Sadık Türkmen 

1. Ey sen; kendisine ağır bir sorumluluk yüklediğimiz!

2. Geceleyin kalk/gecenin büyük bir kısmında ayakta/uyanık dur;

3. Gece yarısında veya ondan biraz eksilt

4. Ya da onun üzerine biraz ilâve et ve Kur’an’ı ağır ağır/üzerinde düşüne düşüne oku, (tabiat ayetleriyle çelişkisiz biçimde) anlamaya çalışarak!..

5. Gerçek şu ki; (Açıkeğitim ve Öğretime yönelik faaliyetler için), Biz sana sorumluluk yükleyen ağır bir söz bırakacağız.

6. Şüphesiz gece (kalkışı, Kur’an’ı okuma/anlama bakımından), tesirce şiddetli (anlayışça daha uygundur) ve özümleme (kavrayış) bakımından daha etkilidir.

7. Çünkü, senin için gündüz vaktinde uzunca bir meşguliyet vardır.

8. Rabbinin ismini an ve (şimdiye kadar din adına edindiğin bilgileri bir tarafa bırakarak) tüm yeteneklerinle ona (Kur’an’a) odaklan.

9. (o), doğunun ve batının Rabbidir (Sahibidir). O’ndan başka İlâh/Tanrı (ibadet edilecek) yoktur. Öyleyse, yalnızca O’nu vekil edin.

10. Onlarin söylediklerine (karşı) sabret/dayan/diren, onlardan güzellikle ayrıl.

11. Nimet sahibi, bolluk içinde yüzen o yalanlayıcıları Bana bırak, onlara biraz mühlet ver.

12. Bizim yanımızda bukağılar/boyunduruklar/kelepçeler ve yakıcı ateş vardır.

13. Gırtlağı tıkayan bir yemek ve can yakan/pek acıklı bir azap vardır.

14. O gün; yeryüzü ve dağlar şiddetle sarsılır, dağlar savrulmuş kum yığınları(na dönüşür) gibi olur.

15. Doğrusu biz size, üzerinize/yaptıklarınıza şahit olan bir elçi gönderdik, Firavun’a gönderdiğimiz bir elçi gibi!

16. Firavun elçiye isyan etti; Biz de onu, pek şiddetli bir tutuşla yakalayıp mahvettik.

17. Eğer inkâr ederseniz nasıl korunacaksınız; çocukları yaşlılara çeviren o günden?

18. O günün şiddetinden gökyüzü çatlamıştır. Ve O’nun sözü yerine getirilmiştir.

19. Şüphesiz bu (Kur’an, Rabbinden gelen) bir öğüttür (isteyen okuyup düşünür öğüt alır). Artık, (bu öğüdü okuduktan sonra) dileyen kimse, Rabbinin rızasına giden bir yol tutar.

20. Hiç kuşkusuz Rabbin, senin; gecenin üçte ikisinden biraz azında, yarısında, üçte birinde ayakta/uyanık dur(up Kur’an oku)duğunu biliyor. Ve seninle birlikte olan bir topluluğun da!.. Gece ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah’tır. (Zamanlamayı iyi) hesap edemeyeceğinizi bildiğinden, tövbenizi (zamana uyamayacağınızı hoş görerek) kabul etti. Bundan böyle, sizin için tamamı kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı, kolayınıza geldiği gibi okuyabilirsiniz! Allah bilir ki; içinizden hastalananlar olacak, bir kısmınız (iş yapmak üzere ithalatihracat yaparak); Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde dolaşacak (yeryüzünün çeşitli kentlerine/ülkelerine iş gezileri düzenleyecek) ve bir kısmınız da saldırganlara karşı sizi savunmak için, Allah’ın belirttiği savaş hukukuna uygun olarak savaşacaklar. Öyleyse, sizin için tamamı kolaylaştırılmış olan Kur’an’ı, kolayınıza geldiği gibi okuyabilirsiniz! Namazı kılınız, zekatı veriniz! Allah için (insanlara güzelce) ödünç verin/iyilik edin; güzel bir ödünç olarak önceden (dünyada) her ne verirseniz, kendi iyiliğiniz içindir. Onu Allah katında daha hayırlı ve karşılık olarak da daha fazlasını bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz ki Allah; çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.