و ح د kökü Kur'an'da 68 defa geçmektedir.

AYETLER

MÜDDESIR
74:11

وَحِيدًا

veHīden

tek olarak

Kendisini tek olarak (ve yapayalnız) yarattığım (şu adam)ı Bana bırak;

KAMER
54:24

وَاحِدًا

vāHiden

bir

Dediler ki "Bizden biri olan bir beşere mi uyacağız? Bu durumda gerçekten biz bir sapıklık (delalet) ve çılgınlık içinde kalmış oluruz."

KAMER
54:31

وَاحِدَةً

vāHideten

tek

Çünkü Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı olan kuru ot gibi oluverdiler.

KAMER
54:50

وَاحِدَةٌ

vāHidetun

bir tek

Bizim emrimiz, bir göz kırpma gibi yalnızca ’bir keredir.’

SAD
38:5

وَاحِدًا

vāHiden

bir tek

"İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey."

SAD
38:15

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Bunlar da, (geldiğinde) bir anlık gecikmesi bile olmayan bir tek çığlıktan başkasını gözetlemiyorlar.

SAD
38:23

وَاحِدَةٌ

vāHidetun

bir tek

"Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi."

SAD
38:65

الْوَاحِدُ

l-vāHidu

tek

De ki "Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allah’tan başka bir İlah yoktur."

A'RAF
7:70

وَحْدَهُ

veHdehu

tek olan

Dediler ki "Sen bize yalnızca Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarınızı bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım."

A'RAF
7:189

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

bir tek

O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup-yatışması için ondan eşini var etti. Onu (eşini) örtüp-bürüyünce, o da bir yük yüklendi de bununla (bir süre) gezindi. Nitekim ağırlaşınca, ikisi Rableri olan Allah’a dua ettiler "Eğer bize salih (bir çocuk) verirsen, andolsun şükredenlerden olacağız."

YASIN
36:29

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

(Ancak onlara) Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler.

YASIN
36:49

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Onlar, yalnızca tek bir çığlıktan başkasını gözetmezler, onlar birbirleriyle çekişip-dururken o kendilerini yakalayıverir.

YASIN
36:53

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir; artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz’a getirilmişlerdir.

FURKAN
25:14

وَاحِدًا

vāHiden

bir tek

Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın.

FURKAN
25:32

وَاحِدَةً

vāHideten

bir defada

İnkar edenler dediler ki "Kur’an Ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp-pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu ’belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup’ okuduk.

İSRA
17:46

وَحْدَهُ

veHdehu

birliğini

Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

YUNUS
10:19

وَاحِدَةً

vāHideten

tek

İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.

HUD
11:118

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Eğer Rabbin dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar, anlaşmazlığı sürdürmektedirler

YUSUF
12:31

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

birine

(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf’a da) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve "Allah’ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler.

YUSUF
12:39

الْوَاحِدُ

l-vāHidu

tek

"Ey zindan arkadaşlarım, birbirinden ayrı (bir sürü) Rabler mi daha hayırlıdır, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mı?"

YUSUF
12:67

وَاحِدٍ

vāHidin

bir

Ve dedi ki "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah’tan hiçbir şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O’na tevekkül etmelidirler."

EN'ÂM
6:19

وَاحِدٌ

vāHidun

tek bir

De ki "Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki "Allah benimle sizin aranızda şahiddir. Sizi -ve kime ulaşırsa- kendisiyle uyarmam için bana şu Kur’an vahyedildi. Gerçekten Allah’la beraber başka ilahların da bulunduğuna siz mi şahidlik ediyorsunuz?" De ki "Ben şehadet etmem." De ki "O, ancak bir tek olan İlah’tır ve gerçekten ben, sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."

EN'ÂM
6:98

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

bir tek

O, sizi tek bir nefisten yaratandır. (Sizin için) Bir karar (kalış) ve emanet (olarak konuluş) yeri vardır. Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık.

SAFFAT
37:4

لَوَاحِدٌ

levāHidun

elbette birdir

Tartışmasız, sizin İlahınız gerçekten birdir.

SAFFAT
37:19

وَاحِدَةٌ

vāHidetun

bir tek

İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar.

LOKMAN
31:28

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

bir tek

Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz yalnızca tek bir kişi(yi yaratıp sonra diriltmek) gibidir. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

SEBE
34:46

بِوَاحِدَةٍ

bivāHidetin

bir tek (şeyi)

De ki "Size bir tek öğüt veriyorum "Allah için ikişer ikişer ve teker teker kıyam etmeniz, sonra düşünmeniz. Sizin sahibiniz (veya arkadaşınız olan Peygamber)de hiçbir delilik yoktur. O, yalnızca sizi, şiddetli bir azabın öncesinde uyarandır."

ZÜMER
39:4

الْوَاحِدُ

l-vāHidu

tek

Eğer Allah, çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini elbette seçerdi. O, Yücedir; O, bir olan, kahredici olan Allah’tır.

ZÜMER
39:6

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

bir tek

Sizi tek bir nefisten yarattı, sonra ondan kendi eşini var etti ve sizin için davarlardan sekiz çift indirdi. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?

ZÜMER
39:45

وَحْدَهُ

veHdehu

tek olarak

Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi öfkeyle kabarır. Oysa O’ndan başkaları anıldığında hemen sevince kapılırlar.

MÜ'MIN
40:12

وَحْدَهُ

veHdehu

tek olan

"Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah’a çağırıldığınız zaman inkar ettiniz. O’na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız. Artık hüküm, Yüce, büyük olan Allah’ındır."

MÜ'MIN
40:16

الْوَاحِدِ

l-vāHidi

tek

O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiçbir şey Allah’a karşı gizli kalmaz. (Allah sorar) "Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah’ındır."

MÜ'MIN
40:84

وَحْدَهُ

veHdehu

tek

Bizim dayanılmaz-azabımızı gördükleri zaman, dediler ki "Bir olan Allah’a iman ettik ve O’na şirk koştuğumuz şeyleri de inkar ettik."

FUSSILET
41:6

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

De ki "Ben ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim. Bana yalnızca, sizin İlahınızın bir tek İlah olduğu vahyolunur. Öyleyse O’na yönelin ve O’ndan mağfiret dileyin. Vay haline o müşriklerin."

ŞURA
42:8

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Eğer Allah dileseydi, onları herhalde tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

ZUHRUF
43:33

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Eğer insanlar (Allah’a karşı isyanda birleşip) tek bir ümmet olacak olmasaydı, Rahman’ı (Allah’ı) inkar edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerinde çıkıp-yükselecekleri merdivenler yapardık.

KEHF
18:110

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

De ki "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."

NAHL
16:22

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır. Ahirete inanmayanların kalpleri ise inkarcıdır ve onlar müstekbir (büyüklenmekte) olanlardır.

NAHL
16:51

وَاحِدٌ

vāHidun

tek

Allah dedi ki "İki İlah edinmeyin O, ancak tek bir İlah’tır. Öyleyse Benden, yalnızca Benden korkun."

NAHL
16:93

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yaptıklarınızdan muhakkak sorumlu tutulacaksınız.

İBRAHIM
14:48

الْوَاحِدِ

l-vāHidi

tek (olan)

Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan, kahhar olan Allah’ın huzuruna çıka(rıla)caklardır.

İBRAHIM
14:52

وَاحِدٌ

vāHidun

birtek

İşte bu (Kur’an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O’nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır.

ENBIYA
21:92

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz.

ENBIYA
21:108

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

De ki "Gerçekten bana -Sizin İlahınız yalnızca bir tek İlah’tır" diye vahyolunuyor; artık siz Müslüman olacak mısınız?"

MÜ'MINUN
23:52

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse Benden korkup-sakının.

HAKKA
69:13

وَاحِدَةٌ

vāHidetun

bir tek

Artık sur’a tek bir üfürülüşle üfürüleceği.

HAKKA
69:14

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Yeryüzü ve dağlar yerlerinden oynatılıp kaldırılacağı, ardından tek bir çarpma ile birbirlerine çarpılıp parça parça olacağı zaman.

NAZI'AT
79:13

وَاحِدَةٌ

vāHidetun

bir tek

Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır.

ANKEBUT
29:46

وَاحِدٌ

vāHidun

birdir

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim İlahımız da, sizin İlahınız da birdir ve biz O’na teslim olmuşuz."

RA'D
13:4

وَاحِدٍ

vāHidin

bir

Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.

RA'D
13:16

الْوَاحِدُ

l-vāHidu

tektir

De ki "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki "Allah’tır." De ki "Öyleyse, O’nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?" De ki "Hiç görmeyen (a’ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?" Yoksa Allah’a, O’nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki "Allah, herşeyin Yaratıcısı’dır ve O, tektir, kahredici olandır."

HAC
22:34

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

Biz her ümmet için bir "Mensek" kıldık, O’nun kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar diye. İşte sizin İlahınız bir tek İlah’tır, artık yalnızca O’na teslim olun. Sen alçak gönüllü olanlara müjde ver.

BAKARA
2:61

وَاحِدٍ

vāHidin

bir

Siz (ise şöyle) demiştiniz "Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın." (O zaman Musa) "Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır’a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır" demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.

BAKARA
2:133

وَاحِدًا

vāHiden

tek

Yoksa siz, Yakub’un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" dediğinde, onlar "Senin İlahına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın İlahı olan tek bir İlaha ibadet edeceğiz; bizler O’na teslim olduk" demişlerdi.

BAKARA
2:163

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

Sizin İlahınız tek bir İlah’tır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir).

BAKARA
2:213

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere hak kitaplar indirdi. Oysa kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra, birbirlerine karşı olan ’azgınlık ve kıskançlıkları’ yüzünden anlaşmazlığa düşenler, o, (kitap) verilenlerden başkası değildir. Böylece Allah, iman edenleri, hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe Kendi izniyle eriştirdi. Allah, kimi dilerse onu doğruya yöneltir.

NISA
4:1

وَاحِدَةٍ

vāHidetin

bir tek

Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah’tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir.

NISA
4:3

فَوَاحِدَةً

fevāHideten

bir tane (alın)

Eğer yetim (kız)lar konusunda adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, bu durumda, (onlarla değil) size helal olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Şayet adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir (eş) ya da sağ ellerinizin malik olduğu (cariye) ile (yetinin). Bu, sapmamanıza daha yakındır.

NISA
4:11

وَاحِدَةً

vāHideten

yalnız bir kadın

Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir’dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah’tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

NISA
4:11

وَاحِدٍ

vāHidin

birinin

Çocuklarınız konusunda Allah, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer onlar ikiden çok kadın ise (ölünün) geride bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Kadın (veya kız) bir tek ise, bu durumda yarısı onundur. (Ölenin) Bir çocuğu varsa, geriye bıraktığından anne ve babadan her biri için altıda bir, çocuğu olmayıp da anne ve baba ona mirasçı ise, bu durumda annesi için üçte bir vardır. Onun kardeşleri varsa o zaman annesi için altıda bir’dir. (Ancak bu hükümler, ölenin) Ettiği vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız, oğullarınız, siz onların hangilerinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. (Bunlar) Allah’tan bir farzdır. Şüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.

NISA
4:12

وَاحِدٍ

vāHidin

birine

Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir’de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah’tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.

NISA
4:102

وَاحِدَةً

vāHideten

bir

İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ’korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.

NISA
4:171

وَاحِدٌ

vāHidun

bir tek

Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah’a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah’ın elçisi ve kelimesidir. Onu (‘OL’ kelimesini) Meryem’e yöneltmiştir ve O’ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve elçisine inanınız; "üçtür" demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek İlah’tır. O, çocuk sahibi olmaktan Yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.

NUR
24:2

وَاحِدٍ

vāHidin

birine

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah’ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü’minlerden bir grup da şahit bulunsun.

MAIDE
5:48

وَاحِدَةً

vāHideten

bir tek

Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ’bir şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

MAIDE
5:73

وَاحِدٌ

vāHidun

bir olan

Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir İlah’tan başka İlah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenlere mutlaka (acı) bir azap dokunacaktır.

MÜMTEHINE
60:4

وَحْدَهُ

veHdehu

bir tek

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki "Biz, sizlerden ve Allah’ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah’a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim’in babasına "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah’tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz Sana tevekkül ettik ve ’içten Sana yöneldik.’ Dönüş Sanadır."

TEVBE
9:31

وَاحِدًا

vāHiden

tek olan

Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar, tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka İlah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.