Ömer Nasuhi Bilmen | |
---|---|
وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا Veşşemsi ve duhaha. |
|
وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا Velkameri iza telaha. |
|
وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا Vennehari iza cellaha. |
|
4. (4-5) Ve güneşi örtüp ışıklığını gideren geceye. Ve göğe ve onu bina edene. |
وَالَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا Velleyli iza yağşaha. |
5. (4-5) Ve güneşi örtüp ışıklığını gideren geceye. Ve göğe ve onu bina edene. |
وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا Vessmai ve ma benaha. |
6. (6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana. |
وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا Vel’ardı ve ma tahaha. |
7. (6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana. |
وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا Ve nefsin ve ma sevvaha. |
8. Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki), |
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا Feelhemeha fücureha ve takvaha. |
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا Kad efleha men zekkaha. |
|
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا Ve kad habe men dessaha. |
|
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا Kezzebet semudü bitağvaha. |
|
إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا İzinbe’ase eşkaha. |
|
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ نَاقَةَ اللَّهِ وَسُقْيَاهَا Fekale lehüm resulullahi nakatallahi ve sukyaha. |
|
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا Fekezzebuhü fe’akaruha fedemdeme ’aleyhim rabbühüm bizenbihim fesevvaha. |
|
15. Ve Allah Teâlâ onların bu ihlak-i akibetinden korkacak değildir. |
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا Ve la yehafi ’ukbaha. |