Celal Yıldırım | |
---|---|
وَالَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ Velleyli iza yağşa. |
|
2. (Karanlığı yırtıp) aydınlığıyla ortaya çıktığı zaman gündüze, |
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ Vennehari iza tecella. |
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ Ve ma halekazzekere vel’ünsa. |
|
4. Gerçekten sizin çalışıp çabalamanız dağınık (yönde farklı amaçlara yönelik)tir. |
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ İnne sa’yeküm leşetta. |
فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ Feemma men a’ta vetteka. |
|
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ Ve saddeka bilhusna. |
|
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ Fesenüyessirühu lilyüsra. |
|
وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ Ve emma men bahıle vestağna. |
|
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ Ve kezzebe bilhusna. |
|
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ Fesenüyessirühu lil’usra. |
|
11. Başaşağı gelip (Cehennem’e) yuvarlandığı zaman malı ona yarar sağlamaz. |
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ Ve ma yuğniy ’anhü malühu iza teredda. |
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ İnne ’aleyna lelhüda. |
|
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَىٰ Ve inne lena lel’ahırete vel’ula. |
|
14. Sizi, köpürüp dalga dalga alevleri yükselen ateşle uyardım. |
فَأَنْذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ Feenzertüküm naren telezza. |
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى La yaslaha illel’eşka |
|
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ Elleziy kezzebe ve tevella. |
|
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى Ve seyücennebühel’etka. |
|
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّىٰ Elleziy yü’tiy malehu yetezekka. |
|
19. O’nun yanında hiç birine, karşılığı verilecek bir (minnet borcu) nimeti yoktur. |
وَمَا لِأَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزَىٰ Ve ma liehadin ’ındehu min nı’metin tücza. |
20. Ancak karşılığını sırf o çok yüce Rabbın’dan bekleyerek yaptığı (iyilik) mükâfatlandırılır. |
إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ İllebtiğae vechi rabbihil’a’la. |
وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ Ve lesevfe yerda. |