ب ع ث kökü Kur'an'da 67 defa geçmektedir.

AYETLER

ŞEMS
91:12

انْبَعَثَ

nbeǎṧe

ayaklandığı

En ’zorlu bedbahtları’ ayaklandığında,

SAD
38:79

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

yeniden dirilecekleri

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirilecekleri güne kadar bana süre tanı."

A'RAF
7:14

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

tekrar dirilecekleri

O da "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi.

A'RAF
7:103

بَعَثْنَا

beǎṧnā

gönderdik

Sonra bunların (peygamberlerin) ardından Musa’yı ayetlerimizle Firavun’a ve önde gelen çevresine gönderdik; onlar ona (ayetlerimize) haksızlık ettiler. İşte bozgunculuk çıkaranların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak.

A'RAF
7:167

لَيَبْعَثَنَّ

leyeb’ǎṧenne

elbette göndereceğini

İşte o zaman Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi. Şüphesiz, Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O, bağışlayandır, esirgeyendir.

CIN
72:7

يَبْعَثَ

yeb’ǎṧe

diriltmeyeceğini

"Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah’ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."

YASIN
36:52

بَعَثَنَا

beǎṧenā

bizi kaldırdı

Demişlerdir ki "Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah)ın va’dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş".

FURKAN
25:41

بَعَثَ

beǎṧe

göndermiş

Seni gördükleri zaman, seni yalnızca alay konusu edinmektedirler "Allah’ın, elçi olarak gönderdiği bu mu?"

FURKAN
25:51

لَبَعَثْنَا

lebeǎṧnā

gönderirdik

Eğer dilemiş olsaydık, her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.

MERYEM
19:15

يُبْعَثُ

yub’ǎṧu

kaldırılacağı

Ona selam olsun; doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağı gün de.

MERYEM
19:33

أُبْعَثُ

ub’ǎṧu

kaldırılacağım

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de."

VAKI'A
56:47

لَمَبْعُوثُونَ

lemeb’ǔṧūne

bir daha diriltileceğiz

Ve derlerdi ki "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"

ŞU'ARA
26:36

وَابْعَثْ

veb’ǎṧ

ve gönder

Dediler ki "Bunu ve kardeşini oyala, şehirlere de toplayıcılar gönder,"

ŞU'ARA
26:87

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

diriltilecekleri

"Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme,"

NEML
27:65

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

dirileceklerini

De ki "Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."

KASAS
28:59

يَبْعَثَ

yeb’ǎṧe

gönderinceye

Senin Rabbin, ’ana yerleşim merkezlerine’ onlara ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe şehirleri yıkıma uğratıcı değildir. Ve Biz, halkı zulmeden şehirlerden başkasını da yıkıma uğratıcı değiliz.

İSRA
17:5

بَعَثْنَا

beǎṧnā

gönderdik

Nitekim o ikiden ilk-vaid geldiği zaman, oldukça zorlu olan kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir sözdü.

İSRA
17:15

نَبْعَثَ

neb’ǎṧe

göndermedikçe

Kim hidayete ererse, kendi nefsi için hidayete erer; kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz, bir elçi gönderinceye kadar (hiçbir topluma) azap edecek değiliz.

İSRA
17:49

لَمَبْعُوثُونَ

lemeb’ǔṧūne

diriltilecek

Dediler ki "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

İSRA
17:79

يَبْعَثَكَ

yeb’ǎṧeke

seni ulaştırır

Gecenin bir kısmında kalk, sana aid nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

İSRA
17:94

أَبَعَثَ

ebeǎṧe

mı gönderdi?

Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.

İSRA
17:98

لَمَبْعُوثُونَ

lemeb’ǔṧūne

diriltileceğiz

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.

YUNUS
10:74

بَعَثْنَا

beǎṧnā

gönderdik

Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte Biz, haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.

YUNUS
10:75

بَعَثْنَا

beǎṧnā

gönderdik

Sonra bunların ardından Firavun’a ve onun önde gelen çevresine Musa’yı ve Harun’u ayetlerimizle gönderdik. Fakat onlar büyüklendiler. Onlar suçlu-günahkar bir kavimdi.

HUD
11:7

مَبْعُوثُونَ

meb’ǔṧūne

diriltileceksiniz

O’nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Andolsun onlara "Gerçekten siz, ölümden sonra yine diriltileceksiniz" dersen, inkar edenler mutlaka "Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" derler.

HICR
15:36

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

tekrar dirilecekleri

Dedi ki "Rabbim, öyleyse onların dirileceği güne kadar bana süre tanı."

EN'ÂM
6:29

بِمَبْعُوثِينَ

bimeb’ǔṧīne

diriltilecek

Onlar dediler ki "Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz."

EN'ÂM
6:36

يَبْعَثُهُمُ

yeb’ǎṧuhumu

onları diriltir

Ancak dinleyenler icabet eder. Ölüleri (ise,) onları da Allah diriltir. Sonra O’na döndürülürler.

EN'ÂM
6:60

يَبْعَثُكُمْ

yeb’ǎṧukum

sizi diriltir

Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün ’güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı’ bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O’dur. Sonra ’en son dönüşünüz’ O’nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecektir.

EN'ÂM
6:65

يَبْعَثَ

yeb’ǎṧe

göndermeğe

De ki "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?

SAFFAT
37:16

لَمَبْعُوثُونَ

lemeb’ǔṧūne

diriltileceğiz

"Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz?"

SAFFAT
37:144

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

yeniden diriltilecekleri

Onun karnında (insanların) dirilip-kaldırılacakları güne kadar kalakalmıştı.

LOKMAN
31:28

بَعْثُكُمْ

beǎ’ṧukum

diriltilmeniz

Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz yalnızca tek bir kişi(yi yaratıp sonra diriltmek) gibidir. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

MÜ'MIN
40:34

يَبْعَثَ

yeb’ǎṧe

göndermez

"Andolsun, daha önce Yusuf da size apaçık belgeler getirmişti. O zaman size getirdikleri hakkında kuşkuya kapılıp durmuştunuz. Sonunda o, vefat edince, demiştiniz ki; "Allah, ondan sonra kesin olarak bir elçi göndermez." İşte Allah, ölçüyü taşıran, şüpheci kimseyi böyle saptırır."

KEHF
18:12

بَعَثْنَاهُمْ

beǎṧnāhum

onları uyandırdık

Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık.

KEHF
18:19

بَعَثْنَاهُمْ

beǎṧnāhum

onları dirilttik

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

KEHF
18:19

فَابْعَثُوا

feb’ǎṧū

gönderin

Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik (uyandırdık). İçlerinden bir sözcü dedi ki "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki "Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) kısmı kadar kaldık." Dediler ki "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

NAHL
16:21

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

dirileceklerini

Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna varamazlar.

NAHL
16:36

بَعَثْنَا

beǎṧnā

biz gönderdik

Andolsun, Biz her ümmete "Allah’a kulluk edin ve tağuttan kaçının" (diye tebliğ etmesi için) bir elçi gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.

NAHL
16:38

يَبْعَثُ

yeb’ǎṧu

diriltmez (diye)

Olanca yeminleriyle "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O’nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler.

NAHL
16:84

نَبْعَثُ

neb’ǎṧu

getirdiğimiz

Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkar edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah’tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.

NAHL
16:89

نَبْعَثُ

neb’ǎṧu

getireceğimiz

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitab’ı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

MÜ'MINUN
23:16

تُبْعَثُونَ

tub’ǎṧūne

diriltileceksiniz

Sonra siz gerçekten kıyamet günü diriltileceksiniz.

MÜ'MINUN
23:37

بِمَبْعُوثِينَ

bimeb’ǔṧīne

tekrar diriltilecek

"O (bütün gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz."

MÜ'MINUN
23:82

لَمَبْعُوثُونَ

lemeb’ǔṧūne

diriltileceğiz

Dediler ki "Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?"

MÜ'MINUN
23:100

يُبْعَثُونَ

yub’ǎṧūne

diriltilecekleri

"Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.

RUM
30:56

الْبَعْثِ

l-beǎ’ṧi

yeniden dirilme

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki "Andolsun, siz Allah’ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

RUM
30:56

الْبَعْثِ

l-beǎ’ṧi

dirilme

Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki "Andolsun, siz Allah’ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."

MUTAFFIFIN
83:4

مَبْعُوثُونَ

meb’ǔṧūne

tekrar diriltileceklerini

Yoksa onlar, diriltileceklerini sanmıyor mu?

HAC
22:5

الْبَعْثِ

l-beǎ’ṧi

yeniden dirilmek-

Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak’tan (embriyo), sonra yaratılış biçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkça göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir.

HAC
22:7

يَبْعَثُ

yeb’ǎṧu

diriltecektir

Gerçek şu ki, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.

BAKARA
2:56

بَعَثْنَاكُمْ

beǎṧnākum

sizi tekrar diriltmiştik

Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik.

BAKARA
2:129

وَابْعَثْ

veb’ǎṧ

gönder

"Rabbimiz, içlerinden onlara bir elçi gönder, onlara ayetlerini okusun, Kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin."

BAKARA
2:213

فَبَعَثَ

febeǎṧe

sonra gönderdi

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ’azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.

BAKARA
2:246

ابْعَثْ

b’ǎṧ

gönder

Musa’dan sonra İsrailoğulları’nın önde gelenlerini görmedin mi? Hani, peygamberlerinden birine "Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi, O "Ya üzerinize savaş yazıldığı halde savaşmayacak olursanız?" demişti. "Bize ne oluyor ki Allah yolunda savaşmayalım? Ki biz yurdumuzdan çıkarıldık ve çocuklarımızdan (uzaklaştırıldık.)" demişlerdi. Ama onlara savaş yazıldığı (öngörüldüğü) zaman, az bir kısmı hariç yüz çevirdiler. Allah zalimleri bilir.

BAKARA
2:247

بَعَثَ

beǎṧe

gönderdi

Onlara peygamberleri dedi ki "Allah size Talut’u (melik olarak) gönderdi." Onlar "Biz hükümdarlığa, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluğu verilmemişken, nasıl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlık (mülk) onun olabilir?" dediler. O (şöyle) demişti "Doğrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttırdı. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniş olandır, bilendir."

BAKARA
2:259

بَعَثَهُ

beǎṧehu

diriltti

Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki "Ne kadar kaldın?" O "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz?" dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir."

ÂL-I İMRAN
3:164

بَعَثَ

beǎṧe

göndermekle

Andolsun ki Allah, mü’minlere, içlerinde kendilerinden onlara bir peygamber göndermekle lütufta bulunmuştur. (Ki O) Onlara ayetlerini okuyor, onları arındırıyor ve onlara kitabı ve hikmeti öğretiyor. Ondan önce ise onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.

CUM'A
62:2

بَعَثَ

beǎṧe

gönderendir

O, ümmîler içinde, kendilerinden olan ve onlara ayetlerini okuyan, onları arındırıp-temizleyen ve onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderendir. Oysa onlar, bundan önce gerçekten açıkça bir sapıklık içinde idiler.

NISA
4:35

فَابْعَثُوا

feb’ǎṧū

gönderin

(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır.

MÜCADELE
58:6

يَبْعَثُهُمُ

yeb’ǎṧuhumu

tekrar dirilteceği

Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.

MÜCADELE
58:18

يَبْعَثُهُمُ

yeb’ǎṧuhumu

tekrar diriltir

Onların tümünü Allah’ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O’na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.

TEĞABUN
64:7

يُبْعَثُوا

yub’ǎṧū

diriltilmeyeceklerini

İnkar edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah’a göre oldukça kolaydır."

TEĞABUN
64:7

لَتُبْعَثُنَّ

letub’ǎṧunne

mutlaka diriltileceksiniz

İnkar edenler kesin olarak diriltilmeyeceklerini öne sürdüler. De ki "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz, muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu da Allah’a göre oldukça kolaydır."

MAIDE
5:12

وَبَعَثْنَا

ve beǎṧnā

ve göndermiştik

Andolsun, Allah İsrailoğulları’ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah’a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."

MAIDE
5:31

فَبَعَثَ

febeǎṧe

derken gönderdi

Derken, Allah, ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.

TEVBE
9:46

انْبِعَاثَهُمْ

nbiǎāṧehum

davranışlarından

Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; "(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun" denildi.