Adem Uğur | |
---|---|
يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ Ya eyyuhelmuzzemmilu. |
|
قُمِ الَّيْلَ إِلَّا قَلِيلًا Kumilleyle illa kaliylen. |
|
نِصْفَهُ أَوِ انْقُصْ مِنْهُ قَلِيلًا Nısfehu evinkus minhu kaliylen. |
|
أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلًا Ev zid ’aleyhi ve rettililkur’ane tertiylen. |
|
إِنَّا سَنُلْقِي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا İnna senulkıy ’aleyke kavlen sekıylen. |
|
إِنَّ نَاشِئَةَ الَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا İnne naşietelleyli hiye eşeddu vat’en ve akvemu kıylen. |
|
إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا İnne leke fiynnehari sebhan taviylen. |
|
وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtiylen. |
|
رَبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا Rabbulmeşrikı velmağribi la ilahe illa huve fettehızhu vekiylen. |
|
10. Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl. |
وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَاهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا Vasbir ’ala ma yekulune vehcurhum hecren cemiylen. |
11. Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver. |
وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا Ve zerniy velmukezzibiyne uliynna’meti ve mehhilhum kaliylen. |
12. Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var. |
إِنَّ لَدَيْنَا أَنْكَالًا وَجَحِيمًا İnne ledeyna enkalen ve cahıymen. |
13. Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var. |
وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا Ve ta’amen za ğussatin ve ’azaben eliymen. |
يَوْمَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَثِيبًا مَهِيلًا Yevme tercuful’ardu velcibalu ve kanetilcibalu kesiyben mehiylen. |
|
إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا İnna erselna ileykum resulen şahiden ’aleykum kema erselna ila fir’avne resulen. |
|
16. Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik. |
فَعَصَىٰ فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَأَخَذْنَاهُ أَخْذًا وَبِيلًا Fe’asa fir’avnurresule feehaznahu ahzen vebiylen. |
فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِنْ كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا Fekeyfe tettekune in kefertum yevmen yec’alulvildane şiyben. |
|
18. Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah’ın vâdi mutlaka yerine gelir. |
السَّمَاءُ مُنْفَطِرٌ بِهِ ۚ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا Essemau munfetırun bihi kane va’duhu mef’ulen. |
19. İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar. |
إِنَّ هَٰذِهِ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا İnne hazihi tezkiretun femen şaettehaze ila rabbihi sebiylen. |
إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ الَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذِينَ مَعَكَ ۚ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ ۚ عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ ۚ عَلِمَ أَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضَىٰ ۙ وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ ۙ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ ۚ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا ۚ وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ İnne rabbeke ya’lemu enneke tekumu edna min suluseyilleyli ve nısfehu ve sulusehu ve taifetun minelleziyne me’ake vallahu yukaddirulleyle vennehare ’alime en len tuhsuhu fetabe ’aleykum fakreu ma teyessere minelkur’ani ’alime en seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fiyl’ardı yebteğune min fadlillahi ve aharune yukatilune fiy sebiylillahi fakreu ma teyessere minhu ve ekıymussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasenen ve ma tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu ’ındallahi huve hayren ve a’zame ecren vestağfirullahe innallahe ğafurun rahıymun. |