Mustafa İslamoğlu | |
---|---|
وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا Veşşemsi ve duhaha. |
|
وَالْقَمَرِ إِذَا تَلَاهَا Velkameri iza telaha. |
|
وَالنَّهَارِ إِذَا جَلَّاهَا Vennehari iza cellaha. |
|
وَالَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا Velleyli iza yağşaha. |
|
وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا Vessmai ve ma benaha. |
|
وَالْأَرْضِ وَمَا طَحَاهَا Vel’ardı ve ma tahaha. |
|
7. İnsan benliği ve onun yaratılış amacına uygun biçimlenişi şahit olsun; |
وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا Ve nefsin ve ma sevvaha. |
فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا Feelhemeha fücureha ve takvaha. |
|
9. Kim kendini geliştirip arındırırsa, o kesinlikle ebedi mutluluğa ulaşacaktır; |
قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا Kad efleha men zekkaha. |
10. kim de kendini geliştirmeyip (içindeki iyilik tohumunu) çürütürse, o kesinlikle kaybedecektir. |
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا Ve kad habe men dessaha. |
كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا Kezzebet semudü bitağvaha. |
|
12. hani kavmin en azgını kışkırtmayla zıvanadan çıktığında, |
إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا İzinbe’ase eşkaha. |
فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ نَاقَةَ اللَّهِ وَسُقْيَاهَا Fekale lehüm resulullahi nakatallahi ve sukyaha. |
|
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا Fekezzebuhü fe’akaruha fedemdeme ’aleyhim rabbühüm bizenbihim fesevvaha. |
|
15. oysa ki o (kavim) kendi akıbetinden zerrece endişe etmezdi. |
وَلَا يَخَافُ عُقْبَاهَا Ve la yehafi ’ukbaha. |