و ج ه kökü Kur'an'da 78 defa geçmektedir.

AYETLER

LEYL
92:20

وَجْهِ

vechi

rızasına

Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).

ABESE
80:38

وُجُوهٌ

vucūhun

yüzler (var ki)

O gün, öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır;

ABESE
80:40

وَوُجُوهٌ

ve vucūhun

ve yüzler (vardır)

Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerini toz bürümüştür.

KIYAMET
75:22

وُجُوهٌ

vucūhun

yüzler vardır

O gün yüzler ışıl ışıl parlar.

KIYAMET
75:24

وَوُجُوهٌ

ve vucūhun

ve yüzler vardır

O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir.

KAMER
54:48

وُجُوهِهِمْ

vucūhihim

yüzleri

Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenecekleri gün cehennemin dokunuşunu tadın" (denecek)

A'RAF
7:29

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzlerinizi

De ki "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O’na) doğrultun ve dini yalnız Kendisi’ne has kılarak O’na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."

FURKAN
25:34

وُجُوهِهِمْ

vucūhihim

yüzleri

O yüzükoyun cehenneme doğru sürülüp-toplanacak olanlar; işte onlar, yer bakımından çok kötü, yol bakımından sapmış olanlardır.

TA-HA
20:111

الْوُجُوهُ

l-vucūhu

bütün yüzler

(Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir.

NEML
27:90

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

onların yüzleri

Kim bir kötülükle gelirse, artık onlar da ateşe yüzükoyun atılır (ve onlara) "Yaptıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz?" (denir).

KASAS
28:22

تَوَجَّهَ

teveccehe

yönelince

Medyen’e doğru yöneldiğinde de "Umarım Rabbim, beni doğru bir yola yöneltip iletir" dedi.

KASAS
28:88

وَجْهَهُ

vechehu

O’nun yüzü(zatı)ndan

Ve Allah ile beraber başka bir İlah’a tapma. O’ndan başka İlah yoktur. O’nun yüzünden (zatından) başka herşey helak olucudur. Hüküm O’nundur ve siz O’na döndürüleceksiniz.

İSRA
17:7

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzlerinizi

Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendi) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi ’kötü duruma soksunlar’, birincisinde ona girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini ’darmadağın edip mahvetsinler.’

İSRA
17:97

وُجُوهِهِمْ

vucūhihim

yüzleri

Allah, kimi hidayete erdirirse, işte o, hidayet bulmuştur, kimi saptırırsa onlar için O’nun dışında asla veliler bulamazsın. Kıyamet günü, Biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükun buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız.

YUNUS
10:26

وُجُوهَهُمْ

vucūhehum

onların yüzlerini

Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

YUNUS
10:27

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

yüzleri

Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

YUNUS
10:105

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Ve "Bir muvahhid (hanif) olarak yüzünü dine doğru yönelt ve sakın müşriklerden olma,"

YUSUF
12:9

وَجْهُ

vechu

yüzü

"Öldürün Yusuf’u veya onu bir yere atıp-bırakın ki babanızın yüzü yalnızca size (dönük) kalsın. Ondan sonra da salih bir topluluk olursunuz."

YUSUF
12:93

وَجْهِ

vechi

yüzü

"Bu gömleğimle gidin de, babamın yüzüne sürün. Gözü (yine) görür hale gelir. Bütün ailenizi de bana getirin."

YUSUF
12:96

وَجْهِهِ

vechihi

yüzü

Müjdeci gelip de onu (gömleği) onun yüzüne sürdüğü zaman, gözü görür olarak (sağlığına) dönüverdi. (Yakub) Dedi ki "Ben, size bilmediğinizi Allah’tan gerçekten biliyorum demedim mi?"

EN'ÂM
6:52

وَجْهَهُ

vechehu

O’nun rızasını

Sabah akşam -O’nun yüzünü (rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde bir şey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.

EN'ÂM
6:79

وَجَّهْتُ

veccehtu

çevirdim

"Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim."

EN'ÂM
6:79

وَجْهِيَ

vechiye

yüzümü

"Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim."

LOKMAN
31:22

وَجْهَهُ

vechehu

yüzünü

Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah’a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulpa yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah’a varır.

ZÜMER
39:24

بِوَجْهِهِ

bivechihi

yüzüyle

Kıyamet günü o kötü azaptan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere "Kazandığınızı tadın" denmiştir.

ZÜMER
39:60

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

yüzlerini

Kıyamet günü, Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?

ZUHRUF
43:17

وَجْهُهُ

vechuhu

yüzü

Oysa onlardan biri, O, Rahman (olan Allah) için verdiği örnek ile (kız çocuğunun doğumuyla) müjdelendiği zaman, yüzü simsiyah kesilmiş olarak kahrından yutkundukça yutkunur.

ZARIYAT
51:29

وَجْهَهَا

vechehā

yüzüne

Böylece karısı çığlıklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak "Kısır, yaşlı bir kadın (mı doğum yapacakmış)? dedi.

GAŞIYE
88:2

وُجُوهٌ

vucūhun

yüzler var ki

O gün, öyle yüzler vardır ki, ’zillet içinde aşağılanmıştır.’

GAŞIYE
88:8

وُجُوهٌ

vucūhun

yüzler de var ki

O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir mutluluk içinde)dirler.

KEHF
18:28

وَجْهَهُ

vechehu

rızasını

Sen de sabah akşam O’nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi ’istek ve tutkularına (hevasına)’ uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

KEHF
18:29

الْوُجُوهَ

l-vucūhe

yüzleri

Ve de ki "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.

NAHL
16:58

وَجْهُهُ

vechuhu

yüzü

Onlardan birine kız (çocuk) müjdelendiği zaman içi öfkeyle-taşarak yüzü simsiyah kesilir.

NAHL
16:76

يُوَجِّهْهُ

yuveccihhu

onu gönderse

Allah şu örneği verdi İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve herşeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi?

İBRAHIM
14:50

وُجُوهَهُمُ

vucūhehumu

yüzlerini

Giyimleri katrandandır, yüzlerini ateş bürümektedir.

ENBIYA
21:39

وُجُوهِهِمُ

vucūhihimu

yüzleri-

O inkar edenler, yüzlerinden ve sırtlarından ateşi püskürtemeyecekleri ve hiç yardım alamayacakları zamanı bir bilselerdi.

MÜ'MINUN
23:104

وُجُوهَهُمُ

vucūhehumu

yüzlerini

Ateş, onların yüzlerini yalayarak yakar da onun içinde onlar, (etleri sıyrılmış olarak sırıtan) dişleriyle kalıverirler.

MÜLK
67:22

وَجْهِهِ

vechihi

yüzüstü

Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?

MÜLK
67:27

وُجُوهُ

vucūhu

yüzleri

Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.

RUM
30:30

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.

RUM
30:38

وَجْهَ

veche

yüzünü (rızasını)

Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır.

RUM
30:39

وَجْهَ

veche

yüzünü (rızasını)

İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz faiz Allah Katında artmaz. Ama Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz zekat ise, işte (sevablarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır.

RUM
30:43

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Öyleyse sen, Allah’tan (bir takdir olarak) geri çevrilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce, yüzünü dimdik ayakta duran dine çevir. O gün parça parça bölünecekler.

MUTAFFIFIN
83:24

وُجُوهِهِمْ

vucūhihim

yüzlerinde

Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın.

RA'D
13:22

وَجْهِ

vechi

yüzünü (rızasını)

Ve onlar-Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir.

HAC
22:11

وَجْهِهِ

vechihi

yüz

İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.

HAC
22:72

وُجُوهِ

vucūhi

yüzlerinde

Onlara karşı apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, sen o inkar edenlerin yüzlerindeki ’red ve inkarı’ tanıyabilirsin. Neredeyse, kendilerine karşı ayetlerimizi okuyanın üzerine çullanıverecekler. De ki "Size, bundan daha kötü olanını haber vereyim mi? Ateş... Allah, onu inkar edenlere va’detmiş bulunmaktadır; ne kötü bir duraktır."

RAHMAN
55:27

وَجْهُ

vechu

yüzü

Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (Kendisi) baki kalacaktır.

İNSAN
76:9

لِوَجْهِ

livechi

rızası için

"Biz size, ancak Allah’ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür."

BAKARA
2:112

وَجْهَهُ

vechehu

yüzünü

Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

BAKARA
2:115

وَجْهُ

vechu

yüzü (zatı)

Doğu da Allah’ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir.

BAKARA
2:144

وَجْهِكَ

vechike

yüzünün

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:144

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:144

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzlerinizi

Biz, senin yüzünü çok defa göğe doğru çevirip-durduğunu görüyoruz. Şimdi elbette seni hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanız, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Şüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartışmasız bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduğunu elbette bilirler. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:148

وِجْهَةٌ

vichetun

bir yönü

Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri biraraya getirecektir. Şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir.

BAKARA
2:149

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

BAKARA
2:150

وَجْهَكَ

vecheke

yüzünü

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

BAKARA
2:150

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzünüzü

Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.

BAKARA
2:177

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzlerinizi

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

BAKARA
2:272

وَجْهِ

vechi

(yüzü) rızasını

Onların hidayete ermesi, senin üzerinde (bir yükümlülük) değildir. Ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak her ne infak ederseniz, kendiniz içindir. Zaten siz, ancak Allah’ın hoşnutluğunu istemekten başka (bir amaçla) infak etmezsiniz. Hayırdan her ne infak ederseniz -haksızlığa (zulme) uğratılmaksızın- size eksiksizce ödenecektir.

ENFAL
8:50

وُجُوهَهُمْ

vucūhehum

yüzlerine

Melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vurarak "Yakıcı azabı tadın" diye o inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin.

ÂL-I İMRAN
3:20

وَجْهِيَ

vechiye

özümü

Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah’a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir.

ÂL-I İMRAN
3:45

وَجِيهًا

vecīhen

yüzdedir (şereflidir)

Hani melekler, dediler ki "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih’tir. O, dünyada ve ahirette ’seçkin, onurlu, saygındır’ ve (Allah’a) yakın kılınanlardandır."

ÂL-I İMRAN
3:72

وَجْهَ

veche

önünde

Kitap Ehlinden bir bölümü, dedi ki "İman edenlere inene gündüzün başlangıcında inanın, bitiminde ise inkar edin. Belki onlar da dönerler."

ÂL-I İMRAN
3:106

وُجُوهٌ

vucūhun

(bazı) yüzler

Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın" (denilir).

ÂL-I İMRAN
3:106

وُجُوهٌ

vucūhun

(bazı) yüzler

Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın" (denilir).

ÂL-I İMRAN
3:106

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

yüzleri

Bazı yüzlerin ağaracağı, bazı yüzlerin de kararacağı gün... Yüzleri kapkara-kesilecek olanlara "İmanınızdan sonra inkar ettiniz, öyle mi? Öyleyse inkar etmenize karşılık olarak azabı tadın" (denilir).

ÂL-I İMRAN
3:107

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

yüzleri

Yüzleri ağaranlar ise, artık onlar Allah’ın rahmeti içindedirler, içinde de temelli kalacaklardır.

AHZAB
33:66

وُجُوهُهُمْ

vucūhuhum

yüzleri

Yüzlerinin ateşte evrilip çevrileceği gün, derler ki "Eyvahlar bize, keşke Allah’a itaat etseydik ve Resûl’e itaat etseydik."

AHZAB
33:69

وَجِيهًا

vecīhen

itibarlı

Ey iman edenler, Musa’ya eziyet edenler gibi olmayın; ki sonunda Allah onu, demekte olduklarından temize çıkardı. O, Allah Katında vecihti.

NISA
4:43

بِوُجُوهِكُمْ

bivucūhikum

yüzlerinize

Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

NISA
4:47

وُجُوهًا

vucūhen

bazı yüzleri

Ey kendilerine kitap verilenler birtakım yüzleri silip de arkalarına çevirmeden ya da cumartesi adamlarını (o gün yasağı çiğneyenleri) lanetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden evvel, yanınızdakini (Tevrat ve İncil’i) doğrulayıcı olarak indirdiğimize (Kur’an’a) iman edin. Allah’ın emri yapılagelmiştir.

NISA
4:125

وَجْهَهُ

vechehu

yüzünü

İyilik yaparak kendini Allah’a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim’in dinine uyandan daha güzel din’li kimdir? Allah, İbrahim’i dost edinmiştir.

MUHAMMED
47:27

وُجُوهَهُمْ

vucūhehum

yüzlerine

Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?

FETIH
48:29

وُجُوهِهِمْ

vucūhihim

yüzlerinde

Muhammed, Allah’ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah’tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat’taki vasıfları budur İncil’deki vasıfları ise Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va’detmiştir.

MAIDE
5:6

وُجُوهَكُمْ

vucūhekum

yüzlerinizi

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

MAIDE
5:6

بِوُجُوهِكُمْ

bivucūhikum

yüzlerinize

Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

MAIDE
5:108

وَجْهِهَا

vechihā

gereği

Bu, gerektiği gibi şahidliği yapmalarına veya yeminlerinden sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarına daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının ve dinleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.