33

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

ellerinin

Allah’a ve Resûlü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar için büyük bir azap vardır.

MAIDE
5:38

أَيْدِيَهُمَا

eydiyehumā

ellerini

Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah’tan, ’tekrarı önleyen kesin bir ceza’ olmak üzere ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

MAIDE
5:46

يَدَيْهِ

yedeyhi

ellerinde

Onların (peygamberleri) ardından yanlarındaki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan ve muttakiler için yol gösterici ve öğüt olan İncil’i verdik.

MAIDE
5:46

يَدَيْهِ

yedeyhi

ellerinde

Onların (peygamberleri) ardından yanlarındaki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa’yı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat’ı doğrulayan ve muttakiler için yol gösterici ve öğüt olan İncil’i verdik.

MAIDE
5:48

يَدَيْهِ

yedeyhi

ellerinde

Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ’bir şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

MAIDE
5:64

يَدُ

yedu

eli

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:64

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

kendi elleri

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:64

يَدَاهُ

yedāhu

O’nun iki eli de

Yahudiler "Allah’ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O’nun iki eli açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez.

MAIDE
5:94

أَيْدِيكُمْ

eydīkum

ellerinizin

Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) Kendisi’nden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azap vardır.

MÜMTEHINE
60:2

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

ellerini

Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkar etmenizi içten arzu etmişlerdir.

MÜMTEHINE
60:12

أَيْدِيهِنَّ

eydīhinne

elleri

Ey Peygamber, mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru olan bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma’ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

HADID
57:12

أَيْدِيهِمْ

eydīhim

önlerinde

O gün, mü’min erkekler ile mü’min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar (olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte ’büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur.

HADID
57:29

بِيَدِ

biyedi

elinde olduğunu

Öyle ki, Kitap Ehli (Yahudi ve Hıristiyanlar) Allah’ın fazlından hiçbir şeye ’güç yetirip-sahip olmadıklarını’ ve fazlın muhakkak Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip-öğrensin. Allah, büyük fazl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir.

TEVBE
9:14

بِأَيْدِيكُمْ

bieydīkum

sizin ellerinizle

Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azaplandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun.

TEVBE
9:29

يَدٍ

yedin

elleriyle

Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.

TEVBE
9:52

بِأَيْدِينَا

bieydīnā

bizim ellerimizle

De ki "Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın ya Kendi Katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.

TEVBE
9:67

أَيْدِيَهُمْ

eydiyehum

ellerini

Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.