Ali Fikri Yavuz 

1. (Ey Rasûlüm! Bütün insanları dehşeti ile) kaplayacak olan kıyametin haberi, muhakkak ki sana gelmiştir.

2. Bir takım yüzler vardır ki, o gün zelildir;

3. Çalışmış, fakat boşuna yorulmuştur.

4. Kızgın ateşe girerler,

5. Kaynar bir kaynaktan içirilirler.

6. Onlara, (hayvanların bile sakınıp yiyemediği) bir nebattan başka yiyecek yok.

7. O, ne besler, ne açlıktan kurtarır.

8. Bir takım yüzler de o gün mes’uddur.

9. (Dünyadaki) çalışmasından ötürü hoşnuddur;

10. (Kıymet ve mevkii) yüksek bir cennetde...

11. Öyle ki, orada boş bir söz işitmezsin.

12. Orada var akan bir kaynak...

13. Orada var yüksek tahtlar,

14. (Önlerine) konmuş bardaklar,

15. Dizilmiş yastıklar,

16. Ve serilmiş âla döşemeler...

17. (O kâfirler, ibret gözü ile) hâlâ bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış? (Kudret ve ilmimize delâlet eden eserleri onda görmezler mi)?

18. Göğe bakmazlar mı, nasıl yükseltilmiş?

19. Dağlara bakmazlar mı, nasıl dikilmiş?

20. Yere de bakmazlar mı, nasıl döşenmiş?

21. Artık sen (Ey Rasûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin.

22. Sen, onlar üzerine bir zorlayıcı değilsin.

23. Ancak (öğüdden sonra) yüz çeviren ve (Allah’ı) inkâr eden (var ya),

24. Allah onu, en büyük azabla azablandıracaktır.

25. Muhakkak ki, onların dönüşleri bizedir.

26. Sonra onların hesablarını görmek de yalnız bize aiddir.