Bayraktar Bayraklı 

1. (1-3) Senin yaşamakta olduğun bu beldeye; doğurana ve doğana yemin olsun ki,

2. (1-3) Senin yaşamakta olduğun bu beldeye; doğurana ve doğana yemin olsun ki,

3. (1-3) Senin yaşamakta olduğun bu beldeye; doğurana ve doğana yemin olsun ki,

4. Biz, insanı zorluklar içinde yarattık.

5. İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

6. (6-7) “Pek çok mal harcadım” der, kimse onu görmedi mi sanıyor?

7. (6-7) “Pek çok mal harcadım” der, kimse onu görmedi mi sanıyor?

8. (8-10) Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?

9. (8-10) Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?

10. (8-10) Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona hak ve bâtıl şeklinde iki yolu göstermedik mi?

11. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

12. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

13. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

14. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

15. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

16. (11-16) Fakat insan, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin? Köle âzat etmektir veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut toprakta sürünen bir yoksulu doyurmaktır.

17. (17-18) Sonra iman edenlerden, birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir.

18. (17-18) Sonra iman edenlerden, birbirine sabrı ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir.

19. (19-20) Âyetlerimizi inkâr edenler ise, işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.

20. (19-20) Âyetlerimizi inkâr edenler ise, işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir.