Hayrat Neşriyat 

1. Yemîn ederim bu beled`e (Mekke`ye)!

2. Ki sen bu beldede oturmaktasın.

3. Ve (yemîn ederim) babaya ve doğan (çocuğ)a!

4. (Ki) insanı, gerçekten bir meşakkat içinde (olmak üzere) yarattık.

5. (O,) kendisine hiçkimsenin aslâ güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

6. (Övünerek) `(İslâm düşmanlığı uğrunda) yığın yığın mal telef ettim!` diyor.

7. Kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?

8. (8-9) (Biz) ona (diğer insanlar gibi) iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?

9. (8-9) (Biz) ona (diğer insanlar gibi) iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?

10. Ona da (hayır ve şer) iki yol gösterdik.

11. Fakat (o), sarp yokuşu aşamadı.

12. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne bildirdi?

13. (O,) bir kölenin âzâd edilmesi (ve kişinin kendi nefsini ateşten kurtarması)dır.

14. (14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.

15. (14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.

16. (14-16) Veya bir açlık gününde akrabâlığı olan bir yetîmi veya toz toprak içinde kalmış bir yoksulu doyurmaktır.

17. Sonra (bütün bunları yaparken) îmân edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.

18. İşte onlar Ashâb-ı Meymene (amel defterleri sağ eline verilenler)dir.

19. Âyetlerimizi inkâr edenler ise, onlar Ashâb-ı Meş`eme (amel defterleri sol eline verilenler)dir.

20. Üzerlerinde (kapıları sımsıkı) kapatılmış bir ateş vardır!