Bayraktar Bayraklı 

1. Şüphesiz biz Nûh`u, kendilerine acıklı bir azap gelmeden önce toplumunu uyarması için toplumuna peygamber olarak gönderdik.

2. “Ey kavmim! Ben size gönderilen apaçık bir uyarıcıyım. Allah`a kulluk ediniz. Onun emirlerine karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat ediniz ki, Allah günahlarınızı affetsin ve size belli bir zamana kadar süre tanısın. Şüphesiz, Allah`ın belirlediği süre dolunca ertelenmez. Keşke bunu bilseydiniz!”

3. “Ey kavmim! Ben size gönderilen apaçık bir uyarıcıyım. Allah`a kulluk ediniz. Onun emirlerine karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat ediniz ki, Allah günahlarınızı affetsin ve size belli bir zamana kadar süre tanısın. Şüphesiz, Allah`ın belirlediği süre dolunca ertelenmez. Keşke bunu bilseydiniz!”

4. “Ey kavmim! Ben size gönderilen apaçık bir uyarıcıyım. Allah`a kulluk ediniz. Onun emirlerine karşı gelmekten sakınınız ve bana itaat ediniz ki, Allah günahlarınızı affetsin ve size belli bir zamana kadar süre tanısın. Şüphesiz, Allah`ın belirlediği süre dolunca ertelenmez. Keşke bunu bilseydiniz!”

5. “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

6. “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

7. “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

8. “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

9. “Ey Rabbim! Doğrusu ben kavmimi gece gündüz tevhid inancına davet ettim. Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. Her ne zaman onları senin bağışlamana çağırdıysam, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini başlarına çektiler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler. Sonra ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara davetimi hem açık ilân ettim, hem de gizlice. Özel olarak kendileriyle konuştum.”

10. “Rabbinizden af dileyiniz. Çünkü O, çok bağışlayıcıdır.”

11. (11-12) “Size gökten bol bol yağmur yağdırsın. Sizi, mal ve çocuklarla desteklesin; size bahçeler lütfetsin ve nehirler akıtsın.”

12. mal ve evlat vererek dünyevi refahınızı artıracak; dahası sizin için tarifsiz cennetler var edecek ve nehirler bahşedecektir.

13. (13-14) “Size ne oluyor ki, Allah`a gereken saygıyı göstermiyorsunuz? Halbuki O, sizi halden hale geçirerek yarattı.”

14. (13-14) “Size ne oluyor ki, Allah`a gereken saygıyı göstermiyorsunuz? Halbuki O, sizi halden hale geçirerek yarattı.”

15. (15-16) “Allah`ın yedi göğü birbiri ile nasıl uyumlu yarattığını görmüyor musunuz? Ayı, bunlar içinde bir nur yaptı ve güneşi bir kandil haline getirdi.”

16. (15-16) “Allah`ın yedi göğü birbiri ile nasıl uyumlu yarattığını görmüyor musunuz? Ayı, bunlar içinde bir nur yaptı ve güneşi bir kandil haline getirdi.”

17. (17-18) “Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi. Sonra sizi oraya gönderecek ve yine oradan çıkaracaktır.”

18. (17-18) “Allah sizi bir bitki olarak yerden bitirdi. Sonra sizi oraya gönderecek ve yine oradan çıkaracaktır.”

19. (19-20) “Allah, orada geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.”

20. (19-20) “Allah, orada geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.”

21. “Ey Rabbim! Bunlar bana karşı geldiler. Malı ve çocukları kendi zararını arttırmaktan başka işe yarayamayan kişiye uydular ve büyük tuzaklar kurdular.”

22. “Ey Rabbim! Bunlar bana karşı geldiler. Malı ve çocukları kendi zararını arttırmaktan başka işe yarayamayan kişiye uydular ve büyük tuzaklar kurdular.”

23. “Sakın ilâhlarınızı bırakmayınız, hele Vedd`den; Süva‘`dan, Ye‘ûs`tan, Ye‘ûk`tan ve Nesr`den asla vazgeçmeyiniz.”

24. “Bunlar birçoklarını saptırdılar. Sen de bu zâlimlerin sadece şaşkınlıklarını arttır!”

25. Onlar hataları yüzünden boğuldular. Ardından ateşe atılacaklar. Allah`a karşı kendilerine yardım edecek kimseler bulamayacaklar.

26. (26-27) “Ey Rabbim! Kâfirlerden yeryüzünde dolaşan hiçbirini bırakma! Çünkü onları bırakırsan, kullarını saptırırlar. Yalnızca ahlaksızlığa ve inkâra yol verirler.”

27. (26-27) “Ey Rabbim! Kâfirlerden yeryüzünde dolaşan hiçbirini bırakma! Çünkü onları bırakırsan, kullarını saptırırlar. Yalnızca ahlaksızlığa ve inkâra yol verirler.”

28. `Rabbim, beni, anamı, babamı, iman etmiş olarak evime, gemime girenleri, mü’min erkekleri ve mü’min kadınları koruma kalkanına al, bağışla. İnkâr ile isyan ile, baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan, suikastler tertipleyen, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlerin, müşriklerin de yalnızca helâklerini artır!`