Cemal Külünkoğlu | |
---|---|
وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا Veşşemsi ve duhaha. |
|
وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا Velkameri iza telaha. |
|
وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا Vennehari iza cellaha. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا Velleyli iza yağşaha. |
|
وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا Vessmai ve ma benaha. |
|
وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا Vel’ardı ve ma tahaha. |
|
وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا Ve nefsin ve ma sevvaha. |
|
8. Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti ilham edene andolsun ki, |
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا Feelhemeha fücureha ve takvaha. |
9. Muhakkak (isyan ve günah kirlerinden) temizlenen nefis kurtulmuştur. |
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا Kad efleha men zekkaha. |
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا Ve kad habe men dessaha. |
|
11. (Salih Peygamberin kavmi olan) Semûd azgınlığı yüzünden Hakkı yalanladı. |
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا Kezzebet semudü bitağvaha. |
12. Hani onların en azgın olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı. |
إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا İzinbe’ase eşkaha. |
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ نَاقَةَ اللَّهِ وَسُقْيَاهَا Fekale lehüm resulullahi nakatallahi ve sukyaha. |
|
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا Fekezzebuhü fe’akaruha fedemdeme ’aleyhim rabbühüm bizenbihim fesevvaha. |
|
15. Allah (yaptığı bu azabın) sonucundan korkacak değildir (hiç kimseye verecek bir hesabı yoktur). |
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا Ve la yehafi ’ukbaha. |