Mustafa İslamoğlu | |
---|---|
وَالَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ Velleyli iza yağşa. |
|
2. (Gecenin kuşatmasını) yarıp ortaya çıkan gündüz şahit olsun! |
وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ Vennehari iza tecella. |
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ Ve ma halekazzekere vel’ünsa. |
|
4. ki ey (insanlık); sizin çabanız, (nedenleri ve sonuçları açısından) elbet farklı farklıdır. |
إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ İnne sa’yeküm leşetta. |
فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ Feemma men a’ta vetteka. |
|
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ Ve saddeka bilhusna. |
|
7. işte ona, rahatlık ve mutluluğun zirvesine götüren yolu kolaylaştırırız. |
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ Fesenüyessirühu lilyüsra. |
8. Sözgelimi; kim de cimrilik yapar ve kendi kendine yettiğini zanneder, |
وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ Ve emma men bahıle vestağna. |
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ Ve kezzebe bilhusna. |
|
10. işte ona da, zorluk ve felaketin en dibine giden yolu kolaylaştırırız; |
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ Fesenüyessirühu lil’usra. |
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ Ve ma yuğniy ’anhü malühu iza teredda. |
|
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ İnne ’aleyna lelhüda. |
|
13. ama işin gerçeği öteki hayat da, bu hayat da Bizim mülkiyetimizdedir. |
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَىٰ Ve inne lena lel’ahırete vel’ula. |
14. İşte sizi çılgınca kışkırtılmış bir ateşe karşı uyarmış bulunuyorum |
فَأَنْذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ Feenzertüküm naren telezza. |
15. oraya sadece sorumsuzluğun zirvesinde olan bir azgın girer; |
لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى La yaslaha illel’eşka |
الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ Elleziy kezzebe ve tevella. |
|
17. Ama yüce ve yüksek bir sorumluluk bilinciyle hareket eden kimse, o (ateşten) uzak tutulacak; |
وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى Ve seyücennebühel’etka. |
الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّىٰ Elleziy yü’tiy malehu yetezekka. |
|
19. (Bu yaptığı) herhangi birinden gördüğü bir hayra karşılık değildir; |
وَمَا لِأَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزَىٰ Ve ma liehadin ’ındehu min nı’metin tücza. |
إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ İllebtiğae vechi rabbihil’a’la. |
|
21. İşte böyle biri, kesinlikle, zamanı gelince (gördüğü karşılıktan) fazlasıyla memnun olacaktır. |
وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ Ve lesevfe yerda. |