| Mustafa İslamoğlu | |
|---|---|
|
1. Kasvet gibi sarıp sarmalayan olayın haberi sana ulaştı mı? |
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ Hel etake hadiysülğaşiyeti. |
|
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ Vücuhün yevmeizin haşi’atün. |
|
|
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌ ’Amiletün nasıbetün. |
|
|
تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً Tasla naren hamiyeten. |
|
|
تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ Tüska min ’aynin aniyetin. |
|
|
6. onlara hiçbir yiyecek yoktur, ancak onursuzların yiyeceği vardır; |
لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِنْ ضَرِيعٍ Leyse lehüm ta’amün illa min dariy’ın. |
|
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِنْ جُوعٍ La yüsminü ve la yuğniy min cu’ın. |
|
|
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌ Vücuhün yevmeizin na’ımetün. |
|
|
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ Lisa’yiha radıyetün. |
|
|
10. kendini tarifsiz bir Cennet`e, yüce bir makamda bulmuştur. |
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ Fiy cennetin ’aliyetin. |
|
لَا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً La tesme’u fiyha lağıyeten |
|
|
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ Fiyha ’aynün cariyetün. |
|
|
فِيهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌ Fiyha sürürin merfu’atün. |
|
|
وَأَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌ Ve ekvabün mevdu’atün. |
|
|
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ Ve nemariku masfufetün. |
|
|
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ Ve zerabiyyü mebsusetün. |
|
|
17. Peki, (yeniden dirilişi inkar edenler) yağmur yüklü bulutlara bakmazlar mı nasıl yaratılmış? |
أَفَلَا يَنْظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ Efela yenzurune ilel’ibilli keyfe hulikat. |
|
وَإِلَى السَّمَاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ Ve ilessemai keyfe rufi’at. |
|
|
وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ Ve ilelcibali keyfe nusıbet. |
|
|
وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ Ve ilel’ardı keyfe sutihat. |
|
|
21. İmdi sen (ey peygamber) hatırlat! Çünkü sen sadece bir hatırlatıcısın; |
فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ Fezekkir innema ente müzekkirün. |
|
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ Leste’aleyhim bimusaytırin. |
|
|
إِلَّا مَنْ تَوَلَّىٰ وَكَفَرَ İlla men tevella ve kefere. |
|
|
24. Allah, en büyük mahrumiyeti işte böylesine yaşatacaktır. |
فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ Feyü’azzibühullahül’azabel’ekbere. |
|
إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ İnne ileyna iyabehüm. |
|
|
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ Sümme inne ’aleyna hısabehüm. |