Celal Yıldırım 

1. Ey elbisesine bürünen !

2. Gece kalk da az bir bölümü dışında (ibâdet et).

3. (3-4) Gecenin yarısı veya ondan biraz eksilt ya da üzerine biraz artır. Kur’ân’ı güzel ahenkli tane tane oku.

4. (3-4) Gecenin yarısı veya ondan biraz eksilt ya da üzerine biraz artır. Kur’ân’ı güzel ahenkli tane tane oku.

5. Şüphesiz ki biz, sana (kaldırılması) ağır bir söz vahyedeceğiz.

6. Hakikat (ibâdet için) gece kalkmak hem daha dokunaklı ve te’sirli, hem de okuma cihetiyle daha sağlam (bilgi ve huzur verici)dir.

7. Çünkü gerçekten senin için gündüz uğraşacağın uzun işler vardır.

8. Rabbının ismini an; her şeyden ilgini kesip yalnız O’na yönel.

9. O, doğunun da Rabbıdır, batının da Rabbıdır. Başka tanrı yoktur, ancak O vardır. Artık sen, O’nu hep vekîl edin.

10. Onların (inkarcı müşriklerin) dediklerine katlan. Onları güzel bir tavırla terkedip ayrıl.

11. Nîmet sahipleri olup (Hakk’ı) yalanlayanları bana bırak da kendilerine az bir mühlet ver.

12. (12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır.

13. (12-13) Çünkü yanımızda bukağılar, Cehennem, boğazdan geçmeyen yiyecek ve elem verici bir azâb vardır.

14. Bir günde ki, yeryüzü ve dağlar sarsıldıkça sarsılır; dağlar çökmüş kum yığınına dönüşür.

15. Şüphesiz ki, biz, Fir’avn’a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de üzerinize şahit olacak bir peygamber gönderdik.

16. Ne var ki, Fir’avn, o peygambere karşı geldi; bu yüzden onu yakalayıp ağır şekilde cezalandırdık.

17. Eğer küfre saparsanız, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek günden nasıl korunursunuz?!

18. Gök, onunla (o günün dehşetiyle) çatlamıştır (çatlayacak). O’nun va’di mutlaka yerine gelir.

19. Gerçekten bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbına giden bir yol edinir.

20. Şüphesiz ki Rabbin, senin ve seninle beraber bir topluluğun gecenin üçte ikisine yakın bir süreyi, yarısını ve bazan da üçte birini kalkıp ibâdetle geçirdiğinizi bilir. Allah, gece ve gündüzü takdîr eder, sizin bunu sayamıyacağınızı bildiği için size lütuf la yönelir. Bundan böyle Kur’ân’dan size kolay geleni okuyun. Allah, sizden hastalar olacağını, diğer bir kısmının Allah’ın bol nîmet ve geniş lûtfunu arayıp elde etmek için yolculuk yapacaklarını, başka bir kısmının ise Allah yolunda vuruşacaklarını bilmiştir. O halde Kur’ân’dan size kolay geleni okuyunuz. Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz, Allah’a (O’nun rızâsı uğruna faizsiz) güzel bir ödünç veriniz. Kendiniz için önden ne gibi bir hayır gönderirseniz, onu daha hayırlı ve karşılığı daha büyük olarak Allah’ın yanında bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyiniz. Şüphesiz ki, Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.