Ahmed Hulusi 

1. Ey Müzemmil (örtünen)!

2. Azı hariç geceleyin kalk;

3. Yarısı kadar yahut azıyla,

4. Yahut onu arttır ve Kurân’ı üstünde tefekkür ederek oku!

5. Muhakkak ki biz sana ağır bir söz ilka edeceğiz (şuurunda yaşatacağız)!

6. Muhakkak ki gece kalkışı, algılamada kapsam ve hitabı değerlendirmede daha berraklık getirir!

7. Muhakkak ki gündüz senin yoğun işlevin vardır.

8. Rabbinin ismini zikret (hatırla) ve her şeyden kesilip sırf O’na yönel!

9. Rabbidir doğunun (parlayıp açığa çıkanın) ve batının (sönüp yok olanın)! Tanrı yoktur; sadece "HÛ"! O hâlde O’nu vekîl edin!

10. Onların dediklerine sabret ve onlardan güzel bir ayrılış ile ayrıl!

11. Beni, o nimet içindeki yalanlayıcılarla (başbaşa) bırak! Onlara mühlet ver.

12. Muhakkak ki bizim yanımızda enkal (güçlü bağlar, zincirler) ve cahîm (cehennem, yakıcı ateş) vardır.

13. Boğazda tıkanan gıda ve feci bir azap!

14. O süreçte arz (beden) ve dağlar (bilinçler - benlikler) sarsılır... Dağlar heyelana uğramış bir kum yığını olur!

15. Muhakkak ki biz, Firavun’a bir Rasûl (hakikatine yönlendirici, arındırıcı) irsâl ettiğimiz gibi size de şahit olarak bir Rasûl irsâl ettik.

16. Firavun o Rasûle âsi oldu da onu kahredici tutuşla yakalayıverdik!

17. Eğer (hakikatin bildirimine) nankörlük ederseniz, gençleri saçı ağarmış ihtiyar kılan o süreçte nasıl korunursunuz?

18. Semâ onunla yarılır! O’nun vaadi gerçekleşmiştir!

19. Muhakkak ki bu bir tezkiredir (hatırlatıp düşündürtme)! Dileyen Rabbine (erdiren) yol edinir!

20. Muhakkak ki Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında veya üçte birinde kalktığını biliyor... Seninle beraber olanlardan bir grubun da! Geceyi ve gündüzü Allâh takdir ediyor! (Allâh) onu asla değerlendiremeyeceğinizi bildi de tövbenizi kabul etti... Kurân’dan kolaylaşanı okuyun (idrak edin)! (Allâh) bilir ki, sizden hastalar, arzda dolaşıp Allâh’ın lütfundan talep eden kimseler ve Allâh yolunda savaşan kimseler olacaktır. Artık Ondan kolaylaşan kadarını okuyun; salâtı ikame edin (yönelişi kaîm kılın müşahede ile), zekâtı verin ve Allâh’a güzel bir ödünç verin... Kendiniz için (önceden) hayırdan ne takdim ederseniz, Allâh indînde onun çok daha büyük ve hayırlısını bulursunuz. Allâh’tan mağfiret dileyin! Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.