غ ي ب kökü Kur'an'da 60 defa geçmektedir.

AYETLER

KALEM
68:47

الْغَيْبُ

l-ğaybu

gayb

Yoksa gayb (görünmeyenin bilgisi) onların yanında mıdır ki, kendileri yazıp duruyorlar?

TEKVIR
81:24

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb

O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)

NECM
53:35

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb’ın

Gaybın ilmi onun yanında da o mu görüyor?

KAF
50:33

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görmeden

Görmediği halde Rahman’a karşı ’içi titreyerek korku duyan’ ve ’içten Allah’a yönelmiş’ bir kalp ile gelen içindir.

A'RAF
7:7

غَائِبِينَ

ğāibīne

onlardan uzak

Andolsun (yapıp-etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve Biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik.

A'RAF
7:188

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

De ki "Allah’ın dilemesi dışında kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybı bilebilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben, iman eden bir topluluk için, bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim."

CIN
72:26

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gaybı

O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.)

CIN
72:26

غَيْبِهِ

ğaybihi

gizli bilgisini

O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.)

YASIN
36:11

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görmeden

Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve gayb ile Rahman olan (Allah’)a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele.

FATIR
35:18

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görmeden

Hiçbir günahkar bir başka günahkarın günahını yüklenemez. Eğer yükü ağır olan kimse (bir başkasını) onu taşımaya çağırsa, -bu, yakın-akrabası da olsa- kendisine ondan hiçbir şey yükletilmez. Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ’içleri titreyerek-korkmakta’ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın. Kim temizlenip-arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip-arınmıştır. Sonunda dönüş Allah’adır.

FATIR
35:38

غَيْبِ

ğaybi

gaybını

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Gerçek şu ki O, sinelerin özünde (saklı) olanı bilir.

MERYEM
19:61

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

gıyaben

Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu) Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O’nun va’di yerine gelecektir.

MERYEM
19:78

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah)ın Katında(n) bir ahid mi aldı?

NEML
27:20

الْغَائِبِينَ

l-ğāibīne

kayıplardan-

Kuşları denetledikten sonra dedi ki "Hüdhüd’ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?"

NEML
27:65

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

De ki "Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar."

NEML
27:75

غَائِبَةٍ

ğāibetin

gizli

Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) olmasın.

YUNUS
10:20

الْغَيْبُ

l-ğaybu

gayb

Bir de derler ki "Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.." De ki "Gayb yalnızca Allah’ındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim."

HUD
11:31

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

"Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."

HUD
11:49

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb

Bunlar Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.

HUD
11:123

غَيْبُ

ğaybu

gaybı

Göklerin ve yerin gaybı Allah’ındır, bütün işler O’na döndürülür; öyleyse O’na kulluk edin ve O’na tevekkül edin. Senin Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.

YUSUF
12:10

غَيَابَتِ

ğayābeti

dibine

İçlerinden bir sözcü dedi ki "Eğer (mutlaka bir şey) yapacaksanız, öldürmeyin Yusuf’u, onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın."

YUSUF
12:15

غَيَابَتِ

ğayābeti

dibine

Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, Biz ona (şöyle) vahyettik "Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin."

YUSUF
12:52

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

arkadan

(Yusuf aracıya şunu söyledi) "Bu, (itiraf Vezirin) yokluğunda gerçekten kendisine ihanet etmediğimi ve gerçekten Allah’ın ihanet edenlerin hileli-düzenlerini başarıya ulaştırmadığını kendisinin de bilip öğrenmesi içindi."

YUSUF
12:81

لِلْغَيْبِ

lilğaybi

gaybın

"Dönün babanıza ve deyin ki ’-Ey babamız, senin oğlun gerçekten hırsızlık etti. Biz, bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik. Biz gaybın kollayıcıları değiliz."

YUSUF
12:102

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb

Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf’un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.

EN'ÂM
6:50

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

De ki "Size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum ve ben size bir meleğim de demiyorum. Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam." De ki "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?"

EN'ÂM
6:59

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb’ın

Gaybın anahtarları O’nun Katındadır, O’ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır.

EN'ÂM
6:73

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gizliyi

O, gökleri ve yeri hak olarak yaratandır. O’nun "ol" dediği gün (herşey) oluverir, O’nun sözü haktır. Sur’a üfürüldüğü gün, mülk O’nundur. O, gaybı ve müşahede edilebileni bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, haberdar olandır.

SEBE
34:3

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gaybı

İnkar edenler, dediler ki "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."

SEBE
34:14

الْغَيْبَ

l-ğaybe

gaybı

Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp-yaşamazlardı.

SEBE
34:48

الْغُيُوبِ

l-ğuyūbi

gaybleri

De ki "Şüphesiz Rabbim hakkı (batılın yerine veya dilediği kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir.

SEBE
34:53

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görülmeyene

Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).

ZÜMER
39:46

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görülmeyeni

De ki "Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve müşahede edilebileni bilen Allah’ım. Anlaşmazlığa düştükleri şeylerde, kullarının arasında sen hüküm vereceksin."

KEHF
18:22

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görülmeyene

(Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki "Üç’tüler, onların dördüncüsü köpekleridir." Ve "Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler. (Bu,) Bilinmeyene (gayba) taş atmaktır. "Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir" diyecekler. De ki "Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez." Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.

KEHF
18:26

غَيْبُ

ğaybu

gaybı

De ki "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O’nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O’nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz."

NAHL
16:77

غَيْبُ

ğaybu

gaybı

Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah herşeye güç yetirendir.

ENBIYA
21:49

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görmeden

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O’nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden ’içleri titremekte olanlardır.’

MÜ'MINUN
23:92

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görünmeyeni

Gaybı ve müşahede edilebileni bilendir; onların ortak koştuklarından Yücedir.

SECDE
32:6

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görünmeyeni

İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O’dur.

TUR
52:41

الْغَيْبُ

l-ğaybu

gayb

Yoksa gayb (bilgisi) onların katında mıdır, böylece yazıp-duruyorlar?

MÜLK
67:12

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

görmedikleri halde

Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O’nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.

İNFITAR
82:16

بِغَائِبِينَ

biğāibīne

kaybolacak

Ve ondan ayrılıp-kaybolacak değildirler.

RA'D
13:9

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gizliyi

O, gaybı da, müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, Yücedir.

BAKARA
2:3

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

gaybde(gizlide)

Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.

BAKARA
2:33

غَيْبَ

ğaybe

gayblarını

(Allah) "Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver" dedi. O, bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten Ben bilirim, gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da Ben bilirim."

ÂL-I İMRAN
3:44

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görünmez alemin

Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem’i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur’a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin.

ÂL-I İMRAN
3:179

الْغَيْبِ

l-ğaybi

gayb

Allah, murdar olanı, temiz olandan ayırt edinceye kadar mü’minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah’a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır.

HAŞR
59:22

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görülmeyeni

O Allah ki, O’ndan başka İlah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O’dur.

CUM'A
62:8

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görünmeyeni

De ki "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir."

NISA
4:34

لِلْغَيْبِ

lilğaybi

gizliyi

Allah’ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde ’sorumlu gözeticidir.’ Saliha kadınlar, gönülden (Allah’a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah Yücedir, büyüktür.

HUCURAT
49:12

يَغْتَبْ

yeğteb

arkasından çekiştirmesin

Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.

HUCURAT
49:18

غَيْبَ

ğaybe

gizlisini

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

TEĞABUN
64:18

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görünmeyeni

Gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, Aziz (üstün ve güçlü), Hakim (hüküm ve hikmet sahibi)dir.

MAIDE
5:94

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

gizlide

Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) Kendisi’nden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azap vardır.

MAIDE
5:109

الْغُيُوبِ

l-ğuyūbi

gizlileri

Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek "Size verilen cevap nedir?" Onlar da "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."

MAIDE
5:116

الْغُيُوبِ

l-ğuyūbi

gizlileri

Allah "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah’ı bırakarak iki İlah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sende olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sensin Sen."

HADID
57:25

بِالْغَيْبِ

bil-ğaybi

gaybda

Andolsun, Biz elçilerimizi apaçık belgelerle gönderdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte kitabı ve mizanı indirdik. Ve kendisine çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik; öyle ki Allah, Kendisi’ne ve elçilerine gayb ile (görmedikleri halde) kimlerin yardım edeceğini bilsin (ortaya çıkarsın). Şüphesiz Allah, büyük kuvvet sahibidir, üstün olandır.

TEVBE
9:78

الْغُيُوبِ

l-ğuyūbi

gizlileri

Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır.

TEVBE
9:94

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görülmeyeni

Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki "Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O’nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir."

TEVBE
9:105

الْغَيْبِ

l-ğaybi

görülmeyeni

De ki "Yapıp-edin. Allah sizin yapıp-ettiklerinizi (amellerinizi) görecektir. O’nun elçisi ve mü’minler de. Yakında gaybı ve müşahede edilebileni Bilen’e döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir."